i̇stediğimiz yemekler, içeceklerimizden 20 dakika sonra geldi. doğal olarak içeceklerimizin soğukluğu kalmadı. izgara köfte istemiştim. normalde adından da anlaşılacağı gibi çoğunluğun köfte olması gerekiyor. ama 4 adet minicik köfte vardı. tabağın geri kalanı ise patates kızartması doluydu. bari köfteler biraz büyük olsaymış. ya da yemeğin adı patates tavalı köfte falan olsaymış daha uygun olurmuş. çünkü o köftelerle hiç kimsenin doymayacağı net olduğundan dolayı bari millet patatesle doysun diye tabağı doldurmuşsunuz.
yemekten sonra irish coffee istedim. tamı tamına 20 dakikada geldi. alt tarafı viski, filtre kahve, şeker ve kremşanti barındıran bir şeyi yapmanın bu kadar uzun sürmesi hoş değil.
ambians güzel. caz müzik çalıyor, marilyn monroe portreleri konulmuş, ışıklandırma hoş. ama bu ortamda televizyonun açık olması (üst katta) ve kanalın da eurosport olması saçma. ben hayatımda hiç caz müzik dinleyip viski içerken eurosport açıp yarış izlemedim. açılan kanal mekânın ruhuna ters olmuş. bir an kahvehanedeymiş hissiyatı yakaladım maalesef.
yine de beğendim. tekrar gelir miyim? gelirim. ama ızgara köfte sipariş etmem ve televizyonun bulunduğu ikinci kata çıkmam. orası kesin.