menü zengin, çeşitli, kafa karıştırmıyor. ne yemek istediğinizi bilirseniz seçim yapmanız kolay. menüde balıktan, tapasa, çorbadan et ürünlerine, risottodan, ev yapımı makarnaya ve salataya kadar tam 44 çeşit ürün saydım. masaya otuırduğunuz anda muammara geliyor karşınıza hemen.
tavsiye üzerine i-na-nıl-maz bir başlangıç ile yola çıkıyorum. toscana usulü füme somon. avokado dilimleri, somon havyar, limonlu kereviz ile geliyor. i̇nce avokado dilimlerine sarılı somonun, limonlu kereviz ile birleşince “aman tanrım!” diyorum. bu nasıl bir lezzet. ana yemeğe evriltilebilirse sanırım menünün kralı olur.
tapaslardan ise enginar tapenade, kişniş pesto ilen gelen ılık orkinos balığı, deniz ürünleri sevenler için bir hayli tatmin edici.
salatalardan ne yiyelim diye öneri istereniz cevabım net; milano usulü taze yer elması salatası, enfes! gorgonzola peyniri, taze bakla, macedamia, yağlı marul ve roka, kırmızı paprika sos ile servis ediliyor. rokaya oldum olası bayılırım. bir de taze yer elması ve diğer bileşenler ile uyumunu görünce yine yıldızlar arasına giren bir seçenek oldu.
mumlanmış balık yumurtası ile servis edilen frenk soğanlı minik kalamarlı risotto yine deniz ürünleri ile italyan stilini bir arada sevenler için biçilmiş kaftan.
izgara kuzu sırtı tavsiye edilirmiş. deneyelim dedim. i̇fadelerime dikkat. bir kuzu sırtı ancak bu kadar lezzetli olabilirdi. gelen kuzu sırtının 180gr olduğunu duyunca şaşırdım açıkçası. bana biraz daha büyük hissi verdi. macademia püresi ile gelen bu kuzu sırtı yumuşacık dokusu ve lezzeti ile parle‘nin unutulmayan lezzetleri arasına girmiş bile.