hikaye 30 yil önce basliyor. müjde tönbekici rehberlikten kazandigi para ile sirince’nin tepelerinde terk edilmis, çatisi ve bir duvari dahi olmayan bir ev aliyor. el yordamiyla o evi yaptiriyor. yazlarini burada geçiriyor. yillar sonra sevan nisanyan hayatina giriyor. bir süre sonra o yazlik ev, sürekli ikametleri oluyor. çocuklari burada doguyor, büyüyor.
köy evleriyle basliyorlar. iki ila bes kisinin rahatça sigabildigi, bahçeli, ocakli (ve ayrica kaloriferli), (birinde hamam bile var!), girintili çikintili ruhu olan üç ev yaratiyorlar. sonra kösk adini verdikleri bes odali otellerini yapiyorlar. kütüphanesi, sahane restorani ve basarili servisleriyle dünya çapinda nam saliyorlar. sonra ilyastepe ekleniyor. içinde daglari, dereleri, lavanta bahçeleri olan olaganüstü bir arazi üzerinde kuleli muleli (“hodri meydan kulesi”) akillara seza bir köy insa ediyorlar. felsefeleri basit ama bir o kadar zor: güzellikten ve sadelikten taviz vermeden insanin gözüne, kulagina, ruhuna sükûnet vermek.
ev sahibesi müjde, dünya tatlisi bir kadin. son numarasi yemek kurslari vermek. bostandan domates feslegen toplamakla baslayan dersler mükellef bir sofrayla sona eriyor. siddetle tavsiye ederiz…