buz gibi bir kis gunu, istanbul'un sisli, puslu, gri mi gri, soguk mu soguk bir aksami. hatta mumkunse kar da yagsin.
iste hayalim, burnumun kipkirmizi oldugu, ellerimi soguktan birbirine surttugum, ayak basparmaklarimin usudugu bir gunde, zubeyir'e gelip, is cikisi, saat 17 30 - 19 30 arasi, ocakbasinda bir iki kadeh icip, enfes cop sis ya da ciger sis yemek.
zubeyir icin yorum yapmak noktasinda cok fazla sey yazmak istemiyorum.
onemli olan zubeyir'in bana ne hissettirdigi.
4 porsiyon yedigim sarimsak izgara, nar eksisi ile baska bir boyuta cikarilmis yeterli olur hislerimi anlatmaya.
velhasil zubeyir, cop sisi ile, kuzu taragi ile, kuzu pirzolasi ile, ocakbasi keyfini sonuna kadar yasayabileceginiz keyifli bir yer.
her katinda ocakbasi bulunan, rezervasyonsuz gitmememiz gereken bir mekan.
mezesiyle, etinin kalitesi ile, mekanin keyfi ile, ocakbasi keyfini yasayabilecegiz bir yer.
zaten ocakbasilar arasinda ki farki belli eden iki kriter, et kalitesi ve meze lezzeti degil midir? zubeyir de her ikisini de bulabilirsiniz.
tekrar gider miyim? evet