dönerci celal usta


pelin
4
4 yıl önce
çakmak
oldum olasi severim - yeri nedeni ile arkadaslara tavsiye edildiginde bir burun kivirma durumu olabiliyor. ama götürdügüm herkes begendi. hatta fazla yemekten ögleden sonra çalisamayanlar oluyor. eti lezzetli. manzarali bir yerde açilmis olsa mekan daha popüler olurdu.


-----11 nov, 2013-----

gerek eve servis gerek restoranda oturup yeme açisindan güzel bir dönerci. manzarasi da olsa tadindan yenmez diyebilecegimiz bir his yasayacaksiniz. künefesini muhakkak denemelisiniz. ramazan ayindaki menüleri de basarili ancak ramazan ayinda iftari iskender döner gibi ürünlerle açmak biraz agir gelebilir.


-----11 nov, 2013-----

sadece döner olarak da degil mevlütlerinizde, toplu yemeklerinizde görüserek toplu yemekler yaptirma sansiniz var. pilavi ve kusbasi eti hazirliyorlar, çok basarili çok lezzetli, yagsiz et sunuyorlar. evde toplu yemek verecekseniz 50 kisilik, 100 kisilik gibi adetlerde size pilav ve kusbasi et hazirlama imkanlari da mevcuttur.
0
cihan
4
4 yıl önce
çakmak
ambiyansı için değil de yemek için gidilecek yerlerden. i̇skender çok lezzetliydi. biber turşu da güzel. çay malesef bulanık ve kötü. künefe de idare eder.
0
mehmet
3
4 yıl önce
çakmak
döneri lezzetli, ama bana hep bir seyler hatirlatiyor - celal usta ya defalarca gittim. her seferinde sadece dönerinden memnun kaldim. sürekli kesilmesi bu isin sirlarindan biri. sanki bosluk fazla kaçmis, bana biraz yagli geldi. ama lezzetliydi. ama o kadar. bu kadar alakasiz ara bir semtte bir restoran nasil basarili olur, sir bu. fakat baktiginiz her ser dönerci ali usta kokuyor. dönerleri birbirine yakin. kullanilan renkler, tezgah dizilimi taklit. dönerin lezzeti de ali usta deneyiminden geliyor. ambiyans basarisiz. garsonlar yogunlugun altindan kalkamiyor. maden suyum 2 kere söyledim gelmedi. tatli yemegin ortasinda söyledik, yemek sonunda bir daha yeniden siparis aldi. kalsin dedik. salon yönetimi son derece basarisiz ve yetersiz.
0
ersin
5
4 yıl önce
çakmak
dogru ve hakki verilerek yapilan her is karsiligini bulur, dönerci celal usta da bunun en iyi örneklerinden... gerçek etin tadini unuttugumuz, basarisiz franchasing modelleriyle kalitenin dibe vurdugu günümüzde iyi ve ekonomik yemek mekanlari çok az; kiymetini bilmek, hakkini vermek lazim bu tarz yerlerin...
0
emre
4
4 yıl önce
çakmak
yakin olmasi sevindirici - bu mekani listede görünce ve eve çok yakin oldugunu farkedince denemek için gittim. döneri gerçekten çok güzel. suan istanbuldaki favorilerim arasina girdi. ayrica diger favorilerim arasinda evime en yakin olanin bu olmasi onu bir adim öne tasiyor. denenmeli
0
ufuk
5
4 yıl önce
çakmak
dönerin ve süratin padisahi - celal usta deyince aklima gelen 3 sey var. en iyi döner - uygun fiyat - inanilmaz hizli servis. burada yiyeceginiz dönerin lezzeti gerçekten dillere destan. öyle köse bucak yerde durduguna da aldanmayin, inaniyorum ki türkiye'deki en iyi dönercilerin baslarindadir. bu kadar kaliteli ve lezzetli döneri de uygun fiyata yiyince daha mutlu oluyor insan. içerisi ne kadar kalabalik olursa olsun, masaya oturup siparisiniz alininca, ikramlariniz bitmeden gelir siparisiniz. kimi götürdüysem sok olmustur servisin hizindan dolayi. çok yasa celal usta!
0
gs
5
4 yıl önce
çakmak
agzinin tadini bilen ve burasini görmeyen degerlei kardeslerime duyrulur tek kelime ile süper bir mekan ve süper ötesi bir lezzet geli görün ben denedim ve tekrara tekrar bu ziyafete ve lezzet tahammülsüz kalamiyorum afiyet olsun
0
kiz
3
4 yıl önce
çakmak
ben uzun zamandir gidememistim sehir disinda oldugum için dün gittim ama büyük hayal korikligina ugradim. fabrikasyon bi dönere dönmüs... yazik.. eski tadi kalmamis... benden söylemesi....
0
ersin
5
4 yıl önce
çakmak
bu kadar olumlu yorumu bosa almamis. ögle yemegi için gittigim mekanda 1,5 porsiyon döner siparis ettim. sadece incecik tandirda pismis lavas arasinda ev usulü kizartilmis patatesle çabucak geldi. sicacikti ve gerçekten çok lezzetliydi. sanirim yakin zamanda tekrar tekrar gidecegim.
0
mehmet
4
4 yıl önce
çakmak
evet dönerci celal usta deyince akla et konusunda damak lezzeti anlamin da dönerin tadina varmak için bir numarali mekan oldugunu düsünüytorum ve tasdikliyorum...
0
emre
4
4 yıl önce
çakmak
döneri güzel, lavaş da güzel tavsiye üzerine gittik. bence bir bayramoğlu döner değil ama eti güzel yani lavaşı soğuk geliyor sıcak sıcak servis yapılsa daha hoş olur. birde servis epey yavaştı
0
elçin
4
4 yıl önce
çakmak
oh mis :) - ümraniye'de oturan bir arkadasim sayesinde deneme sansini yakalim. ayni ali usta gibi, döner iskender var. biz o gün iskender yemeyi tercih ettik. iskenderi çok lezzetli idi, yanindaki yogurdun kivami, salçanin tadi ekmeklerim yumusamasi, tereyag orani gayet basarili idi. yemegin üstüne bir bol findikli sütlaç yedik ki çok güzeldi. ben çok pirinçli sütlaç sevmem, ancak bu tam benim agzima layikti. ortam muhtesem degil, ancak yeni moda dönerci konseptini burada da görebilirsiniz. fiyatlar normal, servis hizli, tuvaletler temiz, restaurant da genel itibari ile hijyendi. yolunuz düserse tavsiye ederim
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
çakmak
gözlerini sıkı sıkı kapatmalısın…ne görüyorsun gözkapaklarının lacivert dehlizlerinde? i̇ncecik kesilmiş, dilim dilim, lavaşlara gark olmuş, sessiz- sakin bir güç dansediyor: döner! neden? bilemiyorsun sebebini. rüyalarını iki tema süslüyor bir süredir: 1-kendini kızıltoprak’ta sakin sakin araba sürerken görüyorsun gecenin bir saatinde. birden, dehşetle arabanın farlarının çalışmadığını fark ediyorsun. sonra anlıyorsun ki, arabanın motoru da çalışmıyor. ardından görüyorsun ki, sadece seninki değil çevredeki hiçbir arabanın motoru çalışmıyor. i̇nsanların hayret dolu sesleri yankılanıyor sokaklarda. hiçbir elektronik cihaz çalışmıyor aslında. hiç beklemediğin bir anda, büyük bir sıcak dalgası hissediyorsun yüzünde ve bedeninde. anlıyorsun! nedenini hiçbir şekilde kavrayamadığın bir senaryo içinde debeleniyorsun. atom bombası atıldığını, önce makinaların bozulduğunu, ardından bir sıcak dalgası geldiğini düşünüyorsun. az sonra kızaracaksın. kim yapmış olabilir bu saçmalığı? kim bu kadar aptal olabilir? hep bu noktada uyanıyorsun. 2- döner yiyorsun sürekli tekrarlanan rüyalarında. rüyanda içini kaplayan lezzet duygusunun gerçek hayatta hissetiğinle birebir aynı olması ürkütücü. her şey beyinde cereyan ediyor. genelde her atom bombası rüyasının ertesi günü, bir de döner rüyası süslüyor hayal dünyanı ve örümcekler bağlamış bilinçaltını. acaba (kendi iç) dünyanın yok olmasına dair duyduğun derin endişe, bir daha döner yiyemeyeceğine yönelik korkularınla mı örtüşüyor sinsice?

x-men serisinde bir karakter vardır. momentumu aldı mı duvarları yıka yıka ilerler; kimse tarafından durdurulamaz. son bir aydır döner yeme alışkanlıkların işte aynen bu kahramananın yaşam tarzına doğru evriliyor. momentumu almış bir şekilde bir dönerciden ötekine ilerliyorsun. hepsinin tadına bakmalı, hepsini tüketmeli, her gittiğin dükkanı üç beş satır da olsa, kırık dökük türkçenle yazmasılın. seni durdurmaya gücü yetebilecek iki senaryo mevcut: 1-tüm dönercileri dolaşmış olmak 2-ölümcül bir hastalığa yakalanıp bir daha döner yiyemeyecek olmak. (hastalığın adı “donerius” olabilir)

bu kafayla giriyorsun dönerci celal usta’nın kapısından içeri. rastignac misali, keşfedilecek yeni dünyaları ele geçirmeye kararlısın. sir francis drake’i andıran bir korsan tavrın da var ama. yeni dünyada keşfettiğin her şeyin, majestelerinin izniyle kendi kontrolünde olmasını arzu ediyorsun. sömürmek, kullanıp atmak, hayal kurmak, yüceltmek için ordasın. ama bildiğin önemli bir ayrıntı da var: hayat izafiyetten ibarettir. edebiyat faresi bir zat bunu şöyle ifade edecektir şüphesiz: “binbir gece masalları’nı tek başına okumak manasızdır mirim; sen canterbury tales ve deccameron’u hatmetmeden bu üç eserin hiçbirini tam anlayamazsın…”

hülasa-i kelam, karşılaştırmalı bir döner girdabının tam ortasında buluyorsun kendini. tatar salim’in “eli yüzü düzgün” mekan avantajını burada da görüyorsun. kırık dökük, eprimiş bir lokanta değil, adam gibi bir yer karşılıyor seni bayramoğlu’na nazaran. geniş, rahat, havadar… en kalabalık olabilecek öğle saatinde gitmene rağmen çok rahat oturuyorsun. servis hızlı ve güleryüzlü. buna da tam puan. mekanı bulmak, senin gibi ümraniye kırsalına yeterince aşina olmayan gafiller için hayli zor. burada yapabilecek bir şey yok. atakent denen uydunun içinde bir yerlerde lokanta. tarif beklemesin kimse, zira sen de navigasyon cihazı ile buldun celal’i.

döneri padişahlara layık, yağlı, dolu dolu, tatminkar. lavaşı, en son eleştirdiğin üç mekanın içinde en iyisi. i̇nce değil, hamuru hissediyorsun iliklerinde. salatası tatar salim’den sonra ikinci sırada. turşuları gayet iyi. fiyatı da bayramoğlu ve salim ile birebir aynı. (i̇çinden ikircikli bir ses, memleketteki tüm dönercilerin aynı kişi tarafından yönetildiğini fısıldıyor. buraları hem insanlardan para kazanmak, hem de gizli operasyonlarını yönetmek için kullanan bir örgüt canlandırıyorsun imgeleminde. örgütün adını koyamıyorsun bir türlü)

mutlu ayrılıyorsun celal usta’dan. sonraki dönerciye doğru yelken açıyorsun…

dönerci celal usta
atakent mahallesi reşitpaşa caddesi
no:75 e-d ümraniye – i̇stanbul
telefon: +90 216 329 35 40 – 41


-----28 feb, 2014-----

http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/02/donerci-celal-usta.html
gözlerini siki siki kapatmalisin...ne görüyorsun gözkapaklarinin lacivert dehlizlerinde? incecik kesilmis, dilim dilim, lavaslara gark olmus, sessiz- sakin bir güç dansediyor: döner! neden? bilemiyorsun sebebini. rüyalarini iki tema süslüyor bir süredir: 1-kendini kiziltoprak'ta sakin sakin araba sürerken görüyorsun gecenin bir saatinde. birden, dehsetle arabanin farlarinin çalismadigini fark ediyorsun. sonra anliyorsun ki, arabanin motoru da çalismiyor. ardindan görüyorsun ki, sadece seninki degil çevredeki hiçbir arabanin motoru çalismiyor. insanlarin hayret dolu sesleri yankilaniyor sokaklarda. hiçbir elektronik cihaz çalismiyor aslinda. hiç beklemedigin bir anda, büyük bir sicak dalgasi hissediyorsun yüzünde ve bedeninde. anliyorsun! nedenini hiçbir sekilde kavrayamadigin bir senaryo içinde debeleniyorsun. atom bombasi atildigini, önce makinalarin bozuldugunu, ardindan bir sicak dalgasi geldigini düsünüyorsun. az sonra kizaracaksin. kim yapmis olabilir bu saçmaligi? kim bu kadar aptal olabilir? hep bu noktada uyaniyorsun. 2- döner yiyorsun sürekli tekrarlanan rüyalarinda. rüyanda içini kaplayan lezzet duygusunun gerçek hayatta hissetiginle birebir ayni olmasi ürkütücü. her sey beyinde cereyan ediyor. genelde her atom bombasi rüyasinin ertesi günü, bir de döner rüyasi süslüyor hayal dünyani ve örümcekler baglamis bilinçaltini. acaba (kendi iç) dünyanin yok olmasina dair duydugun derin endise, bir daha döner yiyemeyecegine yönelik korkularinla mi örtüsüyor sinsice?

x-men serisinde bir karakter vardir. momentumu aldi mi duvarlari yika yika ilerler; kimse tarafindan durdurulamaz. son bir aydir döner yeme aliskanliklarin iste aynen bu kahramananin yasam tarzina dogru evriliyor. momentumu almis bir sekilde bir dönerciden ötekine ilerliyorsun. hepsinin tadina bakmali, hepsini tüketmeli, her gittigin dükkani üç bes satir da olsa, kirik dökük türkçenle yazmasilin. seni durdurmaya gücü yetebilecek iki senaryo mevcut: 1-tüm dönercileri dolasmis olmak 2-ölümcül bir hastaliga yakalanip bir daha döner yiyemeyecek olmak. (hastaligin adi "donerius" olabilir)

bu kafayla giriyorsun dönerci celal usta'nin kapisindan içeri. rastignac misali, kesfedilecek yeni dünyalari ele geçirmeye kararlisin. sir francis drake'i andiran bir korsan tavrin da var ama. yeni dünyada kesfettigin her seyin, majestelerinin izniyle kendi kontrolünde olmasini arzu ediyorsun. sömürmek, kullanip atmak, hayal kurmak, yüceltmek için ordasin. ama bildigin önemli bir ayrinti da var: hayat izafiyetten ibarettir. edebiyat faresi bir zat bunu söyle ifade edecektir süphesiz: "binbir gece masallari'ni tek basina okumak manasizdir mirim; sen canterbury tales ve deccameron'u hatmetmeden bu üç eserin hiçbirini tam anlayamazsin..."

hülasa-i kelam, karsilastirmali bir döner girdabinin tam ortasinda buluyorsun kendini. tatar salim'in "eli yüzü düzgün" mekan avantajini burada da görüyorsun. kirik dökük, eprimis bir lokanta degil, adam gibi bir yer karsiliyor seni bayramoglu'na nazaran. genis, rahat, havadar... en kalabalik olabilecek ögle saatinde gitmene ragmen çok rahat oturuyorsun. servis hizli ve güleryüzlü. buna da tam puan. mekani bulmak, senin gibi ümraniye kirsalina yeterince asina olmayan gafiller için hayli zor. burada yapabilecek bir sey yok. atakent denen uydunun içinde bir yerlerde lokanta. tarif beklemesin kimse, zira sen de navigasyon cihazi ile buldun celal'i.

döneri padisahlara layik, yagli, dolu dolu, tatminkar. lavasi, en son elestirdigin üç mekanin içinde en iyisi. ince degil, hamuru hissediyorsun iliklerinde. salatasi tatar salim'den sonra ikinci sirada. tursulari gayet iyi. fiyati da bayramoglu ve salim ile birebir ayni. (içinden ikircikli bir ses, memleketteki tüm dönercilerin ayni kisi tarafindan yönetildigini fisildiyor. buralari hem insanlardan para kazanmak, hem de gizli operasyonlarini yönetmek için kullanan bir örgüt canlandiriyorsun imgeleminde. örgütün adini koyamiyorsun bir türlü)

mutlu ayriliyorsun celal usta'dan. sonraki dönerciye dogru yelken açiyorsun...
0
serdar
5
4 yıl önce
çakmak
i̇lk defa bu mekana geldim döneri süper mekan çok güzel fiyatı biraz pahalı ama değer yedigimiz içtiğimizi anladık herkeze tavsiye ederim
0
berk
3
4 yıl önce
çakmak
dönerde lezzzet vasat. diğer ikramlar ok fakat dediğim gibi dönerde lezzet orta karar. bir ali usta veya intibaa döner lezzetlerini bulmak söz konusu değil
0
oturum aç
hesap oluştur