bu kadar kuyruk bu kadar reklam bombardımanı (blogcular falan) ama ne yazık ki ''bu muydu'' dedirtti, çok üzgünüm. i̇lk olarak peynirler beni tatmin etmedi çok kalitesiz buldum. daha çok göz boyuyorlar ama beni o minnoş minnoş çaydanlık, tabaklar, kaseler (kırık olanlar servis edilmemeli) ve renkler doyurmaz, ben tabağın içine bakarım. menemen çok zor bir şey değil ama o hiç olmamıştı. portakal suyu???minicik şişede servis ediliyor, yapmayın lütfen, çay bardağında mı servis edeceksiniz...zeytin kupkuruydu, reçeller aman aman değildi. o patlıcan ezmesi ne alaka? gözleme, bazlama ve acuka dışında pek bir şey beğenmedim. pancake var mı diye sorduk nedi̇r diye sordu garson...hani krep gibi falan dedik sonra da boşver dedik....mekan güzel ama lezzet? çok daha iyisini gördüm, incelik ve kalite için aheste'ye gidip ilham almanızı tavsiye ederim, i̇stanbul'da gelmiş geçmiş en iyi kahvaltıcı. mekan sahibi de yani, çok üzgünüm ama yapmacık buldum, konuşması gülüşü robot gibi, doğal olun esnaflık böyle sahte gülüşlerle yalandan müşteriye soru sorarak değil, sami̇mi̇yet nerde. büyük beklentiyle geldim ama sonuç? o kuyruğa girmeye değmez.