eski bir binanın bodrumuna gidiyormuş gibi girilen o yolun böyle şahane bir bahçeye çıktığını ilk seferde kim bilebilir ki?
burası kalabalıkken bile huzur veriyor.
bugün masalarda yer yoktu gittiğimizde ve girişteki 3lü koltuğa önce çantalarımızı sonra kendimizi attık. masa boşaldığında kalkmak istemedik ve geceyi orada geçirdik hem de ayakkabılarımızı çıkarıp bağdaş kurarak. benim bir türlü çıkamadığım, arkadaşımın da dönmek istemediği tatil gibiydi orası kısa bir süreliğine.
gelelim yiyip içtiklerimize. i̇çim dışım yanmış vaziyettebivotka frozen istedim, hem de çilekli. çilekli almamı garson önermişti, iyi bir öneri, doğru bir seçimdi. sonrasında yaz için hazırlanan 3lü bruschetta, ki çok severim, susamlı tavuk sepeti, limonatalar söyledik. hepsinden memnun kaldık. hatta susamlı tavuğu bitiremedik, porsiyonu büyüktü.
ne diyelim, limonlu bahçe hiç bozmasın hep orada olsun, biz de hep gidelim.