(scroll down for english)
puanı sebebiyle kaç zamandır aklımda olan mekan. dış mekanda ancak yer bulabildik. cuma gecesi olmasına rağmen fiks menü olmadan kabul ettiler. havanın soğuk olması sebebiyle gar manzarası ile aramızda muşamba vardı.
mezelerden ne söylesek hoşumuza gitti. levrek marin her zaman ki gibi favorim oldu. garson değişik bir yemek öneremedi bir türlü ama ağzından kerpetenler birşeyler aldık ve değişik ana deniz ürünlü yemeklerinden denedik. metaxa soslu yemekleri en güzeliydi.
porsiyonlar ne yazık ki çağın hastalığı şeklinde çok ufak. müzikler bir hayalkırıklığı oldu. bu kadar deniz ürünü olan nostaljik mekanda yavaş başlayan müzik 1-2 saat içinde fasıldan eller havaya şekline döndü ve masaların arasında danslar başlayınca ayrıldık mekandan. (yunan ezgilri hoş olmaz mıydı?)
4 kişi 100lük rakı 5 meze, 2 istavrit ve 3 çeşit ana yemeğe 575 tl hesap verdik.
((eng))
it is hard to resist the score of the restaurant. we hardly find a table at outside sitting area, since the restaurant is quite popular. unfortunately, because of cold weather, you won't see the trains and sense the nostalgy.
all varieties of mezze we ordered were delicious. fish mezze is still my fav. we kept asking for special and different mains to the waitress, however, he was not in the mood. we tried some and liked the one with metaxa sauce.
thanks to the common trend, the portions are so small. besides, the live music was a total disappointment. started with slow music, followed by hands-up style (eller havaya) dance music. this was the time we left quickly. it deserves greek style music at all.