cafe naftalin k

öncelikle şunu belirteyim ki cevresi pek tekin değil ve üst tarafları tehlikeli sayilabilecek bir konumda ? bulundugu sokak ve ortam olarak sıcak ve hoş. çalışanlarcokkibar ve yardımcıydı. mardin kahvesi aldım yorumlardan okuyup ve dibek kahvesinden bir farkı yoktu kanimca ? diğer aldığımız kahve suryani kahvesiydi ve aciydi garsonun da belirttiği gibi. açıkcası kahvelercokküçüktü vecokpahalıydı (9 tl) ve tadlarinda da özel bir şey bulamadım. kahve yanında gelen badem şekeri hoş bir detay. diğer balat kafelerini denemek için tekrar balat'a geleceğim fakat buraya tekrar gelmem herhalde. kesinlikle söyleyeceğim kötü bir şey yok ve kafeye ortamı icin ve ilginç kahveleri icin gelinebilir fakat ben gelmem :)

dekorasyonuyla olsun çalışanlarıyla olsun çok sıcak bir yer. kurabiyeleri çok lezzetli. kocaman cafe zincirlerine inat böyle küçük ve samimi mekanları benim gibi sizde seviyorsanız tavsiye ederim

iki karşılıklı naftalin cafe var ikisidee birbirinden tatlı. mekanın içinde incelenecek o kadar çok şey varki hangi detaydan bahsetsem bilemedim:) buzdolabı kapılı wcsinden mi , mektup şeklinde sempatik menüsünden mi, singer dikiş makinesı şeklindeki masasından mı?? :) kesinlikle gidip görmenizi gerektiren çok fazla sevimli ayrıntılar var mekanda :)

fener rum patrikhanesi'ndeki ruhani havadan henüz sıyrılamamış bir halde, fener rum lisesi'nin mimarisi karşısında şaşkınlıklar içerisinde kalmıştık ki birden kendimizi bu maziyi çok iyi yansıtan cafe'de bulduk. kendimi "geleceğe dönüş" filmlerindeki marty mcflay gibi hissettiğimi söyleyebilirim. tıpkı biz de onun gibi 30-40 yıl öncesine gitmiş kadar olduk.  60'lı, 70'li, 80'li yılları anımsatan pek çok eşyaya tanık olduk bu küçük ama içi dolu mekanda. fonda çalan 60'ların "rock n roll" müzikleri de ince düşünülmüş güzel bir detaydı. bir zarf içerisinde sunulmuş ve el yazısıyla yazılmış menü zaten şirin olan mekana ekstra şirinlik katıyordu. kendim çilekli smoothie tercih ettim ama pek beğenmedim. aynı masada kakuleli kahve ve kürt kahvesi içenlerden de birer yudum tattım. i̇kisi de hoş görünüyordu. fiyatlar normal. mekanın adındaki k harfi, behzat ç.'ye selam çakar nitelikteydi. aynı zamanda 80'li yılların vamp kadınlarına ait kartpostallar da o zamanın gençleri şimdinin ihtiyar delikanlılarına ah çektirecek boyuttaydı..

her gittiğim seferde tekrardan çok sevdiğim bir mekandır kendisi, çalışanların samimiyeti ve hayvan dostu olmaları pek ayrı bir güzel. bazı mekanlar iyi ki var :')

istanbu'un kosturmacasından uzak,sicak mı sicak,huzur dolu,cıvıl cıvıl ,farklı kahveler,anne kekleri kurabiyeleri,enfes limonata,seçme güneydoğu tatları,hoş sohbet-güler yüz işletmecisiyle bir gidip bidaha çıkamayacağınız bağımlısı olacağınız bir yer burası.. balat'a en çok yakışan mekan,siz de oraya ait hissi illaki uyanıcak bi köşe mutlaka vardır anlatılmaz gidilip vintage tabaklarda kekler yenir,kahveler içilir ,enerjisi hissedilirse ne dediğimcokiyi anlarsiniz.. orayi iyi ki kesfetmisim kışın da sobada kestane ayırmaya gidicem bol bol? mekan sahibi bülent bey ve zeynep hanima tesekkurler..

naftalin çok sevimli bir cafe. çok doğal, çok samimi, çok rahat. balat taki hemen hemen her yer gibi küçücük ama güzel. damla sakızlı dibek kahvesi ve türk kahvesi tercih ettik biz. aslında birde çilekli limonata istemiştim çokta güzeldi aslında ama nanesiz demeyi unuttuğumdan içemedim ? çünkü nane asla tahammül edemediğim tek baharat ?

hava bugün biraz bulutlu ama bu bize engel mi, tabii ki değil! balat'ın en orjinal mekanlarından biri olan naftalin cafe'deyiz. dışarıdaki dantel örtülerle süslü masalardan birine kurulduk, tavşan kanı çaylarımızı söyledik gelen geçen mahalleliyi izliyoruz. bir yanda koşuşturan suriyeli çocuklar, evlerin camlarından sarkıp dedikodu yapan teyzeler, muhabbet eden amcalar.. naftalin'in iç dekorasyonu da bir o kadar ilgi çekici cinsten. her bir köşesi ince ince düşünülmüş. yemek olarak çok bir alternatif yok ama çay-kahve veya bir tatlı için uğrayabilirsiniz. herkese bizden keyifli günler!?? #istanbulamentem #springtimeist

yağmurlu bir günde, kendimle baş başa kalmak ve bir kaç satır karalamak için yollara düşmüşken keşfettim burayı.. tam da o anki ruh halime uygundu. i̇çinde birbirinden farklı dekor eşyalar var. dantelden masa örtüleri, antika saatleri, kitaplığı ve nereye baksanız muhakkak kedilerle ilgili bir şey göreceğiniz mükemmel bir mekan.. tavsiye edebileceğim en güzel şeyse.. elmali kurabi̇ye! bayıldığım bi kurabiye çeşidi olduğundan mı bilemiyorum ama yanında çayla bir güzel bir lezzetli geliyor ki sormayın, ellerine sağlık.. sahibi olduğunu düşündüğüm hanımefendi o kadar tatlı şen şakrak birisi ki.. tek tek sohbet ediyor her gelen müşterisi ile. hatta şöyle bir davranışı da çarptı gözüme; mekanda banka kartı kredi kartı vs hiç bir şey geçerli değil nakit dışında. bir çift vardı, kredi kartı uzattılar ve kabul olmadığını öğrenince hele birde etrafta bankamatik vs olmadığını görünce şok üstüne şok yaşadılar. ama o hanımefendi hiç sorun etmedi, misafir gibi ağırladı misafir gibi uğurladı kendilerini. böyle şeyler önemlidir, özellikle de benim gibi detaylara takılan, önem veren insanlar için.. tek rahatsız olduğum konu şu oldu ne yazık ki, mekandaki kedi sevgisinden bahsetmiştim, hal böyle olunca içeri girip çıkan müdavim kediye kimse ses etmiyor. buraya kadar her şey doğal.. hele kedi o kadar sevecen ki insan gibi düşünüp kendisine sevgi gösteren misafirlere teşekkür etmek amaçlı ( sahip hanımefendinin demesine göre ) hediyeler sunuyor. benim payıma düşen hediye ise o gün dışarı çıkıp içeri tekrar giren o kedinin mekanın ortasına, ki bu sobanın yanı oluyor, gelip koskocaman fare ölüsünü bırakması oluyor.. neye uğradığımı şaşırdım ve sadece gözlerimi kapadım. diğerleri de rahatsız oldu tabii, ama o hanım dünyanın en doğal olayı gibi herkese sakin sakin ve gülerek teker teker teşekkür etti. şimdi bu duruma ne demeli bilmiyorum, kesinlikle mekanın tatlılığını sıcaklığını götürmez ama malesef o kedinin orda olduğunu biliyor olmak beni biraz tuhaf ediyor.. siz yine de gidin, ama kediye dikkat. çok sevgi göstermeseniz iyi olur.. :)

balat keşfinin kahve durağı balat'ın dışarıdan en çok ilgi çeken mekanı naftalin k. mekanın içerisi harika. bir soba ile birlikte duvarlarda sağda solda her yerde vintage öğeler var. saatlerce etrafı izleyerek oturabilirsiniz. mekanın ismindeki k'dan da anlaşılabileceği üzere kitap, kahve, kedi dostu bir mekan. menüsünde özellikle ilk sayfasında kürt, mardin, dibek vs gibi bir sürü farklı çeşit özel kahve var. tabii amerikano, latte gibi diğer kahveler de var ama gelmişken farklı bir şeyler deneyelim dedik. tarçın aromasıyla mardin ve vanilya aromasıyla kürt kahvesi denedik. çok beğendik, özellikle mardin kahvesi harika! tarçın aromasına bayıldım.

instagram da birde karşıma çıkan ve kedi-kitap dostu olduğunu öğrendiğimde koşarak gittiğim cafe ? herşey çok güzel ve sıcacık. konsept mükemmel ??

taksim çok kalabalık, karaköy de keza öyle. bu civarlarda olan, kafamı dinleyeceğim sakin bir yer arıyorum diyorsanız tam olarak burası. (umarım çok fazla popüler olmaz?)
gördüğüm en güleryüzlü işletme sahibine sahip, müzikleri, dekorasyonu, kahveleri harika bir yer. adından da anlaşılacağı üzere vintage konsept bi mekan. ama öyle yapmacık vintage değil. ki zaten işletme sahipleri ikinci el işiyle de uğraşıyor. tek eksiği menünün biraz kısıtlı olması. o da büyük bir mekan olmamasından kaynaklanıyor. deli gibi açsanız gitmenizi önermem. arkadaşlarla oturup laflamalık daha çok. üstelik hayvan dostular. cafeyi sahiplerinden çok benimseyen iki-üç tane minnoş kedileri var :) kahvelerden kakuleli mardin kahvesini denemiştim, aşırı kahve tüketen bir insan olmamama rağmen güzeldi. atıştırmalıklardan tostları iyidir.