kangurular grubu adına yeni açılan mekanı denemek üzere yolumu i̇zmir'e düşürdüm. mekan sahibi burak bey yemeğe olan tutkusunu, uzun süre yurtdışında farklı mutfakları deneyimledikten sonra eşiyle beraber bu mekanı açarak taçlandırmış. öncesinde mekan işletmeciliği üzerine temel bir eğitim almayı da ihmal etmemiş. bu kafe-restoran küçük, şirin ve ergonomik şekilde tasarlanmış. burak bey özellikle eş yapımı makarna konusundaki pazardaki boşluğu farketmiş ve erişte (tagliatelle) tipi makarna konusunda öne çıkmaya çalışıyor. minimal bir restoranda formülünü oluşturduğu makarnalar ile piyasaya girmeye çalışıyor. pomodoro e capperi adlı makarnası (müşteri profili ve mevsim nedeniyle makarnalara hiç tuz konulmuyor) lezzet olarak çok dengeliydi ve klasik makarnanın aksine damağımdan kayıveriyordu. kaparinin tuzu, makarnanın tuzsuzluğu ve domates sosuyla çok uyumluydu. standardizasyonu hedeflediği için makarna formülünü personel ile paylaşmayı tercih etmiyor. kendisi özgün tariflere sadık kalmak istese de, özgün ürün bulma kısıtı ve müşteri geri dönüşleri buna engel olmuş. o da ürün lokalizasyonuna gitmeyi tercih etmiş. mesela suda mozzarella yerine rendesini kullanıyor. kendi yapımı olan buzlu çayın meyve aromasını zayıf buldum. yoksa oldukça ferahlatıcı ve farklı baharat aromalarından oluşan klasik bir yaz içeceği. tatlı olarak menüde gördüğüm ve sadece cookshopta önceden denediğim magnolia pudding yine müşterilerce beğenilmediği için şimdilik kaldırılmış. bende panna cotta'nın tadına baktım. herhangi bir berry sosu kullanılmamış haliyle bile çok güzeldi. tadı ve dokusundaki farklılık, kullandığı gizli malzemeden kaynaklıymış. fiyatlara gelirsem oldukça uygun; makarnalar 13-20 tl tatlılar 8 tl gibi. menü ve tasarım dahil mekândaki her detayı, eşiyle beraber düşünmüş. sosyal yönünü her müşterisiyle tek tek ilgilenerek kullanan burak bey, işini özveriyle ve severek yaptığı için bence doğru yolda. #kangurular instagram.com/kangurular