yılbaşı akşamı. saat 21:00. şaşkınbakkal'da birini bekliyorsunuz, sadece 20 dakikaniz var ve bir çay içmek için 20 senedir müşterisi olduğunuz cafecaddeye giriyorsunuz. dışarda yılbaşı için bir düzen kurulmuş, erkenden gelip geceye başlamış olan masalar var ama içeride en arkada kimsecikler yok. eskiler hemen tanıdı, iyi seneler hocam deyip oturttular hemen arkadaki o boş masalardan birine. "acele bir çay çocuklar, 10 dakikam kaldı" dedim. 5 dakika sonra çay yerine somon balığı tadında bi kız çocugu geldi ve "bu gece alakart gecesi, fiks menu, rezervasyonunuz var mi" dedi. "benim 10 dakikam bile yok, bir çay içip kaçıcam, rahat olun" dediğimde "yardımcı olamicam" diye cevap verdi. "pardon, duymadınız galiba, zaten kalkmak üzereyim, sadece çay içicem" diye tekrarladım ama tekrarladığıma da pişman oldum. çantami alip montumu giyip cikmam 10 saniye sürdü. üstelik, çıkarken orta koridordaki yüksek sandalyeli tek sıra masada 3-5 çocuk kahve, çay vs. içiyordu. neyse. 20 senelik ilişkiler iste böyle 2 dakikada bitiyor, "yardımcı olamicam" diyen bir yeniyetmeyle. biri lazım esas, size yardımcı olsun. bana mekan çok, size de 20 yıllık müşteri... tekrar gorusmemek uzere, yardımınız olmadan nice mutlu seneler #cafecadde