biraz iddialı olacak sanki ama açık konuşayım. bu kadar yer geziyorum, ne manzaralar gördüm. ama çok net, böylesini görmedim!
gazi & bilal ateş kardeşler chef mezze için ilk olarak 2014 ‘te sortie‘de kolları sıvamıştı. ta o zamandan damağıma kazınmıştı hünerleri ve bu lezzet şöleni i̇stanbul’a mola verince üzülmüştüm. lezzetli sunumların yanı sıra, kapıdan girdiğiniz anda sizinle ilgilenen mekan sahiplerinin aynı zamanda mutfakta olması, hatta servis yapacak kadar mütevazi olması en etkilendiğim tarafları olmuştu o dönem. aradan tam iki sene geçti ve özlem bitti. artık chef mezze markası yine i̇stanbul’da.
chef mezze gümüşsuyu’nda büyüleyici bir manzara
asansörden indiğinizde sol tarafta rengarenk meyve ve sebzeler, az ileride sağda ise mezeler karşılıyor sizi. i̇lerisi sürpriz. bu paravanı geçtikten sonra karşınızda i̇stanbul’un en iyi manzaralarından biri. arzu ettiğiniz bir yere oturun lütfen.
siz masanızda oturuyorsunuz ama önünüzde gördüğünüz şey neredeyse 180 derece boğaz manzarası. bir uçta boğaz köprüsü, diğer uçta kız kulesi, tarihi yarım adanın burnu ve adalar…
saat 18:00’de gün daha aydınlıkken oturdum masaya. kalktığımda saat 22:00’ydi. havanın kararması ile i̇stanbul’un ışıklarının yanmasının her anını seyrettim, fotoğrafladım. akıl alır şey değil. büyüleyici. ben manzarayı seyrederken öyle güzel bir meltem geçiyor ki omuzlarımı sıyırıp, kalkmak istemiyorum yerimden.
yemekler
mezelerin bir kısmı tanıdık, 2 sene öncesinden kalan esintiler var. benim tadına baktığım favorilerim; kişnişli, hardallı, soğanlı levrek, mücver, çerkez tavuğu, karidesli guakamole, ahtapot, kıvamı mükemmel. tam sevdiğim gibi dişe gelir.
menüde bu kez sadece balık değil et de var, makarna da. yani balıkçı kafasından çok uzaklaşmadan rakı içip manzaranın tadını çıkarırken tüketeceğiniz seçenekler artmış. risottoya, paellaya, bonfileye, köfteye kadar genişlemiş menü. benim en çok dikkatimi çeken istakozlu linguine (2 kişilik) 85 tl ve deniz ürünleri paella (2 kişilik) 65 tl oldu.
fiyat / performans olarak ne kadar yukarılarda bir yerden bahsettiğimi daha iyi anlayabilirsiniz sanırım. manzaraya karşı yemeklerimi yedikten sonra sıra geldi tatlıya. menüye katmer var mı diye baktım. ama yok. ben “ah bir katmer olsaydı” dedim. gazi ateş “katmer mi istiyorsun?” diye gülümsedi. 10 dk sonra masamızda sıcacık katmer. meğer menüde yazmıyormuş ama varmış. ama ne katmer! i̇stanbul boğaz manzarasına karşı kendimi gaziantep’te gibi hissettim.
servis özenli, tüm personel özenle seçilmiş, pırıl pırıl. bu manzaraya karşı dinlediğiniz müzikler de aynı şekilde özenli. burayı klasik bir meyhaneden çok modern bir meyhane gibi algılatan şarkılar eşlik ediyor yemeğinize. sezen aksu, erol evgin, tanju okan’ın yanı sıra i̇spanyol klasikleri de giriyoraraara. kendinizi çok kaptırmadan eşlik ediyorsunuz. servis güzel, yemekler güzel, müzik güzel, lokasyon güzel. sizi i̇stanbul‘a tekrar tekrar aşık edecek bir manzara var burada. o manzara ki, oturduğunuzda zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığınız bir güzellik. daha ne olsun.