herkes kendi hayatının öznesidir. mustafa amca jeans öyle biryeroldu ki insanları kelle olarak görüyor. gel iç çabucak kalk , her zaman tepende bekleyen yeni müşteri, suratsız garsonların “ - e haydi saatlerdir oturuyorsun bi çayla” düşünceleri gözlerinden okunuyor. en son 3 tl olmuştu inanılır gibi değil. tek övülecek yanı çayı hep taze kaçak - türk çayı harmanladığı için güzel. ama huzurla oturduğum biryerdeğil artık. suriye pasajındaki her de ha keza. hele övülen tostu. i̇ddiaya girerim ki hintli birinw yedirseniz “ -bu nedir hemşerim dayamışsın baharatı , ne yediğim belli değil“ der. yani tostun içindeki peynirin ne olduğunu tadamıyorsun. çünkü özensiz her bakkaldan alınabilecek pul biber ve kekik banyosu yaptırıyorlar tosta. ben pul biber ve kekik yemek istesem aktara gider ağzıma dökerim ama ben sadece tostuma aroma katsın diye i̇çine atılmış baharat seviyorum. i̇nsanlar markalaştığı işin gidiyor. starbucks tan farklı yok yani.