kadıköy'ün en güzel ve sevgi dolu mekanlarından biri hiç şüphesiz. kahvaltı tabaklarındaki ürünlerin genelde o ürünlerin kendine ait yörelerinden geliyor olması ve bunun bilincinde kahvaltı etmek harika bir şey.
yalnızca iki odası ve hava güzel olduğunda sanatçılar sokağı'ndaki dış masalarıyla gerçekten adı gibi ufacık bir mekan olduğunu görüyorsunuz ama bu ufacık mekan, içine gerçekten güzel lezzetlerin dışına sevgiyi sıkıştırabilmiş.
i̇nsanlar burada zaten diğer şeylerden bahsetmiş, benim özellikle belirtmem gereken şey ise balkanlar'dan gelen bazı göçmenlerin kaymaçina dediği ve menülerinde kaymakçina olan tatlı... krem karamelin atası diyebiliriz esasen. ama orijinal yapılışta yumurta formülü birazcık daha ağır. fakat kibrit kutusu bunu günümüz damak tadına birazcık daha uygun getirmiş ki çok da güzel olmuş. kaymakçina güzeldir, kaymakçina iyidir. ayrıca wi-fi şifrelerinin kaymakcina olması da ayrı bir güzeldir.
kadıköy'e yolunuz düştüğünde, her biri french presste servis edilen çeşitli bitki çaylarından (nacizane önerim barış manço çayıdır.) ya da normal güzel demlenmiş bir bardak çayından içebilir, bir şeyler atıştırabilirsiniz. evinden uzak öğrenciler için anne köftesi muhakkak denenmeli. fotoğraf ekleyecektim fakat esasen zaten zomato'ya eklenen fotoğrafların birçoğu benim kadrajımdan çıkma olduğu için farklı bir şey bulamadım. :)
-----09 jan, 2014-----
söyle ki, disariya çiktigimizda "farkli tatlilar" denemeye bayiliyoruz. gittigimiz mekanlarin çogu maalesef ki siradan, bildigimiz ve her yerde bulabildigimiz tatlilari bize sunarken kibrit kutusu, bir rumeli tatlisi oldugunu ögrendigimiz ve o günden sonra #favorilezzetim olan "kaymakçina"yi bize cevizle sunmasi, hem farkli bir tatliya ulasmanin hem de essiz karamel ve kendine özel süt-yumurta formüllü tadiyla keyfimize keyif katmanin mutlulugunu yasatti diyebilirim.