çinaralti, eskiden güzeldi... - burasinin bir isletmeye verilme olayi zaten basli basina bana ters gelmisti. halkin banklara oturarak bogazi izlemesi, hatta beylerbeyi taraflarindaki sari-yesil-kirmizi isiklardan ertesi gün havanin nasil olacagini ögrenmesi daha çinaralti cafe yokken yapilan en güzel seylerdi. sonra süper baba dizisiyle popülaritesi artana kadar orada, sakin ve salas cafede vakit geçirmek büyük keyifti. çay devamli taze ve sicakti. el edince çay bardaga konurdu. simdi bir tepsi içerisine doldurulan çaylar masaniza gelene kadar buz gibi oluyor. "3 çay, 1 tanesi açik" deme olasiliginiz yok çünkü hepsi ayni. moda çay bahçesi de, ortaköy'deki birçok mekan da böyle. bu da oraya gelen müsteriyle yakinliginizi ortadan kaldiriyor. içip gitse ve yerine yenisi gelse diye gözünüzün içine bakiyorlar. hafta sonu feci kalabalik. bir tost için 15 dakika beklemek zulüm. en yapilacak seyçengelköybörekçisi'nden börek almak ve soguk çayla yemek. ha, gidilmez mi elbette gidilir. gitmiyor muyum, elbette gidiyorum. hafta içleri gündüz, sonbaharda ya da kisin bazi geceler...