bu taraflarda çalışıyor olmama ve de uzun zamandır gidilecekler listemde bulunmasına rağmen anca bu sabah yolumu lades menemene düşürebildim.
menemen yapılışı hakkında en çok tartışılan yemeğimiz olabilir. domateslerin pişme derecesi, biberlerin boyutu, menemenin kıvamı vs. vs. menemen konusunda henüz milletçe bir uzlaşmaya varabilmiş değiliz.
ben şahsen çakallı menemeni denilen, bütün malzemelerin homojen bir kıvamda birleştirilmiş halini severim. domatesler ezilecek, biberler minnak olacak, kıvamı hafif sulu olacak falan da filan. bunu istanbul'da yapan şimdiye kadar sadece bir yer (marmelat) bulabildiğim için zevkime göre menemen yiyemiyorum her zaman. omlet görünümlü menemen yapan yerler var arkadaşlar :(
neyse lades'e geri dönecek olursak; çakallı menemeni bir kenara bırakalım da, istanbul'da yediğim en lezzetli menemen burada yapılıyor. öyle tavasına, sahanına, masasına, mekana takılmayın. salaş bir yer, beyoğlunda bir ara sokak kahvaltıcısından/muhallebicisinden ne bekliyorsunuz ki tam olarak? pis değil ama bal dök yala da değil. menemende biberler daha küçük doğransa, domatesler biraz da ezilse olmaz mıydı? şahane olurdu, ama işte diyorum ya zevk meselesi. bir çoğunun sulu bulduğu kıvam bana göre tam yerinde örneğin, tam ekmek banmalık. ekmek demişken memenen demek tüm diyetlerin yalan olması demek, yarım ekmeği çok rahat gömüyorsunuz zira :(
servis hızlı, mekan dolu, üst kat var neyse ki, şansınız yoksa gittiğiniz saate göre orası da dolu olabilir gerçi. fiyatlar çok makul. sade menemen (menemen dediğin sade olur zaten, al sana bir tartışma konusu daha) 7, büyük çay (bu tarz bir yerde tabii ki su bardağında gelir çay) 2 tl. yanına bir de ittirdikleri su ile 10 tl ödedim ve kalori hesabını bir kenara bırakıp sadece bana yaşattığı mutluluk hissine odaklanarak ayrıldım mekandan.
son olarak; hafta içi saat 9 gibi tek kadın müşteri olduğumu da belirteyim, garsonların değil ama güvenliğimizden sorumlu bir takım arkadaşların nedendir bilinmez tuhaf bakışlarına maruz kaldığımı da.