inari omakase japanese restaurant

çok güzel bir mekan hayatımda yediğim en güzel sushi deneyimiydi kesinlikle belki bu tip sushi yi sadece japonya da yemeniz mümkün sadece malzemelerin tamamı zaten ordan gelmekteymiş. helal olsun demekten başka bişi dememek lazım.

uzun süredir gelmek istediğim, sushilerinin çok iyi olduğunu duyduğum bir yerdi. sonunda gelmek kısmet oldu ve tabikide geldiğime değdi. dört kişi tadım gibi yaptık. sushiler 8 parça olduğu için ikişer adetten dört farklı roll denedik. başlangıç olarak corn kaikage süperdii. ardından fuji roll, kirohana roll, new dragon roll ve kamasutra roll yedik. hepsi çok lezzetliydi. bir tek fuji roll da pek bi özellik bulamadım. sushiler sırayla geldi. hepsini bir arada göremedik ama olsun. mekanın dizaynına gelecek olursak. i̇nanılmaz güzel. pastel pembe tonları hakim ve tavanda şemsiyeler çok hoş bir hava katmış. bir daha gelirim, fakat biraz şık bir restorant, günlük gelinebilcek bir yer gibi değil..

sushi'nin patlayan sekerlisi bile olan ve gercekten cok lezzetli secenekler iceren bir sushiland dusunun! hizmetinden, ambiyansindan ozellikle koltuk ve lamba dekorasyonundan, sushi ve ana yemeklerine, tatlilarina son olarak da bu kalite ve lezzete oranla olan fiyatina kadar her seyiyle mukemmeldi! bayildik! sushi tercihlerimde ilk sirayi zorlayacaga benziyor inari :)

beklentim yüksekti ve karşılandı. servis, ambians, lezzet ve içerik kalitesi çok başarılı. fiyatları verdikleri kaliteye göre uygun. teşekkürler.

uzakdogudan ya da amerika’dan dondukten hemen sonra turkiye’de bu konseptte bir restauranti degerlendirmek oldukca zor.
sebebi istanbul’da en iyisi dediginiz restaurantlarda bile malzeme kalitesinin uzakdogu ya da amerika’ya kiyasla vasat ya da kotu olmasi.
gecen hafta itibari ile los angeles the grove’da yedigim harika sashimi lerden sonra inari’de yediklerim kiyaslanamaz bile. ama dedigim gibi inari’ye yanlis zamanda gittim. iki-uc ay sonra yedigim sashimi ve rollar unutulmaya yuz tuttuktan sonra gelsem ayni yorumu yapmiyor olurdum.
saka bir yana inari benzerlerinden oldukca ust sinifta bir restaurant istanbul’u dusundugunuzde. sashimi kalitesi, sunumu zayif. ama rollarda ayni seyi soyleyemem.
mekanda kendini bu noktada farklilastiriyor zaten.
tempura karides ve truflu hindistan cevizi soslu maguro roll ve klasiklerden dragon roll basarili.
aslinda menusu oldukca zengin.
i̇smini japonların meşhur pirinç tanrısı’ndan alan inari sushi omakase, cemal ülman’ın bodrum’dan i̇stanbul’a uzanan meşhur balık lokantası arşipel’in giriş katında yer alıyor.
50 kişilik butik bir japon restoranı olan inari’de konsept olabildiğince minimal. bambu ve ahşaplarla kuşatılmış bu karakterli mekanın tat sorumlusu ise şef barlas günebak.
ülkemizdekileri bir hayli lezzetli bulduğum kılıç balığının müthiş bir yerel yorumu olan kajiki sashimi, pirinç yufkasına sarılıp ve üzerine üzün dilimleri kondurulmuş keyifli bir tempura karides denemesi mono nake roll gibi sayısız otoshi, sashimi, noodle, nigiri, maki roll, yaki mono, age mono seçeneği var.
sarap menusu zayif, kadeh saraplari oldukca pahali. chamlija’nin reisling ya da chardonnay inin kadehinin 10 dolar olmasi gereksiz.
tatli menusunde yesil cayli panna cotta tam bir hayal kirikligi, farklilasma adina orijinal panna cotta tadini bozarken dikkatli olmak lazim.
bununla beraber deniz tuzlu browni harika. enfes bir tat ve dogru porto kombinasyonu ile eslesse efsane olabilir.
inari, kurucesme’de japanese keyfi yapmak istediginizde dogru adres. hele ki bu mutfaga sadece turkiye’de gidiyorsaniz bence burasi istanbul’da ilk ikiye girer.
musteri kalitesi ile servis elemanlarinin kalitesi ortusmemekle beraber, istanbul’da artik bu, standart oldugu icin takilmamak lazim. sonucta insanlar istediklerinin karsiligini fazla beklenti icine gitmeden alabiliyorlar.
tekrar tekrar gidilebilecek bir yer.

fuji ve kirohana sushi rolllari favorilerim oldu. sift shell crab burger basarili ve doyurucu bi baslangic. corn kakiage da tavsiye uzerine yedik guzeldi ama fiyat-fayda acisindan soru isareti.. servisten de lokasyonundan da oldukca memnun kaldik. sık sık gidilesi..

mekanin ambiyansi ortami ve calisanlarin tutumu gercekten cok kaliteli. onden kizarmis karides ve yosun salatasi istedik ikiside gayet basariliydi. ancak sonrasi istedigimiz 3 sushiden birini cok begendik diger ikisi ise cok basarili degildi.

kendilerine has sushileri ile goz dolduran bir mekan. cesit cesit her damaga hitab edicek cesitler mevcut. favorilerim kirohana ve new spider oldu. onun disinda cok lezzetli baslangiclae ve kokteyller de var. sık sık gidilebilicek bir mekan. kesinlikle öneriyorum.

uzakdogu mutfagi sevenler buraya !! kurucesme'de bulunan ve bu sene kendini tamamen yenileyen inari den cok memnun kaldik. kalabalik bir grup olarak gittigimiz icin ortaya murekkepli yengecli mini burger (3tabe geliyor) ve cesitli roller istedik. sushilerden kirohana roll one cikti. kokteyl menuleri ise birbirinden lezzetliydi ama ben viski sevenler icin viskili kokteyllerini ozellikle tavsiye edecegim. en sonunda kizarmis dondurma ve cayla bu guzel geceyi noktaladik. mekan atmosferi ve dekorasyonu konseptine cok uygun. muzikler ise yormuyor, arkadaslarinizla, ailenizle veya basbasa guzel bir aksam gecirmek icin ideal.

değişik sushileri ile kalbimizi çalan i̇nari'den, başlangıç olarak lezzetli bir atıştırmalık shake pizza'yı tercih ettik. somon dilimleri, sarımsak, soğan, nane, ponzu mayonez, wasabi tobiko ve portakal yağı ile süper bir tat. sushileri kadar wow değil ama sushileri beklerken çok tıkamayacak hafif ve çok lezzetli bir atıştırmalık. değişik ve lezzetli sushileri ile ilk günden itibaren kalbimi çalan, i̇stanbul'un en iyi sushilerini yapan yer olarak rahatlıkla söyleyebileceğim i̇nari'deyim yine ve yine.. girer girmez kendimizi şefe teslim edeceğimize eminiz ve yanına gidiyoruz. sevdiğim tatları söylüyorum ve heycanla beklemeye koyuluyorum. her seferinde aynı heyecan oluyor? 4 porsiyon farklı çeşit ve tatlarda sushi denedik. trüflü mü istersiniz, elmalı mı, mangolu mu.. bir de "foie gras nigiri" yani kaz ciğeri. ama tabiki bunda da bir değişiklik var ve karamel soslu kaz ciğeri? finalde yollanan bu kaz ciğeri şaka gibiydi? bir şeyi yerken lezzetinden dolayı hiç gözünüz doldu mu? benim doldu! yine, yeniden tebrik ederim?

türkiye’de biraz önyargılı yaklaşsak da japon mutfağı sushinin ötesinde çok zengin, çok renkli, çok derinlikli ve yaratıcılığa çok müsait bir mutfak. ne güzel ki her geçen gün artan japon restoranlarıyla tanıdıkça seviyoruz bu farklı teknikler ve malzemeler kullanılarak ortaya çıkarılmış bereketli mutfağı.
barlas şef’in mutfağına girerken bana daha önce denemediğim onlarca sushi çeşidini hazırlayacağını bilmiyordum. önüme klasik nigiri, maki, inari gelecek diye düşünmüştüm ama fena halde yanıldım. bir keman virtüözü için keman ne ise barlas şef için de elindeki bambudan yapılan hasır aynı şey. hasırı eline aldı ve yardımcısıyla onlarca sushiyi sunuma hazır hale getirdi.
barbun usuzukuri
i̇lk başta japonların carpacciosu olarak da bilinen barbun usuzukuri hazırlayan barlas şef’in suzuki usuzukuri’yi barbunla sunması beni şaşırtmadı değil. barbun zaten hayran olduğum bir balık. japon mutfağında tadını duyumsamak beni mutlu etmeye yetti bile. şef barbun usuzukuri’yi yaparken kırmızı kaya barbunu ince ince dilimleyip üzerine kore turşusu kimchi yapımında kullanılan baharatlardan yaptıkları kimchi yağı döküyor. üzerine maldon deniz tuzu ile ince kesilmiş nane parçaları koyarak tabağa son noktayı koyuyor.
katsuo tataki
barbun usuzukuri ile birlikte sunduğu bir diğer tabakta katsuo tataki var. palamutun dışını çok kısa süre yüksek ateşte tutuyor ve daha sonra sashimi gibi dilimledikten sonra üzerine ponzu kurutulmuş yosun ve taze soğan ile zencefil koyarak servis ediyor.
shake carpaccio
bu iki tabağın ardından shake carpaccio hazırlamaya koyuluyor barlas şef. somonu ince carpaccio gibi dilimlendikten sonra arasına armut dilimleri, üzerine sanbazu sos portakal yağı, nane yaprakları wasabi tobiko ve kırmızı soğan parçacıkları koyuyor. sushide armut ve portakal lezzeti almak çok keyifli.
i̇narivice
sunum mu lezzet mi soruma ‘i̇lk başta lezzet ama sunum da çok önemli’ diyen şef i̇narivice’yi hazırlamaya başlamıştı bile. somon ve levreği sashimi halinde kesti. portakal, üzüm, çeri domates ve kapya biberini dilimledi. fesleyenli ponzu sos ve portakal yağı, kişniş ve nane yaprakları ile servise hazır hale getirdi.
lüfer carpaccio (blue fish carpaccio)
i̇nce dilimlenmiş lüfer; rendelenmiş zencefil, taze soğan ve kuru üzümlü ponzu sos ile servis ediliyor.
corn kakiage
corn kakiage’e gelince japonların geleneksel kakiage stilinde tempura yapılmış taze süt mısırı, shichimi (yedi çeşit japon baharatı), deniz tuzu ve beyaz truffle aioli sos ile yapılıyor. barlas şef’in hızına yetişemiyorum dostlar…
ebi chilli
hazırlanacak bir diğer sushi için ortaya çıkan ve ışıl ışıl parlayan karidesleri görünce yüzüm aydınlanıyor. çim çim karidesleri tempura yapan şef, acı kore biberi püresi olan gouchujang’den yaptığı sosu üzerine döktü ve karıştırarak çukur bir tabakta hazır hale getirdi. tempurayı uygun ısıda hazırlamak ve tutmak sahiden hüner istiyor. bu sayede tempura puf puf oluyor, fazla yağ çekmemesi en önemli detay.
crazy train
az önce kullandığı gouchujang sosunu şimdi de somonla bir araya getiriyor. sushinin içine, sosla karıştırdığı somon parçacıklarını ve japon ekmek kırıntısı çıtırları koyup üzerini avakado ile kaplıyor. üstüne unagi sos dökerek servis ediyor. tabak o kadar şık görünüyor ki diğer tabaklar gibi benden 10 puan alıyor elbette. lezzetine gelince önceki soslar gibi bu sosa da bayıldım. ekmek kırıntıları sushide memnun edici bir detay şeklinde. son derece hafif ve leziz bir sushi oldu.
deep purple roll
japonya’da shitake mantarını sık kullanıyorlar. türkiye’de de özellikle sushi yapımında sık görürsünüz shitakeyi. barlas şef, somon, salatalık, sote edilmiş shitake ve istiridye mantarını kullanıp üzerini incecik, zarif pancar dilimleri ile kapladı ve son dokunuşu üzerine trüf yağlı pancar püresi dökerek yaptı. fotoğrafta elimde görmüş olduğunuz, pembe pancar püresiyle dekore edilmiş güzel ve can alıcı tabak ortaya çıktı. deep purple roll da çok hafif ve pancarın, mantarların, somonun tadını rahatlıkla duyumsayabiliyorsunuz.
i̇nari special roll
armutlu sushi diyebiliriz buna ama tabii ki sırf armut ve pirinç kullanılmıyor. armut ve avakado ile üzeri yüksek ateşte kısa süre tutulmuş somon dilimleri, ponzu mayonez, jalepeno turşusu ve siyah havyarlar ile servis ediliyor. i̇nari’nin ve barlas şef’in spesialitesi.
i̇chigo roll
dedim ya şefimiz son derece innovatif bir sushi şefi. ichigo roll için acı ton balığı ve salatalık kullanıyor. en üste doğranmış çilek dilimleri, wasabi tobiko ve balsamik soya sosu döküyor. yaz ve kış bir aradaymış gibi. damağınız sersemliyor
maguro to kinoko roll
ben gelmeden önce istiridye mantarını hindistan cevizi sütünde marine etmiş barlas şef. tempura karides, salatalık ve mango ile üzerine ton balığı ve istiridye mantarı kullanıyor. en üste kişniş serpiştiriyor. mantarın girdiği her sushiye bayıldığımı söylemiş miydim?
yamagata roll
bu sefer de kompozisyonun öznesi bonfile. tempura karides ve avakado ile üzerine yüksek ateşde kısa süre tutulmuş ince bonfile dilimlerini yerleştiriyor. kırmızı tayland körili karnıbahar püresi, kapari, maydanoz ve tempura çıtırlarını üzerine koyarak hazırlıyor. tempura karidesle birleşen bonfile yumuşacık ve sulu.
hakojin roll
önceden ızgara yaptığı yılan balığını tempura olarak kızartıp mango ekliyor. üzerine deniz tarağı kaplı spicy mayonez, unagi sos döküp tadına bayıldığım pancar cipsi ile servis ediyor. pancar cipsi bu tabağa adeta bir tablo havası vermiş.
biguban roll
biguban roll’den ne zaman yesem çocukluğuma ışınlanıyorum. çocukken yediğimiz ağızda patlayan şekerler gibi patlıyor bu sushi. arkadaşlar arasında ‘patlangaç’ diyoruz kendisine. daha masadayken tabaktan gelen pıtır pıtır patlama sesini duyuyorsunuz. şekerler ağzınıza attığınızda patlamaya devam ediyor. müthiş bir his i̇çinde spicy surimi yengeç, patlayan şeker, avakado ve salatalık var. dış yüzü aromalı uçan balık yumurtası kaplı.
kiiro hana roll
kiiro hana roll soya kağıdının en estetik duruşu ve iştah açan sunumu sanırım. şef tempura karides ve avakadoyu soya kağıdı ile sarıp üzerine trüf mayonez ve patates çıtırları koyarak hazırlıyor. üzerine döktüğü sos da yine damağıma şenlik yaşatıyor.
foie gras nigiri
veee barlas şef finali öyle bir sushi ile yapıyor ki mutlaka denemelisiniz diyorum. foie gras nigiri tam bir lezzet topu. meşe odununda ızgara edilen kaz çiğeri üzerine özel karamel sosu koyuyor. önce karamelin yaydığı aromayı kokluyorum, soğumadan ağzıma atıyorum. evet, bu kadar sade ve basit ama bu yalınlık pek çok detayın profesyonelce harmanından ortaya çıkıyor.
çok fazla yoruma gerek yok. ne yapın edin, bir akşamınızı i̇nari sushi’ye ayırın. sonra rüyanızda barlas şef’in sushilerini göreceğinizi ve sık sık sushi aşereceğinizi garanti ederim

el degistirdikte sonra cok begendim. servis guzel garsonlar ilgili. misir tempura ve new spicy roll (trüflü) en begendigim. ayrica kokteylleri de basarili ancak barmenlerden biri alkolu daha az koyuyor :)

çok metini duyduk, yer açmak için uzaklardan yürüye yürüye geldik buraya. sushi günü ilan etmiş olsakta menüdeki her şeyin çok güzel gözükmesine dayanamadik, araya bir de shake pizza sıkıştırdık. soya sosuna biraz bandırınca bizce çok daha lezzetli oldu bu pizza. somon fümenin verdiği o tuzsuzluğu biz gibi tuzseverler böylece hallettik. sushi olarak açık ara favorimiz crunch shake oldu. 2. sırayı i̇nari special roll aldı, hemen ardından i̇chigo roll. aralarından sonuncu gelen yine de çok lezzetli olup tabağı çubuklarla sıyırtsa da adı menüde olmayan, yosuna sarılı olmayan üstüne patates cipsi konmuş bir rolldu, garsonumuzun tavsiyesiydi bu da. bunlarım hepsine rağmen yemelere doyamadık. şefin bunca "bunun sushide ne işi var" dedirten klasikten çok uzak malzemeleri bir lezzet patlamasıyla birleştirmesi ustalığını kanıtşıyor gerçekten. alnının akıyla "best sushi in town!!"

sanıyorum i̇stanbul’da daha iyi bir sushi restoranı yok. barlas şef’in elinden çıkan her şey o kadar lezzetli ki, menüsünde kendisine ait bir çok tarif var ve sanki tüm tariflerin ayrı bir matematiği var. her şey tam olması gerektiği gibi; ne bir eksik ne bir fazla.
not: aynı yorumu vadi i̇stanbul’daki şube için yapamayacağım. buraya da barlas şey’in dokunulu gerekiyor.

fotoğrafta gördüğünüz soft shell crab mini burger. yengeçlerin tadı güzeldi fakat hamburger ekmeği için aynı şeyi söyleyemem . biraz bayat ve lezzetsiz gibiydi . mekan küçük ama yeri güzel , ambians çok güzeldi .. rezervasyon yaptırıcaklar için denize yakın bir masa çok daha iyi olur.bu yemeğin yanına tempura mori almıştık . karides sevenler tavsiye edebilirim .