akşam olur, işten kaçılır ve bayloya sığınılır, ki hayat işte orda, o barda başlar. bana sorarsanız istanbulun en iyi barmeni olan ahmet zaten kapıdan beni görünce lyme ı ezmeye başlamıştır. bara kurulunur, asla masa değil, mutlaka bar. baylonun gerçek lyme lı, kasaçalı karperinyası tek kelime ile bir efsanedir. en az 2 tane içilir, hafif kelle olunur, vıjı vıjı safhasında gelecek ile önemli kararlar da alınıp yemeğe geçilir.
yemeklerde çok iyidir bayloda. sosis tabağı özellikle hafif marine kelle kıvamında iyi gider.
mimari olarak mekan sürprizlerle dolu, aman ne karanlık, ince uzun vs.. diye tatava yapmayın, içeri girin ve kıyı bucak inceleyin. burası eskiden neymiş, sorun öğrenin. yiyin, için, müdavimi olun, ama barda benim köşeme sulanmayın.