dönerci celal usta


İçinde "yer" olan yorumlar
4
4.1
olcay
2
4 yıl önce
çakmak
pahali! - ümraniye ve üsküdar çevresinde çok yerde yemek yedim, burasi kadar pahali biryerbilmiyorum. üstelik iskenderi falan da öyle ahim sahim degil!!!
0
özcan
5
4 yıl önce
çakmak
burası ile ilgili güzel yorumlar yazılmıştı. en iyi donerciler arasındayeralıyor. sırf bu yüzden geldim. şimdiye kadar yediğim en iyi döner diyebilirim. ayrıca kadayıf 10 numara. servis , ilgi , alakaya hiç girmiyorum. kusuru yok. ambiyas içinde yorum yok. odaginiz güzel bir döner yemek olsun. bence döner çok başarılı. ama dediğim gibi kadayıf 10 numara
0
bülent
4
4 yıl önce
çakmak
bana göre en iyisi olmasa bile i̇stanbul'daki ilk 5 dönerci arasındayeralmayı hakediyor. servis aksamiyor, çalışanlar güler yüzlü ve hizmet kaliteli.
0
engin
5
4 yıl önce
çakmak
efsanenin başladığıyer:) dönerci celal usta gerçekten de i̇stanbul'da en lezzetli döner yiyebileceğiniz bir kaç yerden birisi. tadı enfes, yağı ve pişkinliği tam kıvamında olan tam bir yaprak döner. lavaş da çok lezzetli, bu konuda da iddialılar. diğer bir iddialı oldukları ise künefe. gerçekten de beklenmedik derecede iyi. fiyatlar ise bu lezzete göre makul. servisi de hızlı ve ilgili. mekanın otoparkı da mevcut. özetle döner ziyafeti için dönerci celal usta en doğru adreslerden.
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
çakmak
gözlerini sıkı sıkı kapatmalısın…ne görüyorsun gözkapaklarının lacivert dehlizlerinde? i̇ncecik kesilmiş, dilim dilim, lavaşlara gark olmuş, sessiz- sakin bir güç dansediyor: döner! neden? bilemiyorsun sebebini. rüyalarını iki tema süslüyor bir süredir: 1-kendini kızıltoprak’ta sakin sakin araba sürerken görüyorsun gecenin bir saatinde. birden, dehşetle arabanın farlarının çalışmadığını fark ediyorsun. sonra anlıyorsun ki, arabanın motoru da çalışmıyor. ardından görüyorsun ki, sadece seninki değil çevredeki hiçbir arabanın motoru çalışmıyor. i̇nsanların hayret dolu sesleri yankılanıyor sokaklarda. hiçbir elektronik cihaz çalışmıyor aslında. hiç beklemediğin bir anda, büyük bir sıcak dalgası hissediyorsun yüzünde ve bedeninde. anlıyorsun! nedenini hiçbir şekilde kavrayamadığın bir senaryo içinde debeleniyorsun. atom bombası atıldığını, önce makinaların bozulduğunu, ardından bir sıcak dalgası geldiğini düşünüyorsun. az sonra kızaracaksın. kim yapmış olabilir bu saçmalığı? kim bu kadar aptal olabilir? hep bu noktada uyanıyorsun. 2- döner yiyorsun sürekli tekrarlanan rüyalarında. rüyanda içini kaplayan lezzet duygusunun gerçek hayatta hissetiğinle birebir aynı olması ürkütücü. her şey beyinde cereyan ediyor. genelde her atom bombası rüyasının ertesi günü, bir de döner rüyası süslüyor hayal dünyanı ve örümcekler bağlamış bilinçaltını. acaba (kendi iç) dünyanın yok olmasına dair duyduğun derin endişe, bir daha döner yiyemeyeceğine yönelik korkularınla mı örtüşüyor sinsice?

x-men serisinde bir karakter vardır. momentumu aldı mı duvarları yıka yıka ilerler; kimse tarafından durdurulamaz. son bir aydır döner yeme alışkanlıkların işte aynen bu kahramananın yaşam tarzına doğru evriliyor. momentumu almış bir şekilde bir dönerciden ötekine ilerliyorsun. hepsinin tadına bakmalı, hepsini tüketmeli, her gittiğin dükkanı üç beş satır da olsa, kırık dökük türkçenle yazmasılın. seni durdurmaya gücü yetebilecek iki senaryo mevcut: 1-tüm dönercileri dolaşmış olmak 2-ölümcül bir hastalığa yakalanıp bir daha döner yiyemeyecek olmak. (hastalığın adı “donerius” olabilir)

bu kafayla giriyorsun dönerci celal usta’nın kapısından içeri. rastignac misali, keşfedilecek yeni dünyaları ele geçirmeye kararlısın. sir francis drake’i andıran bir korsan tavrın da var ama. yeni dünyada keşfettiğin her şeyin, majestelerinin izniyle kendi kontrolünde olmasını arzu ediyorsun. sömürmek, kullanıp atmak, hayal kurmak, yüceltmek için ordasın. ama bildiğin önemli bir ayrıntı da var: hayat izafiyetten ibarettir. edebiyat faresi bir zat bunu şöyle ifade edecektir şüphesiz: “binbir gece masalları’nı tek başına okumak manasızdır mirim; sen canterbury tales ve deccameron’u hatmetmeden bu üç eserin hiçbirini tam anlayamazsın…”

hülasa-i kelam, karşılaştırmalı bir döner girdabının tam ortasında buluyorsun kendini. tatar salim’in “eli yüzü düzgün” mekan avantajını burada da görüyorsun. kırık dökük, eprimiş bir lokanta değil, adam gibi biryerkarşılıyor seni bayramoğlu’na nazaran. geniş, rahat, havadar… en kalabalık olabilecek öğle saatinde gitmene rağmen çok rahat oturuyorsun. servis hızlı ve güleryüzlü. buna da tam puan. mekanı bulmak, senin gibi ümraniye kırsalına yeterince aşina olmayan gafiller için hayli zor. burada yapabilecek bir şey yok. atakent denen uydunun içinde bir yerlerde lokanta. tarif beklemesin kimse, zira sen de navigasyon cihazı ile buldun celal’i.

döneri padişahlara layık, yağlı, dolu dolu, tatminkar. lavaşı, en son eleştirdiğin üç mekanın içinde en iyisi. i̇nce değil, hamuru hissediyorsun iliklerinde. salatası tatar salim’den sonra ikinci sırada. turşuları gayet iyi. fiyatı da bayramoğlu ve salim ile birebir aynı. (i̇çinden ikircikli bir ses, memleketteki tüm dönercilerin aynı kişi tarafından yönetildiğini fısıldıyor. buraları hem insanlardan para kazanmak, hem de gizli operasyonlarını yönetmek için kullanan bir örgüt canlandırıyorsun imgeleminde. örgütün adını koyamıyorsun bir türlü)

mutlu ayrılıyorsun celal usta’dan. sonraki dönerciye doğru yelken açıyorsun…

dönerci celal usta
atakent mahallesi reşitpaşa caddesi
no:75 e-d ümraniye – i̇stanbul
telefon: +90 216 329 35 40 – 41


-----28 feb, 2014-----

http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/02/donerci-celal-usta.html
gözlerini siki siki kapatmalisin...ne görüyorsun gözkapaklarinin lacivert dehlizlerinde? incecik kesilmis, dilim dilim, lavaslara gark olmus, sessiz- sakin bir güç dansediyor: döner! neden? bilemiyorsun sebebini. rüyalarini iki tema süslüyor bir süredir: 1-kendini kiziltoprak'ta sakin sakin araba sürerken görüyorsun gecenin bir saatinde. birden, dehsetle arabanin farlarinin çalismadigini fark ediyorsun. sonra anliyorsun ki, arabanin motoru da çalismiyor. ardindan görüyorsun ki, sadece seninki degil çevredeki hiçbir arabanin motoru çalismiyor. insanlarin hayret dolu sesleri yankilaniyor sokaklarda. hiçbir elektronik cihaz çalismiyor aslinda. hiç beklemedigin bir anda, büyük bir sicak dalgasi hissediyorsun yüzünde ve bedeninde. anliyorsun! nedenini hiçbir sekilde kavrayamadigin bir senaryo içinde debeleniyorsun. atom bombasi atildigini, önce makinalarin bozuldugunu, ardindan bir sicak dalgasi geldigini düsünüyorsun. az sonra kizaracaksin. kim yapmis olabilir bu saçmaligi? kim bu kadar aptal olabilir? hep bu noktada uyaniyorsun. 2- döner yiyorsun sürekli tekrarlanan rüyalarinda. rüyanda içini kaplayan lezzet duygusunun gerçek hayatta hissetiginle birebir ayni olmasi ürkütücü. her sey beyinde cereyan ediyor. genelde her atom bombasi rüyasinin ertesi günü, bir de döner rüyasi süslüyor hayal dünyani ve örümcekler baglamis bilinçaltini. acaba (kendi iç) dünyanin yok olmasina dair duydugun derin endise, bir daha döner yiyemeyecegine yönelik korkularinla mi örtüsüyor sinsice?

x-men serisinde bir karakter vardir. momentumu aldi mi duvarlari yika yika ilerler; kimse tarafindan durdurulamaz. son bir aydir döner yeme aliskanliklarin iste aynen bu kahramananin yasam tarzina dogru evriliyor. momentumu almis bir sekilde bir dönerciden ötekine ilerliyorsun. hepsinin tadina bakmali, hepsini tüketmeli, her gittigin dükkani üç bes satir da olsa, kirik dökük türkçenle yazmasilin. seni durdurmaya gücü yetebilecek iki senaryo mevcut: 1-tüm dönercileri dolasmis olmak 2-ölümcül bir hastaliga yakalanip bir daha döner yiyemeyecek olmak. (hastaligin adi "donerius" olabilir)

bu kafayla giriyorsun dönerci celal usta'nin kapisindan içeri. rastignac misali, kesfedilecek yeni dünyalari ele geçirmeye kararlisin. sir francis drake'i andiran bir korsan tavrin da var ama. yeni dünyada kesfettigin her seyin, majestelerinin izniyle kendi kontrolünde olmasini arzu ediyorsun. sömürmek, kullanip atmak, hayal kurmak, yüceltmek için ordasin. ama bildigin önemli bir ayrinti da var: hayat izafiyetten ibarettir. edebiyat faresi bir zat bunu söyle ifade edecektir süphesiz: "binbir gece masallari'ni tek basina okumak manasizdir mirim; sen canterbury tales ve deccameron'u hatmetmeden bu üç eserin hiçbirini tam anlayamazsin..."

hülasa-i kelam, karsilastirmali bir döner girdabinin tam ortasinda buluyorsun kendini. tatar salim'in "eli yüzü düzgün" mekan avantajini burada da görüyorsun. kirik dökük, eprimis bir lokanta degil, adam gibi biryerkarsiliyor seni bayramoglu'na nazaran. genis, rahat, havadar... en kalabalik olabilecek ögle saatinde gitmene ragmen çok rahat oturuyorsun. servis hizli ve güleryüzlü. buna da tam puan. mekani bulmak, senin gibi ümraniye kirsalina yeterince asina olmayan gafiller için hayli zor. burada yapabilecek bir sey yok. atakent denen uydunun içinde bir yerlerde lokanta. tarif beklemesin kimse, zira sen de navigasyon cihazi ile buldun celal'i.

döneri padisahlara layik, yagli, dolu dolu, tatminkar. lavasi, en son elestirdigin üç mekanin içinde en iyisi. ince degil, hamuru hissediyorsun iliklerinde. salatasi tatar salim'den sonra ikinci sirada. tursulari gayet iyi. fiyati da bayramoglu ve salim ile birebir ayni. (içinden ikircikli bir ses, memleketteki tüm dönercilerin ayni kisi tarafindan yönetildigini fisildiyor. buralari hem insanlardan para kazanmak, hem de gizli operasyonlarini yönetmek için kullanan bir örgüt canlandiriyorsun imgeleminde. örgütün adini koyamiyorsun bir türlü)

mutlu ayriliyorsun celal usta'dan. sonraki dönerciye dogru yelken açiyorsun...
0
eatdrinkmucan
4
4 yıl önce
çakmak
posiyon donerde istanbul' da net ilk 10 icerisindeyeralir. yagli doner eti leziz, yaninda salatasi tursusu bol. benim icin en onemli ozelligi leziz bir acik ayrani olmasi. ye- kalk konseptinde ki celal usta' yi tavsiye ederim.
0
elif
5
4 yıl önce
çakmak
hizli paket servisi fark yaratiyor - ne siparis ederseniz edin sasilacak derecede hizli getiriyorlar. sicacik tombik pide dönerini tavsiye ederim. tek kusuru, bir yemek siparis sitesinden degil de, sadece restaurant telefonlari ile ulasip siparis verebilmeniz; ne yazik ki üyelikleri mevcut degil.


-----27 jul, 2013-----

doneri bana göre ali ustanin dönerini çoktan solladi. paket servisini de çok basarili buluyorum. ayrani ile birlikte etlerini de balikesir'den getiriyormus.tek kötü tarafiyerbulmakta güçlük çekilmesi. ama paket servisi de oldukça hizli, yakinsaniz tercih edebilirsiniz.
0
tamer
5
4 yıl önce
çakmak
muhtesem - döner... baska bir sey yok zaten... beklemeyin, ambiyans yok. aileler gelir. fiyatlar çok makul... kesinlikle deneyin ama sevgilinizi ilk götüreceginizyerolmadigini da bilin. :)
0
gamze
4
4 yıl önce
çakmak
buraya pek çok kez gittim ve her seferinde lezzetten çok memnum kaldım, mekanda alkol yok, uzun uzun oturup yemek yiyeceğiniz biryerdeğil. çalışan garson sayısı zaten çok fazla ve çok hızlılar. çünkü her daim çok kalabalık. burada yediğim dönerden sonra başka yerlerdekini beğenemiyorum, fiyat olarak porsiyon 20 tl civarı (pilav üstü-lavaş üstü olmasına göre değişebilir). kalitesiz bir yerde yiyeceğiniz dönere 10-15 tl vermektense bu fiyata kesinlikle değer. üstelik porsiyonunda 120 gr et var, gayet doyurucu ve güzel. künefesi de nefis. iso 22000 kalite yönetim sistem belgesi de almıştır üstelik.
0
fatih
4
4 yıl önce
çakmak
anadolu yakasında hadi güzel bir döner yiyelim desek buraya gelmem ama ümraniye tarafında popüler olmuş dönerci diyebilirim.
mekan büyük ama salaş hissi veriyor, muhtemelen patronların zevksizliği.

pilav üstü döneri tavsiye edilir. i̇skender konusunda yine idare eder. öğle saatlerinde kalabalık olmasına rağmen garson sayısı yeterli olduğundan serviste sıkıntı olmuyor. araya gelen mezeler de yeterli.
fiyatlar da uçuk değil, esnaftan kurumsal tiplere kadar kozmopolit bir müşteri kitlesine sahip ticket geçenyer:-)
0
begum
5
4 yıl önce
çakmak
celal usta efsanesi.. - sirkülasyonun oldukça fazla oldugu ve dönerlerin kalip kalip ustalarca kesimine es anli olarak tanik olabileceginiz, simdiye kadar yemis oldugum döneri sunuyor dönerci celal usta. en iyi dönerci siralamamda ilk siralardayeraliyor. iskenderden ziyade lavas ya da pilavla yiyeceginiz sade döner, tek kelimeyle agzinizin suyunu akitacak cinsten. 3,5 yasindaki yegenimin vazgeçilmez dönercisi!
0
ali
4
4 yıl önce
çakmak
tek porsiyonyeryer bir buçuk kıvamında, etin ve lavaşın inceliği korkutmasın gayet doyurucu. tavsileri lavaş üstü, iskender'e sos girer tereyağ girer "abim etin tadını al bence" mottoları, yancı turşu ve patates kızartması son darbeyi vurduktan sonra çay döküp yolluyorlar (çaylar demli ve koyu çarpıntı kaçınılmaz açık için olum yapmayın).
0
sinem
5
4 yıl önce
çakmak
istanbul'un en etli döneri - rahatlikla bunu söyleyebilirim. gerçekten et tadi aldiginiz incecik kesilmis gerçek döner. lavas içinde ya da pilav üstü de tavsiye edilir. temiz biryerayrica dönerden sonra künefeye mutlakayerbirakin. künefesi de çok iyidir.
0
pembefiyonk
1
4 yıl önce
çakmak
fiyatlar çok yüksek, meşhur biryer(!) yemekten sonra garsona "kahve ikram mi ?" diye sordum,gidip öğrenip geleceğini söyledi. ağzımla söylememe rağmen kahvenin ikram olmadığı cevabını aldım. müşteri memnuniyeti bu yönden yetersiz kalıyor benim için. sorun tabiiki kahve ücreti odemek değil müşteri ağzıyla söylüyor ve sonuç kahve ikram değil :)) döner lezzetine gelince asla "bayildim" diyemeyeceğim, hatta güzel değil.tekrar tercih etmeyeceğim bir işletme.
0
umut
5
4 yıl önce
çakmak
döner konusunda hakikaten çok iyiler . i̇stanbul'daki 2-3yerarasına girer kesinlikle. fiyatlar da makul daha ne olsun hadi afiyet olsun.....
0
oturum aç
hesap oluştur