haftaiçi polonezköy'de yürüyüş sonrası beklenmedik acıkma sonucu yemek için gittik. yani klasik polonezköy kahvaltısı yorumu yapamayacağım, zira yemek yedik. hep görürdüm, hiç gitmemiştim. şöyle bir baktım, bilmemkaç yıllık, müthiş klasik ve naftalin kokulu (ki severim öyle yerleri), peki dedik girdik. menü çocukluğuma götürdü, menüde robespierre görmeyeli 20 yıl olmuştur... buraya kadar çok güzeldi, ama maalesef yemeklerin performansı ne klasiklik/eskilik iddiasını, ne de ödediğimiz yüklü hesabı hak etmedi. malzemesiz salataya, az/orta isteyip aşırı pişmiş gelen etlere, içki içmeden 200 tl üstü hesap ödedik. polonezköy'ün haftasonu kahvaltı akını dışındaki boşluğu, kaliteleri yerlere düşürmüş. kahvaltısı belki güzeldir, ama bir daha gideceğimi zannetmiyorum. açıkçası bir kere kazara girip müthiş kazıklanmış hissettiğim bir yer oldu. zaten polonezköy de garip bir yere dönüşmüş, alıştığımız salaş mekanlar garip tabelalı, saçma sapan ticarethanelere evrilmiş. üzücü.