çok uzun zamandır bir meyhane akşamından bu kadar keyif almamıştım galiba. her yerde kendime bir "favori meyhane" belirleyen ben, taksim ve civarı için favorimi de bulmuş oldum böylece.
daha kapıdan girer gitmez kocaman bir gülümseme ile karşılandığınız bir yer burası. inanılmaz güler yüzlü ve keyifli insanlar çalışıyor. fonda usul usul müzeyyen'in sesi, tertemiz ekose örtülü masalardan birine geçip oturduğunuzda sanki "bir arkadaşın evine" gelmiş hissine kapılıyorsunuz. öyle de samimi bir yer. mutfağa yakın olan küçük salonda oturduk ve bundan sonra da tercihim orası olur. buyuk salon biraz kalabalık/gürültülü olabilir zira. eskiden haftanın iki günü canlı muzik varmış, kaldırmışlar; bana göre isabet olmuş.
mezeler düzgün, çeşit olarak farklı bir şey yok ama bazılarının alışılmışın dışında bir tadı var; muhammara gibi. kötü mü? hayır, ama farklı. yediğiniz mezelerden zevk alırsınız, kızarmış ekmek hiç eksik olmuyor masadan, servis de şahane yani ama damak çatlatan bir lezzet beklemeyin.
ara sıcaklarda iş değişiyor; ki ününü duydugum için gittim zaten. muhteşem sakatat yapıyorlar. yaprak ciğer enfes, yumuşacık, incecik, sulu ve kokusuz. uykuluk için ise kelimelerim yetersiz; tarifi imkansız derecede lezzetli bir uykuluk yedik, mutlaka deneyin. yürek ve diğer sakatat güveçleri bir sonrakine bıraktım ^^ "ortaya karışık" yaptırmak da mümkünmüş hatta.
rakı karafta geliyor, istediğiniz kadar bölüyorlar yani. biz 50lik istedik örneğin, 100'lük şişeyi yanımızda açıp 50lik karafı doldurdular.
sigara içmeyenler dumandan rahatsız olabilir, ben içmediğim halde rahatsız olmuyorum o yüzden sigara içiliyor olması da benim için bir eksi değil, hatta muhabbeti bölmediği için tercih ettiğim bir durum. ama bunu bilerek gidin lütfen.
fiyatlar şeffaf, makul. bazen yiyip içtiklerinizden ziyade ortam sizi mutlu eder, hatta sarhoş eder ya; burası öyle bir yer işte.
ve gecenin sonunda yine kapıda uğurlandığınız bir yer.