zübeyir ocakbaşı & restaurant


turgut
4
4 yıl önce
taksim
her gittigimde minimum iki uc kilo alip kalkiyorrum istanbulda en keyif aldigim ocakbasi kendimizi yemekten alikoyamiyoruz kaburgasi ozellikle favorim pirzola ve sis 2 ve 3. sırada servise biraz daha ozen gosterilirse 5 yildiz
0
selin
5
4 yıl önce
taksim
müthiş ya müthiş. her yediğime hayran kaldım. rakı içemedim bir şeyler yemekten. garsonların kibarlığı mekanın samimiyeti her şey harikaydı. açık ara istanbul sınırlarında yediğim en güzel kebap.
0
red
5
4 yıl önce
taksim
basarili - et olarak mutlaka tarak çöp sis veya pirzolasi gayet güzel, adana ve urfaya gereginden fazla maydonoz koyuyorlar, maydanoz sevmeyenler için biraz itici olabilir. raki içilmeye gidildiyse van cacigi ve sosyete lahmacunu mutlaka siparis edilmeli. fiyatlari da çok üzücü degil.
0
bilgehan
5
4 yıl önce
taksim
the best of best in turkey. the chef zubeyir is always on duty and ensures the best quality meat to his guests. book at least 2 days in advance.

0
bade
5
4 yıl önce
taksim
bir antepli olarak etlere puanım 9! adana kebap gerçekten güzeldi, mezeyle-çöp şişle karnınızı doyurmayın derim. haftaiçi bile full oluyor, rezervasyom önemli.
0
yemelerdeicmelerde
5
4 yıl önce
taksim
tadi ile bir numara olan ocakbasi her gittigimde dayanamayip birkaç porsiyon kebap yiyorum ocakbasina oturdum mu tamamdir mezeleri bir harika olan bir yer favorim çöpsis, adanasi biraz yagini abartmislar kaburga ve pirzolasini her zaman yumusak ve leziz turistlerin her zaman ki ugrak yeri lezzete göre fiyatlar normal her zaman tavsiye ederim.
her gittiğim de etlerine mezelerine hayran olduğun bir yer benim için tek favori mekanım burasıdır sahiplerinden rıdvan bey in ilgisi ve garsonlardan cevdettin yakınlığı paha biçilemez.
0
mujde
4
4 yıl önce
taksim
bazı etlere burun kıvırırım, çok ağır derim. zübeyir'de ben tam bir etobur oluyorum, etleri çok lezzetli ve hafif. şimdiye kadar beyti ve çöp şiş yedim gayet başarılıydı. samatya'daki ali haydar'ın yeri'ne gitmek zor geldiğinde artık taksim'deki adresim belli. en son gittiğimizde 20'lik rakı, 1 közde patlıcan, 1 gavurdağı salatası ve 4 kebap 190 lira tuttu. sunduğu lezzet ile fiyatları doğru orantılı. garsonlar kibar ve güleryüzlü. genellikle turistler çok geliyor. haftasonları rezervasyon gerekebilir.
0
ridvanuyar89
5
4 yıl önce
taksim
rezervasyonsuz gittiğinizde zor yer bulabilieceğiniz harika bir mekan.biz rezervasyonsuz gittik ama sağolsunlar müşteri memnuniyeti konusunda çok özverililer.patlıcan salatası,közde patlıcan,közde soğan ve çiğ köfte harika başlangıçlar olarak duruyor. bizim için günün en güzel yemeği ise kaburgaydı.tam ayarında acılığı ve mükemmel tadıyla kesinlikle ve kesinlikle denemelisinizz.
0
erdinç
5
4 yıl önce
taksim
ortami olsun mezesi ve etleri olsun cok iyi ozellikle etler ( kuzunun her cesidi) tartismaya kapali. gidipte memnun kalmadan donen olacagini zannetmiyorum.
0
baris
5
4 yıl önce
taksim
ocakbasi dedigin - taksim'deki en kaliteli ocakbasilardan biri diyebilirim. personelin ve mekan sahibinin yakin ve sicak ilgisi ile keyifli bir ziyafet çekebilirsiniz. fiyatlar da makul.
0
chhavi
5
4 yıl önce
taksim
have been to many restaurants serving turkish food in istanbul and zubeyir is one of my favourites. they serve your meat by grilling it live. i got to know about this restaurant by one of the you tube vloggers video. my food experience was so good.
0
can
5
4 yıl önce
taksim
istanbulda ocak basi yapilabilecek en lezzetli ve en nezih yerlerden biri. etler ve mezeler çok lezzetli, fiyatlar fazla ama verdiginiz paraya degiyor. kuru van cacigi çok basarili degil onun disinda tüm mezeler çok basarili özellikle közlenmis sogan-sarimsak tavsiye edilir
0
gezgin
3
4 yıl önce
taksim
artık ocakbaşı denince akla gelen ilk yer benim için. yıllardır gittiğim bir yer, eskisi kadar hizmetten ve ilgiden memnun kalmasamda çoğu mekandan daha iyi hizmet alıyorsunuz. kebapları ve mezeleri güzel fiyat pahalı...
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
taksim
zübeyir ocakbaşı’na ilk gidişim, bizim kaş ahalisi ile yeniden görüşmek için planlanan bir gecede gerçekleşti. bendeniz beyoğlu ocakbaşı fanatiklerindendim doksanlı yılların sonunda. orada bazen ocakbaşına oturup üstümün başımın yağ kokmasına aldırmadan kebapları mideme indirir, şişlerin cızır cızır yanmasını dinlenerek demlenirdim. sonra bir şeyler oldu, araya iş güç girdi, başka mutfaklar ve sofralar girdi, bir acayip asmalımescit müdavimliği girdi, kaybettim beyoğlu ocakbaşını.

zübeyir’e gitmeden once biraz araştırma yapmıştım doğal olarak. yirmibeş yıldır bu işi yapan kurucusu zübeyir ertaş’ın, benim eski efsanem beyoğlu ocakbaşı’nın ustası olduğunu öğrenmiş, pek bir sevinmiştim. tanıdık lezzetlerin içinde bir gece geçireceğimi düşünmüştüm. ama yanılmışım ! hafızama nakşolmuş ocakbaşı tatlarından daha fazlasını bulacağımı bilemezdim tabii. bu girizgâhtan da anlamışsınızdır, tıkabasa yediğim zübeyir’in yemeklerinden çok memnun kaldım.

zübeyir’i bulmak için i̇stiklâl caddesi’ne bağlanan bekâr sokak’ın sonuna kadar yürümeniz gerekiyor. sokağın tarlabaşı’na bağlandığı noktada üç katlı zübeyir ocakbaşı’nı görebilirsiniz. kısa bir yürüyüşten sorna kendimi zübeyir’in önünde buldum ben de. kapıdan girmeden once, her zaman yaptığım gibi fotoğraf çektiğimi gören bir garsonun yanıma gelmesi ve “nasıl yardımcı olabileceğini” sorması kötü bir başlangıçtı diyebilirim. burası bir sokak ve ben de istediğim yerin fotoğrafını çekebilirim değil mi? ardından içeri girip masama oturdum ve yemek faslı başladı.

bizim kaş ahalisi masaya kurulmuş ilk rakılarını doldurmuştu ki, nedret garsonu çağırıp açık ve net bir şekilde masanın donatılmasını ve çok özenli olunmasını istedi ve ekledi: “biz çok gezeriz, her şey çok güzel olsun!” garsonun cevabı da bir soruydu aslında: “gurme misiniz abi?” nedret unutulmaz cevabı yapıştırıverdi: “hayır, ayyaşız!”

gavurdağı salatası, közde patlıcan ezme, börülce, semiz otu, kabak ezmesi, yoğurtlu isot gibi mezelerin eşliğinde ilk rakılarımızı yudumladık. benden size tavsiye, bunun yanında kaliteli bir şalgam suyu içmemek büyük bir hata olur, mutlaka isteyiniz.

sofra erbaplarının tavsiyelerini hiçe sayarak “çatalucu” ile yememiz gereken bu lezzetli mezeleri kıtlıktan çıkmışçasına yedikten sonra hepsinden birer tur daha ısmarladığımızı eklemeden edemeyeceğim. siz siz olun, midenizde yer kalması için önden gelen bu güzelliklerden abartmadan yiyin.

mezelerimizi yer, rakılarımızı içerken arkada tanımadığım, bilmediğim, ama bana hayli hüzünlü gelen türküler çaldığını, bazı masalarda oturan ağır abilerin hüzünlenerek sigaralarını tüttürdüklerini gözlemlediğimi de anlatmam gerekir aslında. zübeyir’in homojen bir müşteri kitlesi yok kesinlikle. bir bakıyorsunuz kızlı erkekli üniversite öğrencileri, bir bakıyorsunuz kurtlar vadisi formatlı karanlık adamlar, bir masada alevi dedesi görünümlü zatlar, öte masada spor yazarları…tuhaf bir birleşmiş milletler görüntüsü içinde kebap yeniyor, rakı içiliyor, bazen halk türküleri, bazen de türk sanat müziği dinleniyor.

gelelim etlere…beyti, adana, kaburga, külbastı, çöp şiş, ciğer kebap gibi çeşitler geldi masaya. i̇nsanlığımızı kaybettiğimiz noktada, herkesin ana yemek yemesine karşın, ortaya kaburga da söyledik. ne hikmetse beş kişi beş porsiyon da kaburga yemişiz. tüm et yemekleri güzeldi ama, ne yalan söyleyeyim hayatımda yediğim en iyi kaburgalardan birini burada yedim. ne çok etli, ne de et yönünden fakirdi. yağı tam kıvamındaydı. bendenizin çok sevdiği “kemiği sıyırma” aktivitesine pek bir uygundu. tüm bunların üzerine adettendir diyerek ayva tatlısı da yedik ve ben de dahil, bazılarımız doğrudan taksim i̇lkyardım’a gitmeyi teklif ettiler.

gece sonunda gelen hesap hiç de az değildi. biraz bozurlur gibi olduk ve itiraz etme durumuna geldik, ama şimdi düşünüyorum da, ölçülü hesap, insan gibi yiyenlere gelmeli. değil mi efendim? biz o gece uzun süreli bir kıtlıktan çıkmışçasına gömüldük yemeklere.

zübeyir ocakbaşı’nı herkese tavsiye ediyorum. kaburgasını özellikle öneririm sevenlerine. sakın rezervasyonsuz gitmeyin. sayınız uygunsa ocakbaşında yer ayırtın. çalan müzikle, garsonların ilgisiyle, lezzetli yemeklerle güzel bir gece geçireceksiniz. eve geldiğinizde üzerinizdekileri doğru çamaşır makinesine atın ya da kuru temizlemeciye gönderin, zira o koku uzun süre çıkmayacaktır.

i̇stiklal caddesi bekar sokak

no:28 beyoğlu i̇stanbul

0212 293 39 51


-----30 may, 2013-----

zübeyir ocakbasi’na ilk gidisim, bizim kas ahalisi ile yeniden görüsmek için planlanan bir gecede gerçeklesti. bendeniz beyoglu ocakbasi fanatiklerindendim doksanli yillarin sonunda. orada bazen ocakbasina oturup üstümün basimin yag kokmasina aldirmadan kebaplari mideme indirir, sislerin cizir cizir yanmasini dinlenerek demlenirdim. sonra bir seyler oldu, araya is güç girdi, baska mutfaklar ve sofralar girdi, bir acayip asmalimescit müdavimligi girdi, kaybettim beyoglu ocakbasini.
zübeyir’e gitmeden once biraz arastirma yapmistim dogal olarak. yirmibes yildir bu isi yapan kurucusu zübeyir ertas’in, benim eski efsanem beyoglu ocakbasi’nin ustasi oldugunu ögrenmis, pek bir sevinmistim. tanidik lezzetlerin içinde bir gece geçirecegimi düsünmüstüm. ama yanilmisim ! hafizama naksolmus ocakbasi tatlarindan daha fazlasini bulacagimi bilemezdim tabii. bu girizgâhtan da anlamissinizdir, tikabasa yedigim zübeyir’in yemeklerinden çok memnun kaldim.
zübeyir’i bulmak için istiklâl caddesi’ne baglanan bekâr sokak’in sonuna kadar yürümeniz gerekiyor. sokagin tarlabasi’na baglandigi noktada üç katli zübeyir ocakbasi’ni görebilirsiniz. kisa bir yürüyüsten sorna kendimi zübeyir’in önünde buldum ben de. kapidan girmeden once, her zaman yaptigim gibi fotograf çektigimi gören bir garsonun yanima gelmesi ve “nasil yardimci olabilecegini” sormasi kötü bir baslangiçti diyebilirim. burasi bir sokak ve ben de istedigim yerin fotografini çekebilirim degil mi? ardindan içeri girip masama oturdum ve yemek fasli basladi.
bizim kas ahalisi masaya kurulmus ilk rakilarini doldurmustu ki, nedret garsonu çagirip açik ve net bir sekilde masanin donatilmasini ve çok özenli olunmasini istedi ve ekledi: “biz çok gezeriz, her sey çok güzel olsun!” garsonun cevabi da bir soruydu aslinda: “gurme misiniz abi?” nedret unutulmaz cevabi yapistiriverdi: “hayir, ayyasiz!”
gavurdagi salatasi, közde patlican ezme, börülce, semiz otu, kabak ezmesi, yogurtlu isot gibi mezelerin esliginde ilk rakilarimizi yudumladik. benden size tavsiye, bunun yaninda kaliteli bir salgam suyu içmemek büyük bir hata olur, mutlaka isteyiniz.
sofra erbaplarinin tavsiyelerini hiçe sayarak “çatalucu” ile yememiz gereken bu lezzetli mezeleri kitliktan çikmisçasina yedikten sonra hepsinden birer tur daha ismarladigimizi eklemeden edemeyecegim. siz siz olun, midenizde yer kalmasi için önden gelen bu güzelliklerden abartmadan yiyin.
mezelerimizi yer, rakilarimizi içerken arkada tanimadigim, bilmedigim, ama bana hayli hüzünlü gelen türküler çaldigini, bazi masalarda oturan agir abilerin hüzünlenerek sigaralarini tüttürdüklerini gözlemledigimi de anlatmam gerekir aslinda. zübeyir’in homojen bir müsteri kitlesi yok kesinlikle. bir bakiyorsunuz kizli erkekli üniversite ögrencileri, bir bakiyorsunuz kurtlar vadisi formatli karanlik adamlar, bir masada alevi dedesi görünümlü zatlar, öte masada spor yazarlari…tuhaf bir birlesmis milletler görüntüsü içinde kebap yeniyor, raki içiliyor, bazen halk türküleri, bazen de türk sanat müzigi dinleniyor.
gelelim etlere…beyti, adana, kaburga, külbasti, çöp sis, ciger kebap gibi çesitler geldi masaya. insanligimizi kaybettigimiz noktada, herkesin ana yemek yemesine karsin, ortaya kaburga da söyledik. ne hikmetse bes kisi bes porsiyon da kaburga yemisiz. tüm et yemekleri güzeldi ama, ne yalan söyleyeyim hayatimda yedigim en iyi kaburgalardan birini burada yedim. ne çok etli, ne de et yönünden fakirdi. yagi tam kivamindaydi. bendenizin çok sevdigi “kemigi siyirma” aktivitesine pek bir uygundu. tüm bunlarin üzerine adettendir diyerek ayva tatlisi da yedik ve ben de dahil, bazilarimiz dogrudan taksim ilkyardim’a gitmeyi teklif ettiler.
gece sonunda gelen hesap hiç de az degildi. biraz bozurlur gibi olduk ve itiraz etme durumuna geldik, ama simdi düsünüyorum da, ölçülü hesap, insan gibi yiyenlere gelmeli. degil mi efendim? biz o gece uzun süreli bir kitliktan çikmisçasina gömüldük yemeklere.
zübeyir ocakbasi’ni herkese tavsiye ediyorum. kaburgasini özellikle öneririm sevenlerine. sakin rezervasyonsuz gitmeyin. sayiniz uygunsa ocakbasinda yer ayirtin. çalan müzikle, garsonlarin ilgisiyle, lezzetli yemeklerle güzel bir gece geçireceksiniz. eve geldiginizde üzerinizdekileri dogru çamasir makinesine atin ya da kuru temizlemeciye gönderin, zira o koku uzun süre çikmayacaktir.

http://lokantalarim.blogspot.com/2011/05/zubeyir-ocakbas.html
0
zeelicious🇱🇧
5
4 yıl önce
taksim
very very very yummy turkish food!
located in the heart of taksim place, just few meters of istiklal st!
live bbq of the finest and softest meat ever!
the mezza is lovely
big like thumbs up
0
oturum aç
hesap oluştur