yakup 2, istanbulun meyhane kulturune iz birakmis mekanlardan bir tanesi. her daim kalabaliktir, ozellikle mekan girisindeki on bahcesindeyerbulmak neredeyse imkansiz. biz ust katta, arkaya bakan terasa ciktik. 2 kisi olarak verdigimiz siparis, 20 lik raki ve daha sonra 1 duble raki daha, mezgit marin, tekmilli fava, bol rokali domatesli salata, 1 er dilim peynir ve yogurtlu biber ile kalamar tava idi... tekmilli favayi begenmedim, daha fazla sogan olmaliydi, bize gelende 2 parca sogan vardi, bol miktarda dereotu vardi... yogurtlu biber siradan bir meze olmus ama bir mezgit marin vardi ki, biz levrek marin soyledik, gelen farkli birseydi, sordugumda mezgit marin oldugunu ogrendim. ilk basta bozuldum, verdigim siparisin olmadigi soylenmeden kafalarina gore birsey getirmislerdi ancak lutfen, fakat lutfen rica ediyorum, herkes gitsin ve bu muhtesem lezzetin tadina baksin. kivaminda feslegen, ceviz, sam fistigi, az kiyilmis taze sogan... tabagin dibinde kalan sosunu icecektik az daha. sadece iri butunler halinde koyulan cevizler, tek seferde yendiginde diger lezzetlerin onune geciyor ve bastiriyor, sanki az parcalanarak koyulsa daha iyi olurmus gibi geldi bana. mekan klasik meyhane, ugultulu bir ortam var, kahkahalar yukseliyor her masadan. boyle gurultuden hoslanmayan, sakin ortam arayanlar icin uygun olmayabilir. salas bir ortam goruntusunde. 140 tl hesap odedik, hizli servisi, yakup 2 ismi ve mezgit marin icin 140 tl az bile diyebilirim. bir daha gidicem, cunku hep gidiyoruz zaten. mezgit marin yemeye gidin mutlaka. bir dip not; fotograflari eklerken kahveyi gorunce aklima geldi, maalesef kahvesi vasat, hatta vasatin altindaydi. yakup 2 bence kendisine yakismayacak kivamda hicbirseyi misafirlerine ikram etmemeli.