karaköy lokantası


İçinde "karaköy" olan yorumlar
4
4.3
hakan
4
2 yıl önce
karaköy
karaköy galataport inşaatı nedeniyle karaköy’de bir çok klasikleşmiş mekan ya yer değiştiriyor ya kapanıyor. çok sevdiğimizkaraköylokantasıda nov otelin girişinde ki mekanına taşınmış, aslında çok da iyi olmuş, bahçe var, daha havadar bir mekan ve yiyecekler her zaman ki gib çok lezzetli, servis çok iyi, kesinlikle tavsiye ederim. bir not eklemem gerekirse sanırım 3-5 gün önceden aramanız lazım çünkü bu deneyimimizden sonra bir daha rezervasyon yaptıramadık, devamlı dolu deniyor, 1-2 gün öncesinde bile haftasonuna yer ayırtmak mümkün değil.bir mekanın popülerliğinin devamlılığı , ulaşılabilirliği ile doğru orantılıdır diye düşünüyorum.
0
kaimbros
5
3 yıl önce
karaköy
(eng) finally we visited karakoy lokantası, which we have added in our list many years ago. the new opened terrace was great surprise and it’s a warm embrace. we chose our appetizers and concentrated on the food without letting the wonderful view affect us. the tarama, octopus salad, marinated sea bass, stuffed squash blossoms and eggplant with spicy yogurt were amazing. especially the tarama and stuffed squash blossoms were the best i ate in istanbul. with the suggestion of the employees, we ordered fried beet and zucchini and it enchanted us once again with its fat-free frying product. the only negativity we experienced was serving the paçanga pastry, which we did not order. 150₺ per person.
.
(tr) yıllardır yollarımızı kesiştiremediğimizkaraköylokantası ile sonunda kavuştuk. terasının hizmete girmesi kavuşmamıza sıcak bir kucaklamayla başlamamıza neden oldu. harika manzaranın bizi etkilemesine izin vermeden mezelerimizi seçtik ve yiyeceklere konsantre olduk. tarama, ahtapot salatası, levrek marin, kabak çiçeği dolması ve acılı yoğurtlu patlıcan harikuladeydi. özellikle tarama ve kabak çiçeği i̇stanbul’da yediklerimin en iyisiydi. çalışanların yönlendirmesiyle pancar ve kabak kızartması sipariş ettik ve yağ çekmemiş kızartma ürünüyle bizi bir kere daha mest etti. yaşadığımız tek olumsuzluk sipariş etmediğimiz paçanga böreğinin servis edilmesi oldu. 150₺ kişi başı.
0
cansu
5
4 yıl önce
karaköy
turklerden cok yabanci gorebileceginiz bu mekanda yediğim her şeyden gerçekten çok memnun kaldım. istanbul'da yediğim en güzel antrikotu yapan mekan. cuma öğleden sonra gitmemize rağmen oldukça kalabalıktı. haftasonu veya akşam gidecekseniz kesinlikle rezervasyon yaptırın. ayrica lahana sarmasi ve patlıcan kebabını önerebilirim. fiyatlar karakoy icin gayet makul sayılır , aşırı kalabalığın sebebi bu sanırım. patlıcan kebabı 20 tl, lahana sarma (bir porsiyonda 4 tane) 15 tl, antrikot 34 tl, kadeh şarap 19 tl, salatalar 10-15 tl. kısacası karaköy'e aç giderseniz fazla mekan aramanıza gerek yok. burayı denemeden geçmeyin.
0
tom
4
4 yıl önce
karaköy
çok çok güzel bir dekarasyon, çok nezih bir ortam, düzgün yemekler, yüksek fiyat.
asla pişman olmayacağınız ama asla tekrar gelsem demeyeceğiniz, kendi kalitesini standardize etmiş, "profesyonel" bir tarz.
mezeler lezzetli, arasıcaklar so so, ana yemekler vasat şeklinde devam eden bir liste. ama kalite herzaman hissediliyor, herşey belli bir standardın daima üstü.
dekorasyon tam ve tipik bir "autoban", ki bencekaraköyatmosferini de çok iyi yakalıyor. duvardaki çiniler, dönen merdiven vs... gerçekten bir mimari başarı.
fiyatlar yüksek, ama ne derseniz diyin hakkıdır bu "pro" atmosferin. daha çok yabancı tursitlerin rehberlerden görüp 2 ay önce rezerve ettirip geldiği tipte yerlerden.
özetle ben pek gitmiyorum, aklıma gelmiyor, ama daima tavsiye ederim, yabancı bir misafirim olsa aklıma gelecek 3-5 yerden birisi olur, hatta milli duygularla hafiften gurur duyarım bu mekandan.
0
naz
4
4 yıl önce
karaköy
yıllardır karaköy'ün en sevilen mekanlarından birikaraköylokantası. neden mi? muhteşem mezeler, güzel servis ve iyi fiyatlar... yaz-kış sık sık gittiğim bir yer. haftanın her günü tıklım tıklım oluyor, mutlaka önceden rezervasyon yaptırın!!
0
harun
5
4 yıl önce
karaköy
asmalimescit'e iyi bir alternatif - burasi, gerçekten genis meze seçenekleri olan bir yer.karaköylokantasi'nda, her meyhanede bulamayacaginiz topigin yanisira iste kurutulmus ahtapot gibi son derece enteresan mezeleri de tadabilirsiniz. yaz aylarinda kemankes caddesi üzerindeki masalarina oturup çok keyifli bir aksam geçirebilirsiniz. her çesit raki bulunuyor. bunun yanisira alani basarili bir sekilde restore ettikleri için 50-60 yil öncesine isinlanmis gibi hissedebilirsiniz. gerçekten dört dörtlük bir meyhane. asmalimescit'teki alternatiflerine göre de nispeten hesapli bir yer.
0
e.t
5
4 yıl önce
karaköy
uzun zamandır gitmek istediğim; fakat bir türlü zamanında arayıp rezervasyon yaptıramadığım için sürekli "malesef hiç yerimiz kalmadı" cevabına maruz kaldığım ve gidemediğimkaraköylokantası' na geçtiğimiz haftasonu gitmeyi başardım.
mekan tamamen detaylara önem vermenin ve yapılan işe özen göstermenin ürünü. i̇ç dekorasyon sade, şık ve güzel. tuvaletler tertemiz.
yemeklere gelince her yediğimiz birbirinden lezzetliydi diyebilirim. lezzet olarak birbirleriyle yarışan mezeler tattık. deniz börülcesi, yoğurtlu patlıcan salatası, fava (tekmilli), topik, ızgara kalamar, tereyağında karides, ızgara ahtapot hepsi gerçekten çok lezzetliydi. tereyağında karides, yoğurtlu patlıcan salatası ve deniz börülcesine ayrıca bir vurgu yapmak isterim ki gerçekten lezzet olarak aşmışlardı.
önünüze gelen dilim peynirde, kavunda, söylediğiniz meyva tabağındaki meyvaların herbirinin lezzetinde, her ürünün bu lokantaya seçilerek ve özenle alındığını anlıyorsunuz.
tatlılardan incir tatlısı ve peynir tatlısı da çok lezzetliydi.
bencekaraköylokantası i̇stanbul' da gerçekten lezzetli mezeler ve yemekler yiyebileceğiniz, rakı-meze keyfini layık olduğu seviyede yaşayabileceğiniz. hem göze hem damağa hatta fonda çalınan yunan ezgileriyle kulağa da hitap eden çok sevimli ve kaliteli bir restaurant.
fiyat-kalite oranı çok çok iyi. verdiğiniz her kuruşu hakettiklerini düşünerek kalkacağınızdan eminim.
etrafta mantar gibi türeyen, ezbere ve kalitesiz mezelere tonla para alan sözde meyhanelere ve mekanlara karşı bilinç kazandırıp, farkındalık yaratan bu mekana gitmenizi, görmenizi ve deneyimlemenizi tavsiye ederim.
0
bayan
4
4 yıl önce
karaköy
new york'ta ki bistro tarzi mekanlarin kopyasi - burayi düsündügümde aklima nedense bir tek geliyor 'yumusak'. yumusak bir müzik, yumusak lezzetler, yumusak, sicak bir ambiyans, turkuaz desenli çinileri, gösterisli demir merdiveni, bembeyaz masa örtüleri, taze ekmekle donatilmis ekmek sepeti ve eskiyi hatirlatan her masa üzerinde ki su karaflari, rahat sandalyeleri, ev havasi veren tül perdeleri ile son derece keyifli bir ortam. ortam bes üzerinden bes, yemek konusuna gelince dedim ya yumusak, evet fena degil ama yemek iste budur diyebileceginiz bir lezzete sahip degildi hiç biri. öglen yemeklerinde bilhassa tuzu az kullaniyorlar sanirim ki müsteri kendi agzina göre yemegi biçimlendirsin diye herhalde ama ben sahsen yemege sonradan tuz katilmasina pek sicak bakmayanlardanim. yemekler orta, ambians bes, lokasyan gündüz okey, ama aksamlari tek basima bir tek bayan olsam gitmeye çekinecegim bir mevkiide çünkükaraköyeglenilecek bir mekandan ziyade is semti. öglen servisiydi. çok güzel müzikler çaliyordu ve sunumu ile masalar, duvarda ki turkuaz renkli çiniler, demir merdivende ki detaylar, servis edilen kolalarin, içine limon dilimi atilmis bos bardaklarla gelmesi- limonlu kolaya bayilirizzz- beni ve esimi mest etti. 2 adet mercimek çorbasi, 1 çoban salata, yaprak ciger, bademli pilav, begendili et, 1 adet peynir tatlisi ve 2 adet kola. fiyat 60 tl.
0
tastyistanbul
4
4 yıl önce
karaköy
her akşam kalabalık olankaraköylokantasında rezervasyonsuz yer bulmanız çok zor. gitmeden önce kesinlikle rezervasyon yaptırmalısınız. biz gittiğimizde şans eseri üst katta yer bulup oturduk. porsiyonları biraz küçük de bulsak yediğimiz herşeye bayıldık. meze ve ara sıcakları denedik. gerçekten her şey çok başarılıydı özellikle ızgara ahtapot yumuşacıktı. ortamı, dekorasyonu ve bulunduğu yeriyle i̇stanbulda gidilmesi gereken bir balıkçı.
0
neyesek
4 yıl önce
karaköy
son zamanlarda kesfettigim yerlerden biri karakoy lokantasi , iyiki de kesfetmisim dememe sebep. karakoy lokantasi dendiginde akliniza salas, esnaf lokantasi gibi biryer gelmesin hic hatta kimine gore kasinti biryer bile olabilir. yemeklerin lezzetlerine diyebilcek birsey yok. resimde gordugunuz klasiklesmis lezzetlerden biri olan ali nazik. en kisa zamanda gidin , gorun ve tadin derim ????
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
karaköy
http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/05/karakoy-lokantas.html

bahar geldi artık. havalar güzelleştiği ve ısındığı zamanlarda tüm enerjisini kaybeden bir insan olarak, bu sene ilkbahar-yaz dönemlerini iyi geçirmeye kararlıyım sevgili okurlar. daha olumlu, enerjik, ne yaptığını bilen bir ruh hali içinde, kentin atardamarlarında fink atma konusunda yapmış olduğum güzide bir plan var, bunu yürürlüğe sokacağım izninizle. biraz değişmeliyim, diye düşündüm bu sene tüm hızıyla geçerken. burada zaman zaman saydırdığım hatta sövdüğüm kişisel gelişim meselesine yakınlık kazanmak, kaleyi içerden fethetmek, ya da belki önyargılarımı kırıp kendi haksızlığımı ispat etmek için "ferrari'sini satan bilge"yi satın aldım geçen gün. bu benim için önemli bir adımdı. olumlu davranmak için çaba harcamak, dünyayı daha yaşanılır bir yer kılma konusunda insanlık için küçük, benim için büyük bir sıçramaydı. lakin kitabı okurken, kafa yapımı değiştireceğini düşündüğüm en ufak bir bilgi kırıntısı bile bulamadım. bulmayı bırakın, insanoğlunun platon'dan beri bir adım bile yol kat edemediğini, hatta ciddi şekilde gerilediğini, yüzeyselleştiğini, acınacak hale geldiğini gördüm. nefret ettim. hemen emrah serbes'in uzun zamandır beklettiğim "son hafriyat" adlı kitabını bir solukta okuyup, robin sharma'nın saçmalıklarını süratle kafamdan sildim, rahatladım. şimdi daha sakinim bu satırları çiziktirirken. mutluluk, bana kalırsa insanın oturup hayal kurması ve meditasyon yapmasıyla, ya da kafasından olumlu düşünceler geçirmesiyle yakalayabileceği bir duygu durumu değil. benim inancıma göre, dışarıdan bir "uyaran" olmak zorunda mutlu olmamız için. yani "her şey kafamızın içinde" söylemine katılmıyorum. beni gerçekten mutlu eden, rahatlatan ve yaşama pozitif yaklaşmamı sağlayan iki "şey" olduğunu biliyorum. 1- i̇yi bir kitap (kurgusal bir metin olmalı, tamamen hayal ürünü, insanı eğlendirmek için yazılmış...) 2- dört başı mamur bir sofra, enfes bir yemek. ben de üstüme düşeni yaptım son birkaç günde mutluluğu yakalamak için. önce kitabı okudum hararetle. behzat ç. dizisini seyretmediğimi tahmin edersiniz. romanı okumak hoşuma gitti ama. bu bir sürpriz değildi, zira "her temas i̇z bırakır"ı okumuş ve sevmiştim. bunun üzerine bir dekaraköylokantası'nı ziyaret edince iyi bir moral yüklemesi gerçekleştirdim. bu satırları yüzümde gülümsemeyi andıran ve nispeten mesut bir ifade ile yazıyorum.

karaköy lokantası günün farklı saatlerinde, farklı amaçlarla ziyaret edebileceğiniz bir lokanta. öğle yemekleri için defalarca gittim buraya ben. lakin bu yazının konusu, günün ortasında yaptığım ziyaretler değil. bu yemeklerde, kendini modern bir esnaf lokantası gibi konumlayan ve bu yaklaşımda hayli başarılı olan bir işletme buldum her defasında karşımda. zeytinyağlılarıyla, mis gibi tencere yemekleriyle, yumuşacık sütlü tatlılarıyla insana güzel ve hafif bir öğle yemeği deneyimi yaşatan bir mekandan bahsediyorum. üniversite öğrencisi garsonlarıyla hizmet veren, daha çok karaköy'de çalışan tayfanın uğradığı şık bir restaurant, eğer o bölgede hayatımı sürdürseydim sık sık ziyaret edeceğim bir sığınak.

ben size gecesini anlatacağım bu lokantanın. gece saatlerinde ilk gidişimde beklenmedik bir "doctor jekyll and mr. hyde" sendromu yaşadımkaraköylokantası'na, zira gündüzleri bizleri tencere yemekleriyle ağırlayan o mekan, yerini dört başı mamur bir meyhaneye bırakmıştı. bu, bendeniz için alışılmadık bir durum, açıklamakta güçlük çektiğim bir metamorfozdu. gece çok güzel aydınlatılmıştı lokanta, masalar bembeyaz örtülerle kaplanmış, duvarlardaki mavi fayanslar ışıl ışıldı.tahta sandalyeler, yukarı kata çıkan dökme demir döner merdiven, yerlerdeki eski model karolar, insanın aklını alan meze vitrini ve beyaz gömlekli, siyah önlüklü garsonlar. her masanın dolu olduğunu ve rezervasyon yapmadan gitmenin büyük bir hata olacağını özellikle belirtmeme gerek yok diye düşünüyorum. i̇çerideki kabalık, dekorasyondaki detaycılık, normal şartlarda bir yüzme havuzu etkisi yaratabilecek mavi fayanslar bile çok hoşuma gitti. özellikle de garsonların akıllara zarar sürati, güleryüzlü hizmeti, bir dediğinizi iki etmeyen harika tavrı üzerine konuşulmalı diye düşünüyorum. ben ziyaret ettiğim yerlerde salt iyi hizmet gördüğü zaman, yani güzel "ağırlandığında" mutlu olan bir adam değilim. pek çok işletme, günümüzde hem yemeklerinin zayıflığını, hem de zevksizliklerini şark usulü bir yalakalıkla örtmeye çabalıyorlar. bundan nefret ediyorum. i̇yi hizmet olmazsa olmaz benim için, ama bir bütünün parçası.karaköylokantası'ndaki hızır acil hizmete bayıldım resmen. her şeyin ötesinde güleryüze ve size çaktırmadan, uzaklardan sizi takip eden garson mantığına. tebrik ediyorum!

yukarıdaki paragrafa bakarak dekorasyon ve servise tam puan verdiğimi görebilirsiniz sevgili dostlar. bunun ötesinde mekanın lokasyonu da, gençliğimin geçtiğikaraköybölgesine olduğu için ayrıca sempati duyuyorum. öte yandan daha galataport rant paylaşımı tam gerçekleşmeden kendi öz kentsel dönüşümünü yapankaraköycoğrafyasının en şaşaalı yerinde olan bu lokantaya ulaşım pek kolay. anadolu yakasından geliyorsanız, hiç kendinizi zorlamadan kadıköy-karaköy vapuruna binin derim. yapılacak en mantıklı hareket bu. arabaya binmeyin, vapurun, boğaz'ın, sarayburnu'nun, püfür püfür havanın keyfini çıkarın. i̇skelede indikten sonra sağa dönün, beş dakikalık yürüyüşten sonra kendinizikaraköylokantası'nın önünde bulacaksınız. avrupa yakasından geliyorsanız da yine toplu taşımacılığı kullanın derim; tramvayla tophane'de alın soluğu, bir zahmet iniverin orada ve yine beş dakikalık yürüyüşle lokantayı bulacaksınız.


gelelim yemeklere: öncelikle o devasa soğuk meze vitrininin başında toplaşan ve mezelerin ışıltılı dünyasına dalıp giden insanlardan birisi olmak durumundasınız. karar vermeden önce, iyice incelemelisiniz o güzellikleri. pek çok seçenek arasından, eğer benim kafamda birisiyseniz, en başta bir patlıcan türevi, bir de yoğurtlu meze mutlaka seçmelisiniz. ben, genel teamüllere uyarak haydari sipariş ettim öncelikle.karaköylokantası'nın haydarisinin içinde çok ufak doğranmış salatalıklar da mevcut. bu durumda cacık mı demeliyiz? sanmıyorum, zira kullandıkları süzme yoğurt ve harikulade sarmısak kombinasyonuyla yemekten büyük keyif aldığım, belki de bugüne dek karşılaştığım en güzel haydari olmuş bu. bir de patlıcan geldi masaya; o da bir hayli yoğurtluydu. eğer isterseniz üzerine acılı bir sos da koyuyorlar; tercihe bağlı bir durum bu. bana kalırsa bu da çok hoş bir mezeydi. ayrıca pancar soslu enginar kalbi de, bir soğuk meze olarak arz-ı endam eyledi masada. son dönemlerde çok severek yediğim enginar kalbinin tadı gerçekten hiç fena değildi, pancar suyu da çok yakışmıştı üzerine. bunların yanına üzerine peynir rendelenmiş roka salatası da patlatınca ve bir de rakıyı ilave edince masa şenleniverdi iyice.

ara sıcak zamanıydı şimdi. sevgili dostlar, benim kitabımda ara sıcak dünyasının iki mühim aktörü vardır: birincisi, tahmin edebileceğiniz gibi yaprak ciğer, diğeri de kabak kızartmadır. kalamar da dahil olmak üzere, tüm diğer ara sıcaklar daha sonra gelir.karaköylokantası'nda yediğim kabak tava gerçekten muhteşemdi. çiçek pasajı'ndaki seviç'in kabağıyla aynı lezzetteydi diyebilirim. todori'de yediğimden kat be kat daha iyiydi. yine bu kategoride eleos'u farklı bir yere koymak isterim, zira onların kabak kızartmasının içinde tadı çok bariz bir şekilde hissedilen bir peynir dominansı mevcut.karaköylokantası'nda getirdikleri kabak tavanın yanında ise, sos olarak çok yoğun kıvamlı bir sarmısaklı yoğurt vardı. kabaklarını yoğurda bana bana, kendimden geçerek yedim. hemen ardından paçanga sipariş ettim. burada önemli bir not: i̇lk defa ertesi gün kokusu her yanı sarmayan bir pastırmayla yapılmış bir paçanga yiyorum hayatımda. tebrik etmek lazım mucidini. ayrıca bir de kalamar lokmaları adını verdikleri, güveçte gelen muazzam yemeği söyledim. tadının güzelliğini bir kenara bıraktım, sadece suyuna ekmek banmak, sınırsızca şamadıra yapmak bile benim için tarifsiz mululuklar kategorisinde yeni bir sayfa açtı. kırmızı,yeşil biber ve bebek kalamar senfonisi diyebileceğim bu yemeği mutlaka deneyin sevgili dostlar. mekanın yıldızlarından biri bana kalırsa.

tatlı olarak ise kaymaklı peynir tatlısı ve sakızlı sütlaç deneme şansım oldu. sütlaç gerçekten on numaraydı. benim gibi pek "sakızperver" olmayan bir şahsiyeti bile yerinden oynatmayı becerdi tabir-i caiz ise.

neticedekaraköylokantası, gerçekten güzel bir meyhane. münferit ve türevleri gibi beni büyük hayal kırıklığına uğratan "modern meyhane" konseptinin içine dahil edebileceğim bir mekan değil, ama aynı zamanda klasik bir içkili lokanta da değil. kendi havasında, kendi ruhunu yakalamış ve bunu bizlerle paylaşan "özel" bir meyhane. yeni arayışlar içinde olan herkese duyrulur ve şiddetle tavsiye edilir!




-----06 may, 2014-----

http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/05/karakoy-lokantas.html

bahar geldi artik. havalar güzellestigi ve isindigi zamanlarda tüm enerjisini kaybeden bir insan olarak, bu sene ilkbahar-yaz dönemlerini iyi geçirmeye kararliyim sevgili okurlar. daha olumlu, enerjik, ne yaptigini bilen bir ruh hali içinde, kentin atardamarlarinda fink atma konusunda yapmis oldugum güzide bir plan var, bunu yürürlüge sokacagim izninizle. biraz degismeliyim, diye düsündüm bu sene tüm hiziyla geçerken. burada zaman zaman saydirdigim hatta sövdügüm kisisel gelisim meselesine yakinlik kazanmak, kaleyi içerden fethetmek, ya da belki önyargilarimi kirip kendi haksizligimi ispat etmek için "ferrari'sini satan bilge"yi satin aldim geçen gün. bu benim için önemli bir adimdi. olumlu davranmak için çaba harcamak, dünyayi daha yasanilir bir yer kilma konusunda insanlik için küçük, benim için büyük bir siçramaydi. lakin kitabi okurken, kafa yapimi degistirecegini düsündügüm en ufak bir bilgi kirintisi bile bulamadim. bulmayi birakin, insanoglunun platon'dan beri bir adim bile yol kat edemedigini, hatta ciddi sekilde geriledigini, yüzeysellestigini, acinacak hale geldigini gördüm. nefret ettim. hemen emrah serbes'in uzun zamandir beklettigim "son hafriyat" adli kitabini bir solukta okuyup, robin sharma'nin saçmaliklarini süratle kafamdan sildim, rahatladim. simdi daha sakinim bu satirlari çiziktirirken. mutluluk, bana kalirsa insanin oturup hayal kurmasi ve meditasyon yapmasiyla, ya da kafasindan olumlu düsünceler geçirmesiyle yakalayabilecegi bir duygu durumu degil. benim inancima göre, disaridan bir "uyaran" olmak zorunda mutlu olmamiz için. yani "her sey kafamizin içinde" söylemine katilmiyorum. beni gerçekten mutlu eden, rahatlatan ve yasama pozitif yaklasmami saglayan iki "sey" oldugunu biliyorum. 1- iyi bir kitap (kurgusal bir metin olmali, tamamen hayal ürünü, insani eglendirmek için yazilmis...) 2- dört basi mamur bir sofra, enfes bir yemek. ben de üstüme düseni yaptim son birkaç günde mutlulugu yakalamak için. önce kitabi okudum hararetle. behzat ç. dizisini seyretmedigimi tahmin edersiniz. romani okumak hosuma gitti ama. bu bir sürpriz degildi, zira "her temas iz birakir"i okumus ve sevmistim. bunun üzerine bir dekaraköylokantasi'ni ziyaret edince iyi bir moral yüklemesi gerçeklestirdim. bu satirlari yüzümde gülümsemeyi andiran ve nispeten mesut bir ifade ile yaziyorum.

karaköy lokantasi günün farkli saatlerinde, farkli amaçlarla ziyaret edebileceginiz bir lokanta. ögle yemekleri için defalarca gittim buraya ben. lakin bu yazinin konusu, günün ortasinda yaptigim ziyaretler degil. bu yemeklerde, kendini modern bir esnaf lokantasi gibi konumlayan ve bu yaklasimda hayli basarili olan bir isletme buldum her defasinda karsimda. zeytinyaglilariyla, mis gibi tencere yemekleriyle, yumusacik sütlü tatlilariyla insana güzel ve hafif bir ögle yemegi deneyimi yasatan bir mekandan bahsediyorum. üniversite ögrencisi garsonlariyla hizmet veren, daha çok karaköy'de çalisan tayfanin ugradigi sik bir restaurant, eger o bölgede hayatimi sürdürseydim sik sik ziyaret edecegim bir siginak.

ben size gecesini anlatacagim bu lokantanin. gece saatlerinde ilk gidisimde beklenmedik bir "doctor jekyll and mr. hyde" sendromu yasadimkaraköylokantasi'na, zira gündüzleri bizleri tencere yemekleriyle agirlayan o mekan, yerini dört basi mamur bir meyhaneye birakmisti. bu, bendeniz için alisilmadik bir durum, açiklamakta güçlük çektigim bir metamorfozdu. gece çok güzel aydinlatilmisti lokanta, masalar bembeyaz örtülerle kaplanmis, duvarlardaki mavi fayanslar isil isildi.tahta sandalyeler, yukari kata çikan dökme demir döner merdiven, yerlerdeki eski model karolar, insanin aklini alan meze vitrini ve beyaz gömlekli, siyah önlüklü garsonlar. her masanin dolu oldugunu ve rezervasyon yapmadan gitmenin büyük bir hata olacagini özellikle belirtmeme gerek yok diye düsünüyorum. içerideki kabalik, dekorasyondaki detaycilik, normal sartlarda bir yüzme havuzu etkisi yaratabilecek mavi fayanslar bile çok hosuma gitti. özellikle de garsonlarin akillara zarar sürati, güleryüzlü hizmeti, bir dediginizi iki etmeyen harika tavri üzerine konusulmali diye düsünüyorum. ben ziyaret ettigim yerlerde salt iyi hizmet gördügü zaman, yani güzel "agirlandiginda" mutlu olan bir adam degilim. pek çok isletme, günümüzde hem yemeklerinin zayifligini, hem de zevksizliklerini sark usulü bir yalakalikla örtmeye çabaliyorlar. bundan nefret ediyorum. iyi hizmet olmazsa olmaz benim için, ama bir bütünün parçasi.karaköylokantasi'ndaki hizir acil hizmete bayildim resmen. her seyin ötesinde güleryüze ve size çaktirmadan, uzaklardan sizi takip eden garson mantigina. tebrik ediyorum!

yukaridaki paragrafa bakarak dekorasyon ve servise tam puan verdigimi görebilirsiniz sevgili dostlar. bunun ötesinde mekanin lokasyonu da, gençligimin geçtigikaraköybölgesine oldugu için ayrica sempati duyuyorum. öte yandan daha galataport rant paylasimi tam gerçeklesmeden kendi öz kentsel dönüsümünü yapankaraköycografyasinin en sasaali yerinde olan bu lokantaya ulasim pek kolay. anadolu yakasindan geliyorsaniz, hiç kendinizi zorlamadan kadiköy-karaköy vapuruna binin derim. yapilacak en mantikli hareket bu. arabaya binmeyin, vapurun, bogaz'in, sarayburnu'nun, püfür püfür havanin keyfini çikarin. iskelede indikten sonra saga dönün, bes dakikalik yürüyüsten sonra kendinizikaraköylokantasi'nin önünde bulacaksiniz. avrupa yakasindan geliyorsaniz da yine toplu tasimaciligi kullanin derim; tramvayla tophane'de alin solugu, bir zahmet iniverin orada ve yine bes dakikalik yürüyüsle lokantayi bulacaksiniz.


gelelim yemeklere: öncelikle o devasa soguk meze vitrininin basinda toplasan ve mezelerin isiltili dünyasina dalip giden insanlardan birisi olmak durumundasiniz. karar vermeden önce, iyice incelemelisiniz o güzellikleri. pek çok seçenek arasindan, eger benim kafamda birisiyseniz, en basta bir patlican türevi, bir de yogurtlu meze mutlaka seçmelisiniz. ben, genel teamüllere uyarak haydari siparis ettim öncelikle.karaköylokantasi'nin haydarisinin içinde çok ufak dogranmis salataliklar da mevcut. bu durumda cacik mi demeliyiz? sanmiyorum, zira kullandiklari süzme yogurt ve harikulade sarmisak kombinasyonuyla yemekten büyük keyif aldigim, belki de bugüne dek karsilastigim en güzel haydari olmus bu. bir de patlican geldi masaya; o da bir hayli yogurtluydu. eger isterseniz üzerine acili bir sos da koyuyorlar; tercihe bagli bir durum bu. bana kalirsa bu da çok hos bir mezeydi. ayrica pancar soslu enginar kalbi de, bir soguk meze olarak arz-i endam eyledi masada. son dönemlerde çok severek yedigim enginar kalbinin tadi gerçekten hiç fena degildi, pancar suyu da çok yakismisti üzerine. bunlarin yanina üzerine peynir rendelenmis roka salatasi da patlatinca ve bir de rakiyi ilave edince masa senleniverdi iyice.

ara sicak zamaniydi simdi. sevgili dostlar, benim kitabimda ara sicak dünyasinin iki mühim aktörü vardir: birincisi, tahmin edebileceginiz gibi yaprak ciger, digeri de kabak kizartmadir. kalamar da dahil olmak üzere, tüm diger ara sicaklar daha sonra gelir.karaköylokantasi'nda yedigim kabak tava gerçekten muhtesemdi. çiçek pasaji'ndaki seviç'in kabagiyla ayni lezzetteydi diyebilirim. todori'de yedigimden kat be kat daha iyiydi. yine bu kategoride eleos'u farkli bir yere koymak isterim, zira onlarin kabak kizartmasinin içinde tadi çok bariz bir sekilde hissedilen bir peynir dominansi mevcut.karaköylokantasi'nda getirdikleri kabak tavanin yaninda ise, sos olarak çok yogun kivamli bir sarmisakli yogurt vardi. kabaklarini yogurda bana bana, kendimden geçerek yedim. hemen ardindan paçanga siparis ettim. burada önemli bir not: ilk defa ertesi gün kokusu her yani sarmayan bir pastirmayla yapilmis bir paçanga yiyorum hayatimda. tebrik etmek lazim mucidini. ayrica bir de kalamar lokmalari adini verdikleri, güveçte gelen muazzam yemegi söyledim. tadinin güzelligini bir kenara biraktim, sadece suyuna ekmek banmak, sinirsizca samadira yapmak bile benim için tarifsiz mululuklar kategorisinde yeni bir sayfa açti. kirmizi,yesil biber ve bebek kalamar senfonisi diyebilecegim bu yemegi mutlaka deneyin sevgili dostlar. mekanin yildizlarindan biri bana kalirsa.

tatli olarak ise kaymakli peynir tatlisi ve sakizli sütlaç deneme sansim oldu. sütlaç gerçekten on numaraydi. benim gibi pek "sakizperver" olmayan bir sahsiyeti bile yerinden oynatmayi becerdi tabir-i caiz ise.

neticedekaraköylokantasi, gerçekten güzel bir meyhane. münferit ve türevleri gibi beni büyük hayal kirikligina ugratan "modern meyhane" konseptinin içine dahil edebilecegim bir mekan degil, ama ayni zamanda klasik bir içkili lokanta da degil. kendi havasinda, kendi ruhunu yakalamis ve bunu bizlerle paylasan "özel" bir meyhane. yeni arayislar içinde olan herkese duyrulur ve siddetle tavsiye edilir!

karaköy lokantasi
kemankes karamustafa pasa mh.
kemankes cd no:37, 34425 istanbul
t:0 212 292 4455
0
balim
5
4 yıl önce
karaköy
hak ediyor -karaköylokantasi ambiyansi yemekleriyle en iyiler arasinda yer almayi hak ediyor. en sevdigim özelligi detayli menüsü. diger meyhanelerde oldugu gibi yedikleriniz fikse baglamiyor. bravo.
0
irmikci
4
4 yıl önce
karaköy
i̇stanbul'da en secdiğim mekanlardan. son zamanlarda yer bulmak zor oluyor ama sık sık giderim. ancak üst katta yeni garsonlar mı var anlamadım, geçen gittiğimde biraz tuhaf geldi tavırları. yanikaraköylokantası tarzı değillerdi sanki. peynir istedik unutuldu,mezelerden bir pek iyi değildi ancak geri göndermek için epey bir ikna çabasına girdik vs. yine gider miyim? çok net evet!
0
vedat
5
4 yıl önce
karaköy
leziz ve sağlıklı yiyecekler yemek istiyorsanız, yıllarınkaraköylokantası doğru tercih olacaktır.kendi kimliği olan bir mekan..servis kalitesinde problem yok..fiyatlar da oldukça makul..
0
secil
4
4 yıl önce
karaköy
öğle yemeğinde esnaf lokantası tadında bir yer arıyorsanız, tam yerindesiniz...menüsü günlük değişen ve her gün birbirinden lezzetli yemekleri bulabileceğiniz bir adres..kara lahana çorbası nefis, denemelisiniz.. külbastısı, et schnitzeli, yaprak ciğeri, sarma dolması ve ismine munasır gönülçelen tatlısı bizzat denenmiş lezzetine doyulmuştur, tavsiye edilir.. ambiyansi hoştur, yabancı misafirlerinizi rahatlıkla goturebileceginiz,karaköyruhunu yansıtan nezih bir lokantadır.. deneyin, hak vereceksiniz.. afiyet olsun.
0
oturum aç
hesap oluştur