bahçesi dört duvarla çevrilmiş açık cezaevini andırıyor. ağaçlarla dolu olması sizi yanıltmasın, her üç masanın beşinde insanlar, masadan hiç ayrılmayan menülerden yelpaze yapıp serinlemeye çalışıyorlardı. gereksiz bir kalabalık var içeride, çevredeki daha güzel diye tabir edeceğiniz mekanlar boşken insanların bu “yaprak kımıldamayan” yere doluşmasının popüler kültürün eseridir diye düşünüyorum. keza yemekleri üçüncü sınıf lokantalarda olan türden, köri soslu tavukta krema kullanmıyorlar, köftesi fritözde kızartılmış gibi kupkuru ve makarnası haşlanıp salçaya bulanmaktan ibaretti. çalışan sayısı içerideki kalabalığa oranla çok yetersizdi, hepsi canla başla çalışmasına rağmen bir sipariş vermek için çalışanların kolundan tutup durdurmanız gerekiyor.
yemeklerini tavsiye etmiyorum ancak arkadaşlarınızla oturup bira eşliğinde muhabbet etmelik bi yer olduğunu düşünüyorum. bir daha gidersem şayet yemek yiyip gideceğim. biraz servis çalışanı takviyesi, yemeklere bir iki tık iyileştirme ve bahçeye birkaç fan ile mekan daha da güzelleşebilir.