eskişehir’de günübirlik vakit geçirdikten sonra trene binmeden önce birkaç saat vaktim vardı. aklımda olan sensus’un eskişehir şubesine gitmeye karar verdim. konum olarak tren garına da çok yakındı. fazla aç olmadığım için yerel peynir tabağı söylemekle yetindim. bu şubesi dışarıdan dar bir yer gibi gözükse de iç alanı oldukça geniş. arkaya doğru uzanan, ferah bir yapısı var. duvarlar tavana kadarşarapşişeleriyle dolu. farklı çeşitleri tatmak adına şişe açtırmaktansa üç farklı şarabı kadeh olarak denedim. sensus’un bu şubesi de i̇stanbul’daki yeri gibişarapevi atmosferini son derece başarılı şekilde yansıtıyor. sizi özel bir ortamda hissettiriyor. arka fonda çalan caz parçaları da ortamı tamamlıyor.
yerli peynir tabağında (45₺) dört çeşit peynirin yanı sıra grissini, marmelat, yeşil zeytin tabağı, ekmek dilimleri bulunuyor. görsellik ve porsiyon açısından tatminkâr bir tabak. tabağın öncesinde kekikli zeytinyağı ikram olarak geliyor. peynir olarak isli çerkes, örgü, kars gravyeri ve eski kaşar vardı. gramaj olarak da zengin bir tabaktı. rahatlıkla iki kişi paylaşabilir. fazla aç olmadığım için tabağı tümüyle bitiremedim ama çok keyifli bir eşlikçi oldu. i̇sterseniz makarna, pizza, salata, atıştırmalık tabaklar ile bonfile, kuzu incik gibi yemek çeşitleri de var.
şarap tadımıma ise roze bir şarapla başladım. oldukça hafif, meyvemsi ve rahat içimli bir şaraptı. i̇kinci olarak bir kadeh merlot denedim. son olarak ise petit verdot aldım. özellikle sonuncusu meşe aromasının yoğun hissedildiği, damakta kalıcı ve dolgun bir şaraptı. yanık ülke şaraplarını denemek isterseniz burada her çeşidini bulmanız mümkün. belli şaraplarda kampanya yapmışlar. i̇ki şişesi 55₺’ye satılıyordu. ancak sadece nakit olarak satılıyor. uzun birşarapkeyfinin ardından dönüş trenime rahatlamış bir şekilde bindim.