19:30 gibi oturduk mekana. arkadaşım gelecek dedim. kimse su dahi ister misiniz demedi, tam 20:20'de ben hey-hop diye seslenene kadar. o kadar ilgililer. yemeği sipariş ettik. allahtan konuşmaya dalmışız. yoksa açlıktan ölürdük. yarım saatte falan geldi. altı üstü tavuk külbastı istedim. kinoa salatası, haşlanmış ıspanak, fırınlanmış 2 taze bebek patates ve 3 parça tavuk dilimi için 30 dakikadan fazla bekledim. arkadaşımda bir makarna için bekledi. sanırım patatesleri tarladan kapıp, geldiler. makarnayı da taze açtılar, fırınladılar, haşladılar vs... tükendim.
sahil tarafındaki koltuklarda oturmak istediğimi kapıdan içeri girer girmez söyledim. bekleyenler var dediler. ancak mekana benden sonra gelen 2 grubu geçirdiler benim önüme. yalnız bunu misafirleri ağırlayan bir bayan engellemeye çalıştı. ancak garsonlardan biri (kumral-erkek) keyfine göre geçirdi istediği grupları. neyse...
frappe içtim bir saat sonra falan. frappe gerçekten çok lezzetliydi. öneririm. yalnız bardağın yarısı buzdu. resmen az frappe, çok buzdu.
mekan için deniz görüyor, harika falan demişler. ancak denizi görmek için dürbün lazım. gayette manzara şahane falan diyemem. çarpılırım dersem. ağaçların arasından az bir kısmı görünüyor. öyle kral bir manzara değil.
bu puanı frappe ve ortamın ferah olmasına verdim. ayrıca içmekançok şık dekore edilmiş. gerçekten çok güzel görünüyor ve etkiliyeci.
ama... sorsanız, buraya bir daha gelir miyim? bir daha gelmek istemiyorum demeliyim.