privato cafe

kahvaltı harikaydı farklı lezzetleri ve güzel bir hizmet ile karşılaştık iki kişi ziyaret ettik sıcakkanlılıkları ambiansı çok memnun ayrıldık
çay harikaydı .
masaya gelen herşey bize yeticek kadardı serpme kahvaltıda minumum israf ile ayrıldığımız biryer
teşekkürler :) yine görüşmek dileğiyle :)

ne güzeldir galata‘nın ara sokakları , müzik yapan gençleri, renkli ve yaşanmış evleri…
kulesinin gölgesindeki merdivenleri, isyan edenleri, şarkı söyleyenleri… yaşamak gerekir buraları, anlamak bir yerlere dokunmak gerekir… farklıdır çıkmaz sokakları, sokakta oynayan çocukları, çatılardaki aşkları…. hazerfan misali uçurur burası adamı, başka bir dünyadır, başka bir hikayedir galata. son dönemlerde ilgi uyandıran mekanları, butikleri, kitapçıları ile avrupai bir hava katar güzelim i̇stanbul’a. herkesin bildiği yoldan değil de bilinmeyen yollardan gitmek , karanlık sokakları gezmek, evlerin içlerine göz kırpmak, merakı ve heyecanı aynı anda yaşamak. 

her bir evin ayrı hikayesi , ayrı geçmişi üzerine düşünmek, derin yüz çizgilerini görmek.
güneşin güzel doğduğu bir sabah, trompet çalıp akşamdan kalan ihtiyar bir adam ile sigara paylaşmak kadar güzel, kesik yemiş, nağra atan külhani bir kadının sesi kadar da ürkütücü ve çekicidir burası. 
galata’yı dumanı sert gelebilir ; lakin iz bırakır evlerin çatıları.
haggard dinlemek gibidir burada yaşamak … bir sen hissedersin, kimsenin hissetmediğini. engindir, yakalamak kolay değildir öyle kolay kolay. 

karakter kelimesi ciddi bir kelimedir. karakterli insanlar olduğu gibi, karakterli mekanlar da vardır. galata sokaklarında gezerken bu mekanlardan birini tesadüfi olarak buldum. dekoru ve samimi havası ilgimi çekti . sokağı güzeldi. kahvesi daha bir güzel… öyle hikayeden filtre kahve değil, gerçek bir americano geldi. hani üzeri karamelimsi olur ya; içtikçe gitmez o kaymak tabaka, iyi biradaki köpüğe inat. 

merakla birlikte ağzım açık içeriyi gezip hülyalarına dalarken duvardaki ‘’stranger than paradise’’ afişi ile karşılaştım. 
filmin konusu aklıma geldi. hayaller, rüyalar…

pek bir beğendim içerisini, doğallığını, çalışanların güler yüzünü.sonradan fark ettim ki zeytinyağlı mezeleri, kahvaltısı zaten meşhurmuş.
gerçekten organik bir mekanmış burası. mevsiminde ne varsa o gelirmiş masaya. 
öyle içten pazarlıklı, protokol falan da yok gayet samimi burada herkes.
ağdalı ağdalı tipler de yok hem. senin gibi işte… 

sıradan; ama güzel tadınca özel; özel olduğunu zannedip sıradan… deli biraz, birazyeraltından fışkıran… 
mekan, galata da bilindik bir mekanmış, ama dediğim gibi galata da ki mekanlar arasında daha farklı bir yer
privato cafe. 
sonrasında; nazım hikmet portresi olan köşe . kışın, hoş sohbet eşliğinde, neyzene doğru yol alınası…
organik limonata ve çilek suyuna rom katıp hazırladıkları bir içkileri var . ben şahsen denedim ve çok beğendim . yaz içkisi olarak bu özel içkilerini tavsiye ederim . 
suç işlemeye iten şükela yemek kokuları…
yaşasın suç işleme özgürlüğü !!! 
kanımca mücveri müthiş buranın ; ama kanımca yemedim, yedirmem.
burası galata’nın en nostaljik cafesi. 
i̇talyanca özel anlamına geliyormuş privato cafe .
galata civarında gidebileceğiniz gerçekten özel bir mekan cümlesi önemli, vurucu, aranan … 

masa örtüsünden, zevkli fincanlara kadar, ev ortamı yakalayabileceğiniz, yapılan her işin doğal olduğunu gösteren bir yer 
mekan-ı latif diye bir kelime yok. hemen itiraz edilmesin, ama olsaydı sebebi burası olabilirdi.
galata da farklı bir cafe privato cafe ! 
taş ezmeden sağlanan zeytin yağından tutun da, mevsimine göre yapılan ev yapımı reçellerine kadar gidilmeye değer.
”ateş seni çağırıyor”cümlesine bu kadar tahrik oluyorsun da, ”taş ezme çağırıyor seni” kelimesine neden tahrik olmuyorsun ey okuyucu ? 
galata da ki farklı dekor eşliğinde, samimi bir mekanda tek başına bile oturup, lezzetli yemek sonrasında kitap okuyabileceğiniz ve kimsenin sizi rahatsız edemeyeceği, sakin ve huzurlu.bu cümle en çok içime sinen cümle idi .i̇yi bir aileden gelme örnek bir cümle !
bu arada değinmeden geçemeyeceğim . güzel müzik var burada , huzurlu müzik … 

sokak, pek bir duygusal bakıyor … mekanın arka tarafı ise galata kulesine bakıyor, bakışıyorlar yani ara ara … gözler kanatlanmak istiyor. 
yağmur başlıyor gibi …
gitmek gerek , koklamak gerek havayı . yaz, yaz kimse okumuyor zaten. 
eyle beni gönlüm sen eyle …
tünel meydanından galata’ya doğru inerken galata kulesine gelmeden sağdaki tımarcı sokakta privato cafe’yi ziyaret edebilirsiniz. 
yağmur başladı bu arada, şemsiye değil tom waits açın !!!

güler yüzlü isletmeciler - galata'dan tünel' e dogru çikarken privato cafe'ye oturalim dedik. kahveleri güzel güzel yudumladik. mekanla ilgili turistlerin yazdigi güzel seyleri okudum. dekorasyonu ile huzurlu biryeroldugunu hissettirdi. 10 metre ileri de curcuna hüküm sürerken kendimizi odamizda kahve içiyormusuz gibi hissettik. isletme oldugunu tahmin ettigim bayan, çok güler yüzlü, çok tatli bir insandi. hesabi istedigimizde çay ikram etti. anladigim kadariyla turistler, ögrenciler ve kendi çevresinin gelip gittigi bir yer. hos ve sakin. çalan muzikler de çok güzeldi. daha ne olsun.

geçtiğimiz haftasonu kahvaltı için gittik arkadaşımla. cumartesi olmasıan rağmenyerbulabildik. ağırlıklı turist ziyaretçiler vardı mekanda. i̇çerdeki atmosfer, konsept çok güzel. kahvaltı ise ilk etapta az gibi geldi bize. ama uzun bir kahvaltı yaptığımız için oldukça doyurucu olduğunu farkettik. kaliteli ve güzel bir kahvaltı yaptık. hemen hemen her masa da doluydu servis zaman zaman gecikti ama çok da takılmadım. fiyat ise bulunduğu konuma göre normal seviyede. sadece yöresel kahvaltı seçeneği mevcut mekanda içinde çok özel bir lezzet yok, börek ve peynir güzeldi. fiyat 35 tl.

i̇lk başta verdiğim 2 puanı nereden kazandığını söyleyeyim mekanın; konum ve iç tasarım, başka bir şey yok.

sevgilimle ilişkimizi iyi yönde ilerlettiğimiz mekan oldu burası. hafta sonu kahvaltı için geldik. puanına aldandık ve oturduk. kahvaltı 40tl idi, dedik bir kahvaltı ve menemen ikimize yeter, demez olaydık. sipariş verdikten 10dk sonra masaya getirmeye başladılar, en az 10 tane tabak geldi fakat tabaktakilerin tamamı tek bir tabağa sıkışmadan sığdırılabilirdi. çay kaşığı kadar bal, tek dilim sucuk, 6 tane zeytin, 2 cm peynir koymuşlar kahvaltıya ve hepsini ayrı tabaklara yerleştirmişler. tek bir cherry domatesi dörde bölüp onu da ayrı bir tabağa koymuşlar ki inanamadım. masa ağzına kadar dolu ama midelerimiz aç kaldı. şikayetimi kibar bir dille belirtmek için garsona "mekan sahibi minimalist mi?" diye soru sorma gafletinde bulundum, yayık ağızla bana "yooo, değil" demekle yetindi. velhasıl kelam bir daha uğramayacağım yerler listesine biryerdaha ekledim. sevgilimle ilişki ilerletme meselesiyse şudur; kahbaltı gelince birbirimize acıyan gözlerle baktık ve bundan sonra evde kendi kahvaltımızı kendimiz hazırlayalım, hem doyalım hem de yalnız başına kalmanın keyfini sürelim dedik ?

i̇stanbul'da en beğendiğim kahvaltılardan biri privato'da. hem serpme hem her şeyden yeterli ölçüde bulunuyor. reçelleri, peynirleri hepsi i̇stanbul dışından geliyor. dolayısıyla lezzetsiz olması imkansız.
menemen ise yediğim en güzel menemenlerden. i̇çerisindeki sırrı bir türlü öğrenemedik, fesleğen veya nane olması olası :)
özellikle yabancılar tarafından uğrakyerolan bu cafe, benim de favori kahvaltı mekanlarımdan biri. taksim'de olup çayın ekonomik oluşu, serpmedeyeralmamasına rağmen ekstra gelen nutelladan para almamaları takdire şayan!

haftasonu tavsiye üzerine gittigimiz bir mekan. yazilanlarin hakkini fazlasiyla veriyor. kahvaltisi gerçekten inanilmaz ve klasik kahvaltilardan çok farkli. hersey dogal. birçok açikbüfe kahvaltiya tas çikarir. reçel çesitleri normal kahvalti masalarinda alisik olduklarimizdan çok farkli. sekersiz yapiliyor ve tabii onlarda dogal. çaylari bile bir baska güzel privatonun. demleme mis gibi çay geliyor.
hafif acili bir mercimek çorbasi var, denemenizi kesinlikle tavsiye ederim. mercimekte hataydan geliyor.
mekanin atmosferi de çok sicak ve samimi, sakin huzurlu bir mekan gittiginizde saatlerce oturmak isteyebilirsiniz. yanliz gitmeden önce arayip rez. yaptirmakta fayda var. talep çok oldugundanyerbulmak her zaman kolay olmuyor.

i̇stanbul'da kahvaltı yapılacak en iyi yerlerden biri. ulaşım kolaylığı, mekan tasarımı, çalışanların güleryüzlü oluşu, servis edilen her şeyin taze ve lezzetli oluşu gibi birçok artıya sahip. haftasonları çok kalabalık olduğu için gitmeden birkaç saat önce ararsanız sizin içinyerayırıyorlar. sanırım mekanın sahibi çok tatlı bir bayan var. masaya gelip tek tek recellerin (nar, kivi, ayva, armut vs değişik recellere mevsime gore denk gelmek mumkun) neler olduğunu soyluyor. daha sonra masanızın yanından geçerken hayli tatlı bir ifadeyle başka arzunuz olup olmadığını soruyor ve muhabbet ediyor. kahvaltı harika. çalışanlar harika. daha ne istenir ki! ufak bir bilgilendirme, son gittiğimde kahvaltının fiyatı artmıştı. 36 veya 38 gibi bir şeydi. i̇ki kişi tek kahvaltı ile çok rahat doyuyor. eğer tek kahvaltı yeterli gelmezse ortaya bir menemen söyleyebilirsiniz. o da gerçekten başarılı!

bence muhteşemden de öte biryerherşey için ellerinize sağlık her şey için.

masaya gelen sıcak tarçınlı ekmek çok güzeldi. i̇nsanın rahat ettiği bir mekan

galatanın ara sokaklarında kalabalıktan gürültüden uzak bir mekan. kahvaltısı dolu dolu geliyor.  öncelikle gözünüz doyuyor:) serpme kahvaltıda herşey var. biz iki kişi sipariş ettiğimiz serpme kahvaltının herşeyinden tattık fakat çoğunu bitiremedik. çalışanlar çok sıcakkanlı ve ilgililer. ucuz biryerolduğunu söyleyemeyeceğim ancak arada sırada paraya kıyıp keyifli bir kahvaltı zamanı geçirebilirsiniz.

galata bölgesinde, galata kulesinin arkasında bir ara sokaktayeralıyor. yanında yöresinde birkaç cafe / restaurant daha var. dışarıda birkaç masalık alanı ve içeride retro bir konsept söz konusu. oldukça hoş olduğunu söylemem gerekir. ayrıca çalan müzikler çok güzel. akşam oldukça sakindi. güzel müzikler eşliğinde oturduk, sohbet ettik. yediğimiz yemekler oldukça güzel ve porsiyon yeterliydi. bize yemek öncesi çorba ikramında bulundular. fiyatlar belki biraz pahalı ama bölge için normal denilebilir. personel oldukça güleryüzlü ve ilgili.

galata'nın sakin, tatlı bir sokağında. dekorasyon, konum, çalışanların ilgisi oldukça iyi. çerezin ikram olarak gelmesi vs oldukça nazik bir davranış. fiyatlar bir tık üst bunu da mekanın ambiyansından kaynaklandığını düşünüyorum. çalışanların kedileri su tabancası ile ıslattığını görmesem ( kediler cafenin dibine ya da içine bile girmeden) beş puan verirdim ve sürekli gittiğim biryerhaline gelebilirdi ama bu davranıştan sonra arada uğrayabileceğim mekanlar arasında yerini aldı

sarap, galata kulesi manzarasi, essiz yemekler, huzurlu bir sohbet = privato cafe - taksim'in kalabaligindan, kosusturmacasindan hem uzak, hem de çok yakin privato cafe. geçen kis, sokaklarda avare avare dolanirken kesfettim bu sirin cafeyi. sogukta gezerken donma tehlikesine maruz kalmamak için sahlep içecek biryerariyordum kendime ve galata'nin ara sokaklarindan birinde sirin dekorasyonuyla içine çekti beni privato cafe. sanirim son yillarda içtigim en leziz sahlepti, çocukluguma götürdü beni mis gibi kokusu. sonradan ögrendim ki, cafede her sey organikmis. kisin sik sik galata kulesi manzarasi esliginde gittik bu güzel cafeye. sonra 5-6 ay türlü nedenlerle gidemedik ve geçtigimiz cumartesi kirdik seytanin bacagini ve 4 arkadas raki içmek için tuttuk privato'nun yolunu.
özenle hazirlanmis tabaktaki mezeler tam anlamiyla harikaydi. 1 tabak yetmedi 2.ci tabagi siparis ettik ve en kisa zamanda tekrar gidelim diye sözlestik. huzur, güzel mezeler, essiz bir manzara taçlandirdi gecemizi.
bir de internet sitesinde sahibesinin yazdigi tanitim yazisi çok hos, paylasmak isterim.
kimi önceden kesfetmenin ve burada kendi olmanin mutluluguyla kapidan içeri giriyor, kimi kesfedemeyenlere ön ayak oluyor.


-----23 dec, 2013-----

açik ara en sevdigim kahvalti oldu privato'nun kahvaltisi. çesit çesit reçeller, havuç salatasi, pancake, peynir çesitleri, omlet, tereyag, gözleme ve daha birçok çesitinyeraldigi zengin kahvalti önce gözümüze, sonra midemize hitap etti :) :) çalisanlari, patronu, isletmecisi, sunumu, dekorasyonu ve zengin menüsü ile a'dan z'ye mutlu ediyor beni privato cafe. ayrica fiyati da çok makul geldi. 3 kisi, 2 kisilik kahvalti söyledik ve tika basa doyduk. kisi basi: 23 tl ödedik. not: birçok yerde kahvaltiya çayi dahil etmiyorlar ve beni deli ediyorlar. privato'nun kahvaltisinda ise çay sinirsizdi. türk kahvaltisina yakisinda bu olmali :)


-----09 nov, 2013-----

daha az önce oradaydim ve bu fotograflari da az önce çektim :) pancake yine enfesti, tarçinli, zencefilli, balli çay yine isitti içimi ve galata manzarasi cumartesi aksamini renklendirdi. burayi sevme nedenlerimin basinda leziz yemeklerinin disinda isletmecisi necla hanimin ve çalisanlarinin güler yüzü geliyor. ve tabii evinizin salonunda hissettirecek sicacik dekorasyonu.


-----15 apr, 2013-----

cuma aksami arkadaslarimla birlikte gittigim privato cafe, her zamanki gibi harika ev sahipligi yapti bizlere. yaza bomba gibi girmelerini saglayacak olan limonatasindan deneme firsatim oldu ve bayildim. uzun zamandan sonra ilk defa, su yerine limonata içtigimi hissettim de diyebilirim. ve yine yine yeniden orada vazgeçilmez olan pancake'nden yedim ve zevkten ruhumu teslim ettim :) bu özel mekanin sirri birbirinden leziz tatlar ve güleryüzlü sunumdan olusuyor kesinlikle. ikisinden biri eksik olsa bu kadar mükemmel olmazdi eminim. en kisa zamanda meshuuur kahvaltisini da denemeyi düsünüyorum. galata'ya yolunuz düserse, privato'ya ugrayip, buz gibi limonatasindan ve sunduklari güzel tatlardan denemeden, dönmeyin.

galataya inerken ufacik bir sokakta bulunuyor. dikkatli bakmazsaniz bulamazsiniz.yerbulmak sikintili. dekorasyon guzel ama kahvalti icin o fiyati bictilerse porsiyonlari birazcik daha buyutmeliler.

bence istanbuldaki en iyi kahvaltı yeri. başka hiç bir yerde bulamayacağınız kendi özel yapımı lezzetleri var. ayrıca servis çok hızlı ve işletme sahibi mükemmel bir insan. bir haftasonu kahvaltısından bekleyebileceğiniz mükemmel kahvaltı ve güzel ortam hepsi birlikte. önceden rez yaptırmak gerekiyor çünkü bazen çok kalabalık olupyerolmayabiliyor. iş yerime çok yakın olduğu için biliyorum kahvaltı dışında da oldukça güzel yemekleri var. bir akşam yemekten sonra ikram ettikleri ayva tatlısının tadını unutamadım hala.