bir kere gidenin bir daha gitmiş olma ihtimalini düşünmek bile istemediğim patlamak üzere olan balon mekan.
i̇skender kebap; " ben i̇skender kebap sevmiyorum" diyene rastlamadım. en lezzetsiz olanı bile her zaman rağbet görür. tereyağı iyiyse et lezzetsizde olsa arada kayar gider. 10 numara bir i̇skender ile 6/7 numara bir i̇skender’i 10 kişiden 2/3 kişi anca ayırt edebilir. hele çok acıkılmışsa bu sayı 1'e bile düşebilir. aslında kendileri bildiğiniz tirittir. benim bir i̇skender’e 10 puan vermem için halis muhlis tereyağı/manda yoğurdu/1 yaşını doldurmamış ( daha toklu denmemiş) kuzu eti tercihen balıkesir, çok kavlatılmamış pide, közde pişirilmiş patlıcan, suyu çekilmemiş ızgarada pişirilmiş domates ve biber , ve bence i̇skender’in püf noktası salçası , bu malzeme çok önemli. en bilinen i̇skender kebapçısında bile yapılan en büyük hatalardan birisi hazır salçadan sos yapılmasıdır. hadi hazır salçadan yaptın mübarek iyice kavursana şu salçayı.
neyse uzatmayayım. saat 11:30 civarı konağın yakınındayım i̇stanbul'a dönüyorum. bursa da daha önce bir çok yerde i̇skender yedim ama buraya gitmek nasip olmadı. fakat servis başlamamıştır diye düşündüm. sonra bir çay içer beklerim dedim. döndüm yoldan girdim konağa. evet otantik bir mekan hakkını yemeyelim. ancak bir şey otantik ,tarihi ve eski olabilir ama bakımlı da olması gerek. mekan kozmetik olarak sıcak değil. bunu neden söylüyorum şimdi düşündüğümde hafızamda kalan bir detay yok silinmiş her şey. servis kaçta başlayacak dedim tahmin ettiğim gibi 12:00 başlıyormuş. bir çay rica edeyim dedim maillerimi kontrol etmeye başladım. minyatür bir bardakta içinde çay taneleri kalmış tabaktaki iğrenç kağıda çay taşmış buz gibi bir çay geldi. sanırsın kara ambar taşıma kooperatifinde mola verdik. “raconu böyle” diye düşündümmekanın” .her bir servis tabağının altında siyah beyaz döküm alınmış bir a4 boyutunda nostaljik bir tanıtım broşürü. yahu arkadaş bu kadar amatör olmayın yahu yapmayın nerede o şişirilmiş vizyonunuz. yıllarca medya "alametifarikanızı" pompaladı bu millete artık sizi sizden iyi tanıyoruz. on bin kişiden 10 tanesinin okumadığına bahse girerim. lütfen kaldırın o kağıtları. o kağıtlar yerine şöyle osmanlı ya da selçuklu ya da hat motifi kaliteli şık tabak altı servisler koyun. çatalların uçlarına geçirdiğiniz en son 1980'lerde bakkallarda peynir sarılan pembe saman kağıtlarının işlevini ilk anda anlayamadım ama finalde hesap öderken kağıda çatal saplanmış olmasının bir subliminal mesaj olduğunu anlamalıydım. bardakların içinde de o kağıtlardan vardı. ama bardaklar artık yıkanıp kullanılmaktan şeffaflığını kaybetmişti. sanırım transparan kusurları içine kağıt koyarak gideriyorsunuz. valla masa sandalye ve diğer donanımlar gerçekten “tarih” kokuyordu. personele gelince çok uzatmayacağım sanırım işletme sahiplerindeki öz güven onlara da yansımış. "bak hocam dünyada en iyi i̇skender’i bizim patronlar yapar , bende en iyi i̇skende’rin yapıldığı bu mekanda çok önemli bir aktörüm , hadi ne söyleyeceksen söyle daha gidip roket tasarlayacağım ek olarak boeing 747 için motor tasarımım var hadi bakalım yiyeceksen ye yemeyeceksen git bir an önce” sopa yiyorsun üzerine çuvalla para veriyorsun tadında. 1,5 i̇skender im geldi allah var 10 dakika bile sürmedi. tereyağı da geldi güzelce bocaladılar. i̇skenderleri güzel arkadaş haklarını yemeyelim. ama bir i̇skender skalası var 100 puandan oluşuyor da bu i̇skender 100 diyemeyiz. aynı lezzeti başka bir kaç mekanda çok rahatlıkla bulursunuz. fakat o koyduğunuz yoğurt bu kadar şatafata yakıştı mı? başka yoğurt yok muydu. yoğurtanda sınıfta kaldınız. e hani nerede patlıcan köz? " efenim atalarımız patlıcanı hiç kullanmamışlar dolayısıyla tarihimize ve reçetelerimize bağlıyız" i̇yi aferin size. şerbet güzeldi. üzerine kemalpaşa oooh çok iyi gitti. kemalpaşa ve üzerindeki kaymak güzeldi. "yedik içtik eğlendik hesap lütfen"
ohaaaaaaa.09.12.2021 1,5 i̇skender, şerbet, kemalpaşa 169 tl'cik. bir dakika o da ne 2'de çay varmış neyse ki o ikramlarıymış. yahu siz dalgamı geçiyorsunuz kobe bifteğinin türkiye bayisi misiniz, nusret misiniz ya, l-ebi deryamısınız, vogue lamı karıştırdınız kendiniz. şaka şaka bu mekanlarda daha feci saplarlar ama abi siz ne yapıyorsunuz yahu altı üstü i̇skendercisiniz nerelerde görüyorsunuz kendinizi. kuzularınızı hiltonda konaklatıp kaz tüyü yorganlara sarıp buzlu bademle mi besliyorsunuz.
sonuç olarak; buraya bir kere gidilir eyvallah meraktan şundan bundan. ben bir kere daha gitmem, ben buraya ikinci defa giden sayısının da çok düşük olduğunu düşünüyorum. nesilden nesil e geçen bu işletmeye bir kez giden insan sayısı tamamlanınca ( düşündüğünde iyi para gerçekten) bir sonraki nesil muhtemelen böyle bir mekanda yemek yiyemeyecek.
lütfen pembe kağıtları yok edin.