emilia

mekan çok şık, servis iyi fakat tıkış tıkış ve fiyat gereksiz pahalı. i̇nsanlar fotoğraf çektirmek için geliyor çok komik gerçekten. mekanda sürekli bi giriş çıkış var sakin sakin oturamıyorsunuz diken üstünde hissediyosunuz. bir de doğumgünü falan yapılıyor mekanda zaten küçücükyerbir sürü insanı doldurmak nedir ya? meraktan gittim fakat bir daha tercih etmem.

insanlarin sadece fotograf cekinmek icin geldigi, icemedigimiz bir kahveye 28 lira verdigimiz biryeroldu. bir daha asla tercih etmem, fotograflarda cok etkileyici cikan ama sulandirilmis boya ictigimiz hissini veren kahveleri kesinlikle instagram ve gercek hayat kontrastini canli canli yasatti bize.

lezzet avcıları için değil sosyal mecraya resim koymak dışında bir amacı olmayan kesime hitap eden bir mekan. maalsef masaya oturduktan sonra 1 saatlik süreniz var?. her masada ayrı ayrı "tarafiniza 1 saatli̇k rezerve edi̇lmi̇şti̇r" benzeri bir yazı kartlığı mevcut yani oturup sohbet etmek için pek uygun biryerdeğil. kafe içinde de kuyruk olmuş bir grup ve resim çektirme hengamesi mevcut. "i̇çeride ne var da bu kadar insan dışarıda sıra bekliyor" diye sadece gözlem için girdiğimde peşimden koşan kızın "i̇si̇m yazdirmadiniz, resi̇m çekemezsi̇ni̇z" uyarıları hizmet sektörü prensibi için fazla kabaca geldi. ayrıca standart ölçünün ve sunumunun bu olduğunu idda ettikleri klasik türk kahvesi fincanından bir boy büyük fincanda sundukları 3 yudumda biten macchiatoları tam bir şok etkisi (15 lira). fiyatların yüksek oluşu da cabası (su 9 lira)... tek olumlu yanı frambuazlı san sebastian lezzetliydi."

tat olarak harika , fakat fiyatlar biraz fazla pahalı geldi. üç kişi gittik iki beyaz çikolatalı mocha birde bi tatlı yedik. ve fiyatı 80tl civarlarındaydı. çalışanların ilgisini çok beğendim. kapıya girdiğimiz andan itibaren yardımcı olmaya başladılar. dediğim gibi tat mükemmel fakat fiyatı pahalıydı. ve söylemeyi unuttum mekan gerçekten çok tatlı biryer,fotoğraf çekilmek için harikaa bir yer;)

bu yorumu yapıp yapmamak arasındaydım ancak yaşadığımı paylaşmak istedim. talihsizmiydik yada çok talihli olduğumuz için mi bilmiyorum ancak mekana gittiğimizde şanslıydık ki sıra yoktu içeriye girdik ancak aynı zamanda karşılayan biriside yoktu. mekana ilk kez gittiğimiz için bir kaç adım atarak mekanın içine bakmak istemiştik. girişte en öndeki masa boştu eğer iç tarafta boşyervarda oraya oturmak isteyecektik doğal olarak. i̇ç tarafa bakınınca boşyerolmadığını fark ettik. geri dönerek boş masaya oturmak isterken kasanın oradan takim elbiseli birisi gelerek kapıdan giren grubu direk boş masaya aldı. beyefendi biz daha önce girmiştik dediğimde bana cevap vermedi. pardon ama bizi hem karşılamıyorsunuz hemde sıraya girmesi gereken biz mi oluyoruz dediğimde resmen kovmaktan beter etti. yine de mekan için caddeye gittiğimizden bekleyecektik ancak o kişi o kadar kabaydı ki bir daha değil bu cafeye bu kişinin çalıştığını fark ettiğim hiç bir yere gitmeyeceğime çok eminim. ucuz yırttık.

kimsenin fotoğraf çekmekten yiyecek ve içeceklere yorum yapamadığı yer. kübra, sümeyye ve büşra'lar ile nargileden çıkmış dar gömlek kısa pantolon kardeşlerin bulusma noktası. nargile de olmalı. büyük eksik. ayrıca şirokkomu parketçekyerde bulamadım. :(

canım eşim eski nişanlımla birlikte evde otururken kendisi yine bir anda instagramlık fotoğraf çektirebileceği bir mekan bulmanın heyecanıyla 'aşkım, hayat ağacım, evimin direği emilia diye biyerbuldum düşman çatlatmalık, görümce yok etmelik... gidelim mi?' demesiyle birlikte anında duşumu alıp saçlara waxı, spreyi dayayıp kapının önünde hazırlanmam bir oldu. erken hazırladığım için fırçayı yiyip daha ben makyaj yapacaktım dedi ve 1.5 saat boyunca beklerken bir film devirdim :) (geç hazırlanması sayesinde sinema kültürüm aşırı gelişti) hava çok soğuk olduğu için ve arabamız olmadığı için paraya kıyıp taksi çağırdım. mekana girdik ve bir arkadaş evlilik teklifi etmeye hazırlanıyordu. master bir evli olarak omzuna pat pat vurarak haydi bakalım yak kendini sen de eheheh diye bir şaka yaparak ortama uyum sağladım. bunu duyan güzeller güzeli eşim vay efendim demek ki sen evlendin de kendini yaktın, memnun değil misin benden, sıkıntın varsa kapı orada defolup gidersin diye başladı serzenişe. aşkım öyle demek istemedim desem de dinletemedim. emilia san sebastiandan bir parça bile alamadan çıktık mekandan. hala benimle konuşmuyor. senin yüzünden fotoğraf bile çekinemedim diye söylenerek. mekan güzel fotoğraf çekmelik ve evlilik teklif etmelik. tavsiye ederim.