develi kebap, uzun yillardir müsterisi oldugum, artik çok sik olmasa da, en azindan senede üç-bes defa ziyaretine gittigim bir kebapçidir. farkli subelerinin farkli anilari ve anlamlari var benim için.
memleketim olan fenerbahçe yöresinin güzide bir lokantasi olmasindan ötürü kalamis'taki mekan, develi'nin en sik ziyaret ettigim subesidir ve gönlümde ayri bir yere sahiptir. buraya ailemle çok geldim, keyifli yemekler yedim, hem bahçesinde, hem genis iç mekaninda bulundum. ayrica bir dönem fenerbahçe maçlarindan önce vazgeçilmez mekanimiz olarak iki haftada bir coskulu kutlamalarimiza tanik olmustur kalamis develi. (yazilarimi takip ediyorsaniz, sonradan todori'nin imparatorlugunun basladigini söylememe gerek yok herhalde.) burada masalarin üzerine çikarak kaç defa "ekinler dize kadar" diye bagirdigimizi unutamam. her daim televizyon kameralarinin bu coskuyu belgelemek amaciyla masalarin arasinda cirit attigini da animsiyorum.
atasehir develi deseniz, geçen seneden beri, simdi oturdugum yere çok yakin olmasi sebebiyle, arada sirada ugradigim bir mekan haline geldi. her oturdugum bölgede, evime yürüyüs mesafesinde bir develi bulunmasi tuhaf bir meseledir aslinda.
istanbul'da açilan ilk develi olan samatya ise, bana kalirsa, eski, orijinal yapisi ve denize bakan muhtesem terasi ile en güzel subedir hala. buranin da bende önemli bir anisi, kisisel tarihçemde unutamayacagim bir yeri vardir. zira ailemle önemli bir haberi paylasmak için seçtigim lokanta burasiydi bir zamanlar.
samatya develi'de gecenin bir saati, terasta oturup çöp isi yemek, yaninda da buz gibi rakidan bir yudum almak, hiçbir sey düsünmeden avare avare samatya meydani'na bakmak, neden bilmiyorum, bir rüya gibi naksolmus bellegime.
tarihçesine gelince, develi restaurant, halen develi yönetim kurulu baskanligi görevini yürüten arif develi’nin dedesi tarafindan 1912 yilinda, antep’te kurulmus. arif develi, 1966 yilinda istanbul’a gelerek, istanbul'un tarihi mekânlarindan samatya’da develi restauranti açmis ve bugünkü haline 46 yil içinde gelivermis. bu süre içinde samatya, etiler, atasehir, florya subeleri açilmis. ayrica, kalamis marina'da kebapçinin hemen yaninda, deniz ürünleri servis eden develi marin de subeler arasinda sayilabilir.
simdi, yillardir tanidigim, bildigim bu lokanta hakkinda, olumlu-olumsuz samimi görüslerimi paylasmaya geldi sira:
öncelikle belirtmem gerekir ki, etiler ve florya'daki develi subelerine hiç gitmedim. yorumlarim buralari kapsamayacaktir.
samatya'yi bir kenara birakirsak, benim en çok ziyaret ettigim kalamis ve özellikle de atasehir develi'de insanin dikkatini çeken ilk unsur "genisliktir". burada anlatmaya çalistigim sanki sinirsiz sayida insani beslemeyi hedefleyen inanilmaz bir hacim sevgili dostlar. açiklamasi güç. bu noktada develi'nin kendi web sitesinde atasehir için yazilmis cümleleri birebir aktarmak istiyorum : "7.000 m2 kapali alan üzerine kurulan develi atasehir, sahip oldugu büyüklük ile "türkiye'nin en büyük restaurantlarindan biri” olma özelligi tasiyor. 6 kat olarak konumlandirilan develi atasehir’de, 2 kat kapali otopark ve 1.000 m2 bahçe kullanim alani bulunuyor. tasariminda modern ve klasik tarzi ayni çati altinda zarafetle birlestiren develi atasehir’de, 200 kisilik deneyimli bir ekip misafirlere hizmet veriyor." bir yandan bundan etkilenmemek mümkün degilken, öte yandan, yemek kalitesinin nasil muhafaza edilebildigi sorusu geliyor insanin aklina.
yemeklerden önce servisten bahsedelim. zaman zaman ufak tefek aksamalar olsa da, develi'de servis kalitesi yüksektir. hizli ve hassastir garsonlar. daima pozitif davranirlar, sürekli kostururlar ve sayilari çok fazladir. istedikleriniz çabucak önünüze konur. maç günlerinde bile -ki en büyük aksakliklar o zaman yasanir- ellerinden geldigince hizli ve yaratici davranmaya çalisirlar. iddia ediyorum ki, develi'nin en büyük basarisi, yemeklerini bile ikinci planda birakan servis yetenegidir. bu, koca bir orduya komuta etmeye benziyor diyebiliriz.
yemekler için, karisik hisler içerisinde oldugumu önceden belirtmemde fayda var. bu is denge meselesi aslinda. az masali bir isletmede yemek kalitesini korumak mümkündür. ama develi gibi çogu günler banket yemegi servis eder gibi yogun çalisan yerlerde isler biraz daha çetrefilli hale geliyor. kisacasi develi'nin bazi yemeklerini severken, bazilarina iyi not veremecegim.
siradan gidelim. önceden yedigimiz soguk mezeler genelde fena olmasa da bazen hayal kirikligi yaratir develi'de. patlican salatasi güzeldir, haydari tarzi yogurlu mezeleri fena degildir. her yemekten önce verdikleri çig köfteleri ise bence orta kalitede seyretmektedir. daha dogrusu istikrarli degildir. çok lezzetli çig köfteler yedigimi de biliyorum burada, nispeten daha zayif olanlarini da. acili ezme kivamindadir, tursusu pek lezzetlidir. en son gittigimde yedigim mas piyazi ise tam bir hayal kirikligi idi.
burada ara sicak faslina gelindiginde masaya mutlaka findik lahmacun ve küçük peynirli pidelerden getirirler. kanaatimce lahmacun standart bir tada sahiptir. peynirli pide ise çok basarili bir sekilde yapilmistir. kisisel olarak pastirmali humusunu da çok begendigimi itiraf etmem gerekiyor. giderseniz mutlaka söyleyin derim.
ana yemekler söz konusu olunca, benim favorim çöp sistir. bir porsiyon söylemeyin, daha fazla isteyin. lavas arasinda dürüp afiyetle yiyin. nefis bir et, harika bir lezzet.
iki numara, kalabalik günlerde mutlaka döner de söylerim ben. onu da dürüm yapip mideye indiririm. ne fazla yagli, ne de kayis gibidir. olmasi gerektigi gibidir.
üç numara, dana saslik siparis edin. cimri davranmayin bu konuda da. bol bol söyleyin. enfes bir tadin damaginiza sivandigina sahit olacaksiniz.
terbiyeli kuzu sis, kaburga, kanat ve tavuk isi için de pozitif duygular içindeyim. karisik bir kebap söylediginiz zaman bunlari birarada afiyetle yiyebilirsiniz.
kebap meselesine gelince...acili kebaplarini begendigimi vurgulamam gerekir. (adana). fakat is fistikli kebaba gelince biraz degisiyor. develi'nin en önemli spesyallerinden birisi olarak lanse ettigi bu kebap benim hiç tarzim degil ve açik konusmak gerekirse bana lastik gibi geliyor zaman zaman.
bunlarin üstüne bir de baklava yemenizi öneririm. nefis, çok basarili. ardindan çikip bir saat kadar yürüyün, yoksa bu kadar yedikten sonra bayagi zorlanirsiniz.
sonu.: ben develi'yi seviyorum. hem benim için özel bir anlami var, hem de pek çok yemegi hayli lezzetli diyebilirim. henüz gitmediyseniz bir subesini (bence samatya'yi) mutlaka ziyaret edin. bunu bir cuma ya da cumartesi gecesi yapin ve önceden yer ayirtmayi unutmayin.
http://lokantalarim.blogspot.com/2012/02/develi-kebap.html