haftaiçi hizmetini deneyip pek de geçer not veremediğimiz bu mekâna (porsiyonu çok küçük olmakla beraber bombay fasulye ve balık simidinin lezzetini beğenmiştik), arkadaşlarımızın ısrarı üzerine haftasonu bir canlı müzik gecesi gitme gafletinde bulunduk.
haydarpaşa garı gibi tarihi bir mekânın dokusunu arkasına almış, duvarlarındaki yeşilçam figürleri ile dost sohbetlerine nostaljik hülyalar eklemek isteyen, güzel insanların güzelleştirebileceği bir mekân.
ama tabi müziğin sesinden değil karşınız, yanınızdakini duyabilirseniz!
solistin sesi çok güzel kendisini tebrik ederiz ancak mekân ile müziğin uygunluğuna hiç dikkat edilmemiş belli ki..
düğün salonunda isek pist yapın oynayalım, değilsek meyhane adabınca bir muhabbete koyuluvermemizi neden engelliyorsunuz, bu son ses cıstak cıstak müzik nedir?
tamam canlı müzik akşamı düzenlenir yine ama o tarihi dokuyla demlenmek isteyen insanların ruhunu akustik müzikle dinlendirmek varken hoparlörlerden son ses gürültü basmak niye?
konuk/mekan alanını nasıl maksimuma çıkarabiliriz diye komşu masaların sandalyeleri aradan insan değil, olur da sevdiğinizin omzuna kolunuzu atmak isteseniz kolunuzun geçmesine izin vermeyecek denli darken, millet o müzikle nasıl kalksın oynasın? ( tavukları pişirmişim, ankara'nın bağları vb.. oooff off)
nitekim yanımızdan pencere kenarındaki gaz lambasına ulaşmaya çalışan garson, yardım teklifimize aldırmaksızın sandalyeler arasından geçmeye çalışınca, başaramadı tabi, gaz yağı lambasını üzerimize düşürüp kırdı, etrafa dağılan camlar da cabası.. kazadır olur hic sıkıntı değil, ona birşey olmasın, sıkışıklığı tarif edebilmek için anlatıyorum..
10 kisilik ayrılan yerimizde her 4 kisiye bir meze tabağı ortaya konmuş, kimse kimseden once gelip başlama gafletinde bulunmasın. çünkü istihkakınız bu kadar yanıtını aldık! yani kişibaşı ödediğimiz ücret karşılığında toplu tabldot hesabı! sizden aç birileri önden başladıysa, bitmiş mezeden ilave isteyemiyorsunuz efendim! ekstra ücretle isterseniz getireyim yanıtını aldık zira!
alkol kullanmadığımızı, fix menüde alkolsüz seçenek olup olmadığını sorguladığımızda ise fiyat aynı, meyve suyu hakkınız var diye yanıtlayan yine bu yüce gönüllü garsonlarımıza 75'lik rakı ile 1lt'lik dimes elma suyu fiyatını bir karşılaştırmasını rica ettik ama o yoğunlukta çoktan başka bir müşteriye geçmişti bile!
çok daha uygun fiyatlara cok daha leziz mezeler deneyimlemis damaklar olarak, hayal kırıklığına uğradık..
kişi başı 1.5 yemek kaşığı meze,
yarımşar(0.5) dilim börek,
panelendiği galeta unu acımış veya yağı eskimiş tadı son derece acı ve tamamen kurumuş 2 adet 3x4 cm boyutunda mezgit,
kişi başı 1 yemek kaşığı helva ile
su+meyve suyuna 155 tl + 15 tl zorunlu bahşişimizi verdik!
i̇ki kişi 340 tl'ye çok daha leziz ve ferah bir mekânda, çok daha güleryüzlü, saygılı bir hizmet alabileceğimiz kanısındayım..
mekânın tarihi dokusu güzel, ancak, ayakta yolcu alan dolmuş yoğunluğu ve yol üstü dinlenme tesisi mantığıyla işletilmesi ile müşteri memnuniyeti, malesef sürümden kazanca değişilmiş..
i̇şte bu sebeplerden bizden geçer not alamadı.
tekrar gitmeyi düşünmüyor, malesef tavsiye edemiyorum.