anlatmaya nereden baslasam bilemiyorum. az önce mekanist ekibiyle oradaydim ve eve gelir gelmez, sicagi sicagina yazmak istedim : ) 2 köprüyü gören ve istanbul’u kucaklayan manzarasi, güleryüzlü çalisanlari, birbirinden leziz yemekleri ve samimi atmosferi ile gönlümü fethetti dilruba restoran. özellikle yaptigi muhtesem yemekleri büyük bir askla anlatan adem ustaya, tüm gece boyunca masaya gelen her sey ve restoran hakkinda bilgi veren hossohbet ali bey’e ve basta idil hanim olmak üzere tüm mekanist ekibine tesekkür ediyorum bu özel gece için.
dilruba restoranin tahminimden çok ama çok daha zengin bir menüsü var. osmanli mutfagindan birçok lezzetle süslenen masayi adeta kusursuz bir tablo gibi seyrettik bütün aksam. vejeteryan oldugum için yiyemedigim et yemeklerini arkadaslarimin bayilarak yedigine sahit oldum : ) et yemeklerinden yiyemesem de müthis mezelerinden tattim, zeytinyagli tabaginda ne varsa silip, süpürdüm : )
ama damagimda kalan bir lezzet var ki, onun için en yakin zamanda tekrar tekrar gidecegim. ‘’nurdagi salatasi’’ sanirim hayatimda yedigim en leziz salatalardan biriydi. geceden aklimda kalan tatlardan biri de ‘’dilruba serbeti’’. yemegin yanina çok yakisti.
ayrica su ana kadar rastlamadigim bir uygulamasi var. 3 kisiden fazla olursaniz üsküdar’dan servisle sizi alip, restorana kadar getiriyorlar. bu uygulama çok hosuma gitti.
dikkat çeken ve bana çok sevimli gelen bir uygulamasi da kahvaltiya gittiginizde tabaginizi silip, süpürür, hiçbir sey birakmazsaniz %10 indirim yapiyorlar.
uzun zamandir bu kadar leziz yemekler yememistim ve bu kadargüzelagirlanmamistim hiçbir yerde. bu geceden sonra süphesiz ki dilruba restoranin müdavimlerinden biri de benim.