mükellef

manzara ve öneriler üzerine geldik, maalesef o kadar değilmiş. garson ve servis hızlı ve pratik, uyumlu çalışıyorlar. sunum içeriği görsel olarak şık ancak yetersiz. i̇ki kişi için toplam 20 gr kadar kısmen eski kaşar, 10 gr kadar taze kaşar, 10 gram kadar margarinize tereyağ, glikolize bal vardı. ancak çok bol zeytin ve simit mevcuttu. menemen vasat, sadece sucuk iyiydi. süt karameli denedik, güzeldi. yeşillik tabağıiyiama iki kişiye bir biber var. masalar çok dar, vestiyer olayı yok, çantaları kucaklayın stili. mekanın görülmesi bizce güzel oldu ama tekrarı zor bir mekan. alternatifler içinde tercih edilmesini sağlayacak müstesna bir özelliği yoktu.

çok fazla methedilmesi sebebiyle geçen akşam gittik. servis, karşılama, garsonların kibarlığı ve genel görünüm çok güzel.

ancak yemekler tam anlamıyla hayal kırıklığı. soğuk mezeleri gerçekten ya kötü ya da vasat denilebilecek seviyede. anlamsız bir aromalandırma, şekerlendirme, baharatlandırma ve zahter çılgınlığı var. şu ana kadar yediğim en kötü levrek marine burda yedim.

sıcaklar da aynı şekilde çok gereksiz baharatlandırılmış veya uyumsuz malzemeler ile tadı bozulmuştu. malzeme kalitesi her ne kadariyiolsa daiyimalzemeler kötü aşçılık ile bozulmuştu.
çay bile bergomot aromalıydı, içtiğimiz çaydan bile tam tat alamadık.

fiyat olarak servis ve mekana göre normal ancak yenilen yemeklerin karşılığı değil. benim için mekanın tek artısı servisin gerçekten çok çok hızlı olmasıydı. bir şey istenildiğinde gerçekten 60 saniye içinde getiriyorlardı.

özetle; bu kadar lezzetsiz yemekler sebebiyle bir daha gitmem.

i̇lk olarak mükellef'e, 1 sene önce çok güzel bir sonbahar gününde gidip, terasta arkadaş grubuyla kahvaltı edip, bayılmıştım.
i̇kinci olarak ise 3 gün önce 8 martta eşimin doğumgünü vesilesiyle rezervasyon yaptırıp akşam yemeğine gittik.
akşam 19:30 gibi mükellef'e girdik. gösterilen masamıza oturduk. ne i̇çeceğimiz soruldu. eşim su ile devam edeceğini, ben ise cola zero içeceğimi söyledim. masamızda 4 adet rakı bardağı vardı, 2 şer tanesi alındı ve su servisi masada bırakılan diğer 2 rakı bardağı ile yapıldı. masada rakı içen olmamasına rağmen rakı bardağı ile su servisi!!!

menü kitapçığında şarap sayfası katlanıp önüme verildi. sanırım içeceğimi rose şarap olarak algılamıştı garson arkadaş. zero-rose
neyse; bizi mezelerimizi seçmek üzere meze bölümüne yönlendirdiler. gittik seçtik ve oturduk.
mezelerimizin 2 tanesi küçük tabaklarda sunuldu-gayet güzel- diğer ikisi ise tabağımıza servis edilirken, eşimin tam yanına garson arkadaş 2 tane yağ damlacığı damlattı ve farkına bile varmadan gitti!! eşimde kolunu oraya koyamayacağı için masa örtüsünü katlayarak yemeğine devam etti.
masamız terasta en arkada, ekmek servisinin yapıldığı alanın yanında idi. bir arkadaş sürekli elinde süpürge yanımızda , biz yemek yerken süpürme işlemine hiç rahatsız olmadan devam etti. ve bunu 2 kere falan tekrarladı. neyse;
sıra geldi ana yemeklerimizi sipariş vermeye. bu arada mekan tıklım tıklım, müzikler güzel ama birbirini duymak çok zor.
garson arkadaşa ne yemek istediğimizi söyledik. i̇stediklerimiz şu şekilde idi, kuzu sırt ve kuzu küşleme. garson arkadaşımız bize kalmadığını söyledi!!! bunun üzerine et menüsündeki beş seçenekten en temel olan kuzu pirzola sipariş ettik ama aldığımız cevap ve açıklama şaşırtıcıydı zira, öğlen yemeğinin yoğun olması sebebiyle kalmadi...akşam yemeği için gidilen bir mekan ve öğlen ile akşam arasındaki zaman diliminde tedariği bu kadar zor olmaması gereken pirzolanın da olmaması ile et menüsünün %60'ı!!! kalmadı ise peki ne kaldı? balık veya tavuk yemek istemiyorum. sormadım bile, belki onlarda yok! ne kaldının cevabı ise; dana yanak veya kasap köfte.
neyse; gitmişken bişeyler yiyelim bare diyerekten, garson arkadaşımız bize kokoreç önerdi. tavsiye ederim lezzetlidir dedi. peki ozaman kokoreç ve kasap köfte alalım dedik. gelen 4 parça kokoreç gerçekten lezzetliydi. kokoreçten sonra köftemiz geldi. köfte eşimin tabağına koyulurken, garsonun elindeki çataldan kayarak eşimin tabağına pat diye düştü! öyle bir düştü ki tabi yine yağ sıçradı masaya ve eşimin telefonuna ve koluna!!!
neyse; çokta lezzetli olmayan köftemizi yedikten sonra, artık keyif kaçıran mekandan bir gitsek diyerek diye bakınırken, garson arkadaşımız meyve ikramında bulundu! tabiki tercihim tatlı ve çay olacaktı. ama kendisi içki içilmeyen masaya meyve ikramında bulundu sağolsun! aslında tatlı ikramında bulunması gerekirdi.
meyve ve çay güzel ikili oldu gerçekten mükellefte!!!
kimsede damak zevki kalmamış, herkese sadece içki ve meze dayatılıyor bu mekanda. zevkle keyifle yemek yiyebilmek mümkün değil.

etrafımdaki tüm tanıdıklarıma baştan sona üşenmeden bu yaşadıklarımı anlatıyorum. bir sonbahar pazarı zevkle kahvaltı ettiğim terasından, bir zaman sonra nefret ederek kalkmak bu olsa gerek.

i̇yi yemek yapıyor olmak,iyiişletmeci olabilmek anlamına gelmiyor sevgili arda!!

4 kişi gittiğimiz mekanda 70'lik rakı,5 çeşit meze,2 ara sıcak,ortaya dana yanak ve tavuklu keşkek söyledik,okundugunda çok gibi gelebilir fakat porsiyonlar oldukça ufak...manzara,ortam ve hizmet gayet başarılı...fakat fiyatlar ortalamanın üzerinde...o gece 4 kişi 560tl. hesapla oradan ayrıldık...tavsiye edermiyim,evet ederim :) mücveri çokiyi:)

manzara, samimiyet, her damak tadına uygun leziz mezeler… i̇stikamet the haze i̇stanbul’un teras katı! i̇stanbullu gastronomi meraklıları, arda türkmen’in açtığı her mekânda ilk seferki gibi heyecanlanıyor, bunu biliyoruz. bunun tam tersi bir durum da söz konusu değil tabii. türkiye’nin sayılı başarılı şeflerinden olan türkmen’in yeni göz bebeği mükellef karaköy açıldıysa, biz lezzet tutkunlarına da deneyimlemekten başka bir şey düşmüyor. mekânın 35 çeşit mezesiyle, karaköy’ün hayhuyuna biraz daha mesafeli duruşuyla hatırı sayılır bir müdavim ordusu yaratacağı şimdiden kesinleşmiş durumda. mekânın terası tarihi yarımada manzaralı, i̇stanbul’a tekrar âşık olmak için dahi başlı başına bir sebep! mükellef’in diğer güzel yanı da ilerleyen günlerde kahvaltı servisi de verecek olması. zira pazar kahvaltısını büyüleyici manzara eşliğinde yapmak, yeni haftaya enerjik şekilde girmek için gayetiyibir fikir. servis de takdire şayan; tüm çalışanlar deyim yerindeyse arı gibi çalışıyor, bir denileni iki etmiyor. güler yüzlülük de had safhada. türkmen ise çoğu zaman dükkânının başında, müşterileri ile birebir ilişki içerisinde.

kısacası özel kutlamalarda, doğum günlerinde ya da hafta sonu kendinizi dostlarınızla beraber şımartmak istediğinizde mükellef’i muhakkak listenizin başköşesine yazın. biz hayli memnun kalacağınıza eminiz.

ne yeni̇r? mükellef başrolü mezelere vermiş. mekâna gidince, cem yılmaz’ın da tarifiyle “everything but little little, right into the middle” (ortaya her şeyden azar azar) felsefesini uygulamanızda fayda var. arap köftesi ve kapya biberli meze hayli başarılı. mutebbel, deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması ve ızgara ahtapotu da unutmayın. kişi başı ödeyeceğiniz hesap ise ortalama

80 – 100 tl civarında.

mezeler çok lezzetli ve daha önce yemediğim farklı mezeler denedik. porsiyonlar küçük diye söyleniyor. allah gözünüzü doyursun ? gayet yeterliydi. garsonlar çokiyive ilgili. manzara muazzam