bir egeli olarak çocukluk ve gençlik yıllarımdan her birinin ort. 2-3 ayını denizle iç içe geçirmiş bu süreçte istisnasız her hafta babamla birlikte balık halinde saatler geçirip mezatlara tanıklık etmiş, çok küçük yaşta balıkları ve bilumum deniz canlılarını öğrenmiş biri olarak i̇stanbul'da balık restoranları konusunda az biraz seçici olmam normal herhalde...aslında bunun başlıca nedenleri şöyle; 1)dondurulmuş/hazır fabrikasyon mezeler, 2)kısıtlı balık çeşidi (daha çok karadeniz ve marmara balıklarının ve pişirme tarzlarının ön planda olması), 3)az porsiyonlar, 4)astronomik fiyatlar. bu hususların bazılarında günden güne iyi gelişmelerin olduğu muhakkak, ama yine de en önemli müzakereler "bu levrek, deniz mi çiftlik mi" ekseninde devam ederken benim gözlerim çocukluk yıllarımdaki trança, sinarit, mercan, karagöz, kılıç balığı gibi balıkları arar hep...fakat i̇stanbul'da yine de beğendiğim birkaçmekanvar. bunlardan birisi de set balık. levrek marina, köri soslu lagos, balık köftesi hem sunum hem de lezzet olarak gayet başarılı olan meze ve arasıcaklardan sadece birkaçı. malzemeler taze ve porsiyonlar kararında. kalamar tavada, tabağın tümüne kalamarın bacakları yığılmayan bu mekanda çoğunlukla soğuk meze ve ara sıcaklar ile doyup ana yemeğe ihtiyaç duymuyorsunuz. fotoğrafta gördüğünüz, ana yemeklerden kemiküstü levrek; kendine has sunumuyla oldukça güzel. lezzetler mükemmel değil ama malzemeler ve sunum taze ve kaliteli...gelelim fiyatlara..bu yemek kalitesi ve lezzetine göre pek çok diğer mekana göre gayet iyi, geçen yıllarda daha da iyiydi, bir anda yaklaşık %20-30 oranında zam yaptı ama yine de gidilmeyi hak eden bir yer...