pano efsanesinin geri donusu! uzun zamandir arkadaslarimdan ününü duyuyordum ve icimden "keske yeniden acilsa" diyordum. gecenlerde yeniden acildigini duyunca hafta sonu ilk isim buraya gitmek oldu ☺
iceri girdigim anda buyulendim. arkadaslarimin ove ove bitiremedigi yer aslinda anlattiklari kadar varmis, daha da fazlasiymis hatta.. dekorasyon ve ambians o kadar guzel ki insanin saatlerce cikasi gelmiyor.. "saraphane konsepti nasil olmali" sorusunun cevabi gibi adeta icerisi.
menude pek cok alternatif mevcut. biz baslangic olarak arnavut cigeri ve pacanga soylemistik, yaninda da no:10 icmeye basladik tabi ? arnavut cigeri de pacanga da bagimlisi olunacak kadar lezizdi. sarabimizin yanina bir de ithalpeynirtabagi soylemistik, zenginpeynircesidiyle, paskalya yumurtasiyla o da kusursuzdu ☺ ayrica saraplarindan hangisini sececeginize karar veremiyorsaniz, no:10'u kesinlikle oneririm, icimi kolay ve etli yemeklere fazlasiyla uyum saglayan bir sarap.
ana yemek olarak izgara kofte tercih ettik, menunun bir bolumu ozgur sef'in lezzetlerine ayrilmisti. kofte yaninda patates, biber ve domatesle servis edilmisti.
gitmek icin pazar aksamini tercih ettik ve sarabimizla, yemeklerimizle sessiz, sakin bir aksam gecirmis olduk? ancak cuma ve cumartesi aksamlari icerisi full olabiliyormus, bu nedenle eger kalabalik olmadigi bir gunde gitmek istiyorsaniz pazar gunleri nispeten sakin. ayrica garsonlar cok ilgili, siz kadehinizi bitirir bitirmez kadehiniz dolduruluyor, cok ilgili ve cok da guleryuzluler.
taksim'de sarapevi konsepti icin gidilebilecek sensus ve solera'yi hic bos bulamamaktan uzun suredir sikayetciydim ki pano derdime derman oldu. artik sarapevi konusunda ilk tercihim olacak, her yonden mukemmel, gidin ve gorun ☺