shangri-la bospohorus hotel’in önünden her geçişimde shang palace’a bir türlü gelemedim diye hayıflanırken; kısmetimde zomato’nun tadım etkinliğiyle gidip, çin kültürünü yansıtan özel odasında, çin kanton mutfağına ait lezzetleri executive chinese chef tony sum’un ellerinden tatmak varmış. hem de benim gibi kalbine giden yol midesinden geçen çok keyifli bir ekiple beraber☺
etkinliğe kendi çin mantılarımızı yaparak başladık ki herkesin gözlerinden bir panik dalgası geçmedi değil ama aslında şeflerin yönlendirmeleri doğrultusunda ellerimizle şekillendirmek çok eğlenceliydi hatta günün sonunda en güzel yapana süpriz bir ödül verildi – ı ıh malesef o ben değilim☺
büyük bir iştahla yuvarlak masamıza oturup bizim için hazırlanan özel menüyü incelemeye koyulduk. menümüzün ilk yemeği ‘lo hei’ salmon’du. lucky dish- yani şanslı yemek anlamına gelen bu sashimi somon, tahin sos, sebze ve meyvelerden oluşuyor. özelliği ise yılbaşı geceleri herkes bir araya gelip chop stickleriyle tuttuğu somonu havada sallarken yeni yıl için dileğini sesli bir şekilde dile getiriyor, ancak kimse birbirinin dinlemiyor. biz sashimileri görünce heyecandan lüp lüp yedik, dilek milek hak getire sonrdan geldi aklımıza☺
ara sıcaklarımız:
çıtır sarımsak parçalarıyla kızartılmış patlıcan, en basit görünümlü ama gün sonunda favoriler arasına girmeyi başaran yemeklerden biriydi. ne patates kızartması ne soğan halkası tam bir aperitif, o soslara bandır bandır doyamadık.
sichuan tarzıyla ballı siyah sirke ile kızartılmış çıtır ince bonfile dilimleri, carpaccio kadar ince dilimlenmiş bonfile dilimlerinin pastırmamsı ama çıtır çıtır bir lezzette hayal edin. ama gözlerinizi kapatıp tatsanız hmm bu siyah sirkeli ballı bonfile tahmininde bulunmanız zor, o yüzden hayal etmekle uğraşmayın yolunuz düşerse tadına bakın.
ana yemek:
fırında kızartılmış pekin ördeği, çin mutfağının demirbaşlarından biri ama meğersem pekin ördeğini içinde sosu kalacak şekilde kurutmak için özel bir fırın varmış ve bilin bakalım bu fırın türkiye’de sadece nerede var? bu fırında pişen peki ördeğinin etiyle derisi arasındaki yağı akıyor, eti yumuşacık derisi ise çıtır çıtır servis ediliyor. biz sadece çıtır derisini lotus çöreği içinde hoisin sosu (soya fasulyesi, un, şeker, su, baharat, sarımsak ve kırmızı biberden yapılan, kırmızımsı kahverengi sos) ve ince doğranmış yeşil soğanla birlikte durum yapıp yedik. bu yemeğin ilk aşaması, diğer aşamalrında etini ya sebzelerle wokta veya da çorba içinde servis ediyorlarmış.
yağda kızartılmış kadayıfa sarılı karidesler, sanırım benim favorilerimden biri oldu. kadayıfın çıtırı içinde bu kadar lezzetli, tombul ve yumuşak karidesle karşılaşmayı beklemiyordum, gerçekten nefisti.
yanında karabiber sosu ile tavada kızartılmış dana kuşbaşı geldi ki, ben etçil bir insan olmadığım ve uzun süredir kırmızı et yemediğim halde ilk ısırıkta geçirdiğim kısa süreli şoktan sonra kalan parçalarımı büyük bir hazla bitirdim. eğer et seviyorsanız, kesinlikle ama kesinlikle sipariş etmenizi tavsiye ederim.
çömlekte ağır ateşte pişirilmiş zencefilli ve yeşil soğanlı deniz mahsüllerinin lezzeti de ismi gibi afilli. ben zaten deniz mahsüllerini çok severim ama bazen kalamar çok lastik, deniz tarağı çok yavan olur. çömlekte ağır piştiği için mi yanındaki yeşil soğan ve mantarın marifeti mi bilmiyorum ama çatlamak pahasına afiyetle yedik.
‘gong bao’, sichuan tarzıyla wokta kızartılmış, kurutulmuş kırmızı biber ve yer fıstıklı tavuk. yer fıstığı ve tavuk, çin mutfağının tanıdık simaları ama içindeki biberlerden dolayı dudaklarımın şişmesi ve ağzımın içinin uyuşması oldukça yabancı bir duyguydu. bu baharattan türkiye’de yok, ama yedikçe yeme isteği uyandıran bir lezzet,
yan yemekler: atlamak istemediğim o kadar çok detay var ki, tavada hafifçe sote etilmiş sebzeler ve bonfileli çalı fasulyeli çin eriştesini birazcık es geçiyorum. sebzelerin görüntüsü filtrelenmiş gibi ve hepsinin tadı çok lezzetliydi, zaten bu menüde pişman olma ihtimaliniz pek yok.
tatlı: ve gelelim bu yemeğe taç takma törenine. diğer bir deyişle, vanilyalı dondurma üzerine kızarmış kadayıfa sarılı muhallebi yanına özel çay seramonisiyle sunulan süt buharında demlenmiş milk oolong çayı. kung fu figürleriyle uzun boylu bir demlikte etkileyici bir şovun sonunda ç
yedikçe acıkmayı dilediğim, bayılacağımı bilsem gözüm kapalı yemeğe devam edeceğim bir akşam yemeği geçirdim zomato sayesinde. yemeğin en güzel taraflarından biriyse, yemeğin gerçekten hakkını veren, merak uyandıran sorular soran ve sayesinde bazı nüansların ne kadar olduğunu tattığım gurmelerle beraber yedim bu güzel yemeklerin hepsini. bitmedi, shang palace ekibi o kadar güleryüzlü ve misafirperverdi ki sanki gurbette memleketimi ziyaret etmişcesine sıcak bir ortamla karşılaştık. yetmedi, bize çıkarken en sevdiğimiz chili sostan bir kavanoz da hediye ettiler ki ailem de parmaklarını yesin.
son olarak. zomato etkinliğine katıldığım için değil, lezzeti, ortamı ve misafirperverliği sayesinde i̇stanbul’daki favori çin restaurant’larım arasında yerini aldı. üstelik bu kadar şık bir otelin içinde bu kadar çzel sunumlara oranla ekstra pahalı değil, zomato’dan menüsüne bakabilirsiniz. bir sonraki etkinlikte yepyeni maceralarla görüşmek üzere☺