lacivert restaurant

kesinlikle i̇stanbul da kahvaltı yapılabilecek en iyi mekan. yiyeceklerin kalitesinden bahsetmeye gerek yok sanırım. sabah sabah çello eşliğin de hafif müziklerle inanılmaz huzur buluyorsunuz. özellikle kahvaltıdan sonra envayi çeşit tatlı ile gözünüz dönebilir. manzara en iyi boğaz manzarası. fiyatların yüksek olmasına az çok anlam veriyorum ama biraz fazla abartılmış.

lezzet olarak bir beklentide olmayin. ozel gunler icin mekan guzel. ortam nezih. sizin icin ozel bir gun olsada serviste bunu hissedemessiniz. arti vale sabit ucret aliyor. fiyatlar %80mekana veriliyor.

restoranin manzarasi super, ancak yemekler  vasat. böyle luks bir restorandan daha iyi ,lezzetli yemekler beklerdim.. hersey vasatti. örnegin uskumruda da yedim ancak orda lezzet oldukca iyi fiyata oranla. ancak burda hem o kadar para veriyorsunuz, hem de vasat hizmet ve yemek kalitesi ile karsilasiyorsunuz.. chefin degismesi sart. garson da cok garipti. isinden mutsuzdu. ve de bunu musterilere yansitiyordu... kisacasi degmez...

mekan, servis, lezzetler gayet iyi. manzara zaten şahane... söyleyebileceğim tek kusur menünün çok dar olması. biraz daha alternatif görmek, müşterileri eminim daha mutlu edecektir.

ambiyans sahane. yemekler lezzetli. servis biraz yavas ama calisanlar cok kibar. yemeklerden favorim ahtapot izgara oldu; yumusacikti. kalamar acikcasi pek iyi degildi. enginarli karides de oldukca lezzetliydi. ama ana yemek icin lufer soyledigimizde kalmadigini belirttiler. dolayisiyla onden baliklari ayirtmak bu sorunu cozer diye dusunuyorum.

ondan iyisi yok - istanbul'un tartismasiz en süper mekanlarindan bir tanesi.. fiyatlari biraz yüksek olsa da hem yemeklerinin lezzetiyle, hem personelinin ilgisiyle, hem de manzaranin verdigi keyifle ödediginizin karsiligini fazlasiyla aliyorsunuz.. muhtesem bir ambiansi var, istanbul'a ilk kez gelenlere gitmelerini özellikle tavsiye ederim! gerçekten memnun kalacaksiniz.

kahvaltısını şiddetle tavsiye ederim. bir beş kilo alıp öyle dönebilirsiniz yalnız. manzara zaten muhteşem ayrıca tekneyle de gelinebildiğini gördüm bu da ayrı zevktir eminim ki. lezzet güzel, fiyatlar tuzlu ama buna değecek güzellikte bir yer.

uzun zaman sonra  iftar yemeği için gittim. (iftar menüsü 170tl) hızlı servsi özellikle de iftarda insanı mutlu ediyor. diğer taraftan ortam , ambiyans gerçekten çok iyi. buna yemeklerin lezzeti ve hizmet kalitesi de eklenince mekandan mutlu ayrılıyorsunuz. fiyatlar biraz yüksek fakat segmentini düşünürsek gayet normal .

her şey çok güzeldi.özellikle barış bey'in servisi,davranışı ve menü önerileri mükemmeldi.her şey için çok teşekkürler.lacivert seni sen yapan çalışanların bunu unutma :))

32 sene beykoz paşabahçe ve kavacık’ta oturduğum için lacivert restaurant‘ı daha kimsecikler bilmezken bilirdim. 1999’da ben daha lisedeyken otobüsle önünden geçer, 20’li yaşlarımın sonuna doğru bildiğim bu güzel mekanı hep merak ederdim.

lacivert denize sıfır ve tam ikinci köprü altındaki çok özel konumu ve müthiş lezzetleri ile pek çok kişinin en romantik anlarını paylaşmak istediği bir ambiyans sunuyor. pek çok kadın evlilik teklifini burada alacak kadar şanslı oluyor. o sebeple erkek arkadaşınız sizi lacivert restaurant‘a götürüyorsa bir şeylere hazır olun derim :)

executive şef hüseyin ceylan, restoranın ilk gününden başında. 1999 senesinden beri sürekli gelişen bir menü ile aynı şefin ellerinde bir restoran olması çok önemli bir detay.

şef hüseyin ceylan bu yeni menüde çok dengeli ve renkli tatlar yakalamış. menü tahmin ettiğiniz üzere deniz ürünleri ağırlıklı olsa da, balık yemeyecek olanlar için de her türlü kırmızı ve beyaz hatta ördek dahi mevcut.

deniz mahsulleri çorbası, içindeki kalamar, karides, midye, levrek ve domates sosu ile buram buram bir deniz mahsulleri çorbası olmuş. ancak ben domates sosunun baskınlığını biraz daha az tercih ederdim. akya carpaccio, taze akdeniz yeşillikleri, somon havyarı, beluga havyarı ve kuş otu ile tam bir başyapıt. kuş otu ile birleştirdiğiniz bu tat ağızda tam bir patlama yaratıyor. her masanın oturur oturmaz söylemesi gereken bir sipariş bu.

ebegümeci, kaz dağları otları gibi karışık otlarla hazırlanan mücver, yine şef hüseyin ceylan‘ın çok iyi bir dokunuşu. kapari ve kırmızı soğan ile gelen torik lakerda ise bu zamana kadar yediğim en iyi lakerda’lardan. bir benzerini de tarihi karaköy balıkçısı yapıyor. kıvam müthiş, bıçakla dümdüz jilet gibi kesiyor lokum gibi yiyorsunuz.

ege ormanı bozcaada ahtapotu, kuş otu, zeytinyağlı limon sos ve dereotu ile

i̇ki kişilik soğuk deniz tabağının içinde istiridye, deniz tarağı, ahtapot söğüş, levrek marin, karides söğüş bulunuyor. bir de bu tabağın sıcak olanı var. onun içinde de lagos şiş, somon ızgara, kaya levreği, bebek kalamar ızgara, bebek patates sote, sebzeli tart, kokteyl domates bulunuyor.

karabiga karidesi, taze dereotlu bayrampaşa enginar salatası ile ile gelen enginarlı karides enfes. galiçya usulü ahtapot. bu portekiz bölgesindeki usul ile hazırlanıyor. ahtapot önce ızgara ediliyor, sonra sebzeler soteleniyor. taze fırın patates ile geliyor. ahtapot tambenim sevdiğim gibi. yani lokum gibi değil. dişe geliyor. karidesi bir şeylere sarmayı çok seviyoruz. daha önce, pastırmaya ve kadayıfa sarılı karidesler denemiştik. bu seferki ise asma yaprağına sarılı karides. asma yaprağının kendinden ekşiliği ile karidesin birleşimi harikulade.

ana yemeklerden izgara minekop, lor peyniri dolgulu kabak çiçeği dolması, deniz mahsulleri risotto aynı tabakta geliyor. bir de pişmiş taşköprü sarımsağı. bu güzel tabağın en zayıf halkasının minekop olduğunu itiraf etmeliyim. risotto çok iyi, tam istediğim kıvamda, içi lor dolgulu kabak çiçeği dolması yemeye doyamayacağınız cinsten. ancak minekop ızgara değil, sanki haşlanmış gibi. çıtır bir tarafı olmadığı gibi ıslak ve yumuşak. tabi dokudaki bu bozukluk lezzetine de etki ediyor. ben minekopu daha dokusu sert kıvamlı sevdiğim için hiç bana göre gelmedi.

tatlılardan ise cream brule benim damağıma göre değildi. onun dışındaki tüm tatlılar, hele ki elmalı crumble ve çikolata çorbası çok çok çok ama çok iyi… mutlaka tavsiye ederim.

burda yediklerinizi baska bir balik restaurantinda da yiyebilir ama manzarasini bulamazsiniz. hesap odemeye geldiginde yok artik diyebileceginiz mekanlardan :) ama ozel gunler icin ideal, istanbulun guzel manzarasi olan mekanlarindan biri. yine de fiyatlari biraz daha uygun olsa da daha sik gitsem diye dusunmez degilsiniz.

lacivert, özellikle yaz aylarında yılda bir iki kere gittiğimiz bir restauranttı. dün akşam da doğumgünüm olması sebebiyle eşim rezervasyon yaptırdı. buarada yurtdışında yaşadığımız için yaklaşık 1,5 yıldır gidememiştik. 
30 ağustos pazar akşamı 19.30 gibi vardık restauranta elimizde pastamızla.pastayı teslim ettik bize masamızı gösterdiler, oturduk. restauranta girdiğimizde oldukça değiştiği dikkatimizi çekti. masa sayısı çok artmıştı, iskele kısmı genişletilip maksimum masa sığdırılmaya çalışılmıştı. garsonların hepsi tamamen değişmişti, çünkü 99 yılından beri eşim bu restauranta gittiği için, garsonların hepsi de uzun yıllar bu mekanda çalıştığı için hemen hepsini tanıyordu. yemeğe başlamadan önce bir negroni ve bir şişe beyaz şarap ısmarladık. buarada pazar akşamı olmasına rağmen mekan oldukça kalabalıktı. sipariş vermeden önce içkilerimizi yudumlamaya başladık. bu ana kadar hoşumuza  gitmeyen değişikliklere rağmen herşey normaldi. sonrasında bir daha herhangi bir garson masamıza uğramadı. şarabı şişeden kendimiz servis ettik, negroni bitti, bardağı masadan alan olmadı. saat 21.00 oldu, yemek siparişi veremedik. yavaş yavaş sinirlenmeye başladık, bir şişe şarap da bitti, hala ortada kimse yok. en son şişeye elimizi attık son kadehleri dolduruyoruz bir garson geldi kaptı elimden şişeyi, lütfen ben hallederim dedi. biz de hoşgeldiniz ama biz kalkmak istiyoruz dedik. 2 saat geçti daha yemek siparişi veremedik, herhangi bir garsonun masaya uğramasını geçtik, göz kontağı bile kuramadık. hesabı istedik, gak guk dedi garson ama çok da umurunda olmayan bir edayla hesabı getirdi. sonra takım elbiseli müdürleri olduğu belli bir bey geldi, afedersiniz, neden böyle oldu, ben ilgileneyim gibisinden birşeyler söyledi. ama bizim tadımız fena kaçmıştı. biz gitmek istiyoruz, pastamızı getirin lütfen daha fazla kalamayacağız burda dedik. hesabı ödedik ve tek lokma birşey yiyemeden kalktık mekandan.
manzarası çok güzel, yemekleri lezzetli, fine dining bir yere konumlandırmış restaurant olarak lacivert bizi çok hayal kırıklığına uğrattı. çok ucuza çalıştırıldıkları belli yeni yetme, anca bodrum barlar sokağındaki balıkçılarda garson olabilecek bir kitle bu mekanı mahvetmiş. oradaki balıkçıları aşağıladığım için söylemiyorum, salaş balıkçılara da çok gidiyoruz tabiiki, ama oradaki beklenti ona göre. fine-dining bir akşam yemeği deneyimi ve büyük beklenti ile gittiğim bir mekanda, ufacık bir fener balığı tabağının 72 tl olduğu biryerde, iki kişi için 600 - 700 tl hesap ödemeyi göze almışsam, kusura bakmayın ama böyle bir servis, böyle bir garson kitlesiyle muhatap olmamalıyım.

lacivert adi gibi asil.... - lezzetli, kaliteli, huzurlu... caanim istanbul manzarasina karsi, yanibasinda bogaz, basinin üzerinde köprü güzel bir kirmizi sarap yudumlamak sansini su yeryüzü üzerinde kaç kisi yakalamistir? yemekler lezzetli, ortam nezih, çalisanlar sizi üzmüyor, insani dinlendiren müzikler... daha ne isteriz gittigimiz mekanlardan. bazen günün yorgunlugunu atmak, hayatin kosusturmasindan uzaklasmak; bazen özel bir günü kutlamak; bazen de bizim için özel kisilerle bulusmak hos sohbetler yapmak. lacivert tüm bu beklentilerimi fazlasiyla karsiliyor. kisin içeride los, sakin bir ortamda güzel yemekler yiyebilmek, yazin dalgalarin sesi esliginde iki laf edebilmek istediginizde lacivert aklinizin bir kösesinde olsun derim.

her sey çok çok güzel - lacivert'teki servis kalitesiyle kendimi prenses gibi hissetmistim. mezeler, ara sicaklar, ana yemek, içki her sey çok güzeldi... ve manzara doyumsuz. yazin deniz kenarindaki masalarda oturursaniz sanslisiniz demektir :)

mükemmel - sadece dizi - filmlerden ve kapisini görebilidigim ve de çok merak ettigim bir yer. gitmek nasip olmadi ama bir gün piyangoyu tutturursam ilk gidecegim yerlenden biri...