malum i̇stanbul devamlı genişlemekte ve bundan da birçokyernasibini almakta. daha 5-6 seneye kadar karaköy'ün bu kadar dolup taşacağını söylesek sanıyorum herkes gülerdi ama kapital sistemin gerekliliğinden dolayı bizler bir şeyi deniyoruz, seviyoruz, sıkılmaya başlıyoruz ve daha farklı alternatiflere yöneliyoruz. i̇lk asmalımescit'te böyleydi, şimdi in cin top oynamaya başladı. şu anda karaköy'de aynı durum yaşanıyor. ne zaman giderseniz gidin baya bir kalabalık, sürekli açılan, yenilenen ve değişen kafeler. karaköy'ü ne zaman tüketiriz bilmiyorum ama karaköy tükendikten sonra sıradaki durağın balat olacağı kesin. balat'a giderseniz, film setleri dışında küçük küçük şirin kafelerin açıldığını görebilirsiniz. balat'ta ilk açılımı yapanlardan biri de cafe naftalin k. karşısında vintage & second hand ürünler satan bir dükkanı da bulunan cafe naftalin; tarihi yarımadayı gezdikten sonra nefes alabileceğiniz, cumbalı evlere ve sokaklara bakarak geçmişe olan özleminizi giderebileceğiniz bir yer. bir şeyler yemek için çok geniş menüsü yok ama samimi ve içten çalışanları sizin aç kalmamanızı sağlayacak şeyler sunabiliyor. ben tatmadım ama çevremde oturan birkaç kişinin yediklerinden bunu gördüm diyebilirim. bizim tattıklarımıza gelirsek, çikolatalı ve damla sakızlı dibek kahvesi tercih ettik, çok kahve sever biri olmama rağmen başarılı buldum. kahve sevenler için değişik denenmesi gereken alternatifler sunabiliyor. balat'ın değişip saçılması için ilk fidanı atan cafe naftalin k.'yı başarılı bulmakla birlikte tebrik de ediyorum. bence işlerini iyi yapıyorlar. balat ne zaman ne kadar sürede bir değişime uğrar bilmiyorum (ki bunda fatih'in demografik yapısının da etkisi olacaktır.) ama çok fazla kalabalıklaşmadan tarihi özümsemek ve dinlenmek istiyorsanız balat ve çevresine gidin derim. benim nacizane önerim; güne burada cafe naftalin k. kahvaltı tabağı alıp başlamaları ardından kahve ile cilayı yapmaları,aldıkları enerjiyle kırmızı lise, fener rum patrikhanesi, balat sokakları şeklinde gezmeleridir.