valla o kadar büyüttüler, o kadar methiye düzdüler ki... neymiş dedim kendi kendime? neymiş? hayır yani. beklentiyi tavana çekmeseydiler belki çok beğenirdim. lakin sıradan, normal bir restaurant. ölüp, dirilecek ne olduğunu anlamadım.
i̇ç mekan oldukça geniş ve şık. dış mekan, iç mekana göre daha dar ve saloş. mekanla ilgili şöyle bir söylemek istiyorum. lavaboya konulan ayna... "buna mı takıldın?" diyebilirsiniz. ancak aynaya bakmaya çalıştığımda sadece kellemin ucunu görebildim. gözlerimi dahi göremedim. türkiye'deki bayanların boy ortalaması 1,56-1,60 iken... aynada kendini görebilecek bayanların boyunun 1,70 ve üstü olması lazım. bu da bir sorun. eklediğim fotoğraflarda gördüğüm seviyeyi çektim. bakabilirsiniz. boyum 1,63 bu arada.
yemekler:
üç peynirli & renkli tortellini
bonfile lokum
cheddar soslu patatesli piliç sarma
3 tabağın arasında en başarılı olanın "tortellini" olduğunu açık ve net belirtebilirim. herhangi bir yerde daha iyi yapıldığını iddia edebilecek her mekandan daha iyiydi. kıvamı, kreması, sosu, peyniri, hamuru... bence burada makarna tercih edilmeli. et konusunda iyi olduklarını söyleyemeyeceğim.
tatlilar:
çilekli cheesecake
dondurmalı çikolatalı islak kek
marshmallowlu-meyveli çikolatalı fondü
çilekli cheesecake, ev yapımı falandı. süt kokuyordu. üzerindeki çilek sosu o kadar kıvamlı ve tazeydi ki, kokusu bile enfesti. cheesecake'i çok hafif ve lezzetli bulduk. islak kek, bunun aynısı yapan bir diğer meşhur mekandan kötüydü. ancak ona da lezzetsiz diyemem. ancak çok ultra bir dehşeti yoktu. fondü'nün yanında sunulanlar gerçekten çeşitli. ancak çikolatanın sadece bitter seçeneği olması gerçekten kötü. çoğu insanın bitter sevmediği bir dünyada, tek seçenek bitter olmamalı.
mekandaservisultra yavaş. çünkü şunu söyleyebilirim. bizimle ilgilenen arkadaş (arda bey), deli gibi her masaya koşuyordu. neredeyse restaurantın yarısına o bakıyordu. koşturmadığı masa kalmadı. diğer çalışanların ne yaptığını çözemedik. arda bey, arı gibi çalıştı valla. diğer çalışanlardan çay istedik. gelmedi. 15-20 dakika bu arada geçen süre. deli gibi de söylenmedik. sakince oturduk. siparişi arda bey tekrardan aldı ve getirdi. the hunger'da iyi ki arda diye bir çalışan var. the hunger, arda'ya şükretsin bence.