evime yakın olup bir türlü deneme fırsatı bulamadığım brekkie’yi dün itibari ile deneyimleme fırsatı bulduk. mekan 9’da açılıyor olmasına rağmen vardığımızda saat tam olarak 08:46 ydı ve 18 masanın tümünün de dolduğunu öğrendik :)) 18 masadan sonraki 2. 18de 3. sıradaydık. i̇çeriye müşteriler alındıktan sonra, kapıdaki görevli arkadaş dilersek numara bırakıp yoğurtçu parkında vakit geçirebileceğimizi, sıra yaklaşınca da arayacaklarını iletti. yolun karşısına geçip oturalı 5 dk olmadan, bizden sonra gelen ve bizden sonra isimlerini yazdıran 2 müşteriyi içeri aldığını gördüm. tekrar yanına gidip, kapıda bekleyenlerin içeri alınıp parkın içinde telefon bekleyenlerin aranmamasının hoş olmadığını söyledim. daha sonra bu arkadaş kendi hatası olduğunu kabul edip, bize başka masa açıp elinden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştı. yemek esnasında sürekli yanımıza gelip ikramda bulunmak istedi. mekan önünde sıra bekleme kısmı hayalkırıklığı oldu açıkçası. 08:43 te ismimizi yazdırıp, masaya oturup sipariş verme saatimiz 09:56 yı buldu. bu sebeple yoğurtçu parkında oturmanızı ya da mekan kapısından uzaklaşmanızı önermiyorum.
kruvasanlara gelince, belki de istanbulun en iyi kruvasancısı sayılabilir. dokusu paris’teki du pain et des idées ya da paul e çok yakın. biz tuzlu olarak mom sausage ve lotus u denedik. mom sosis gayet lezzetliydi yanında da 3 sos ve domates salatalık geliyor. lotus 4-5 kişinin yiyebileceği bir tatlı. 3-4 lokmadan fazla waffle yiyemeneler lotus’u da bitiremeyebilir. bize ağır geldiği için bitiremedik. menüde çilek ve muzla servis edildiği yazıyor, bizim gibi özellikle çilek seviyorsanız sipariş verirken sormanızı öneririm. çünkü masamıza gelen 2 parçada da sadece muz vardı. kahvelerini sevmedik, çay güzeldi, mekan çok ferah. 1 cappucino, 1 çay, 1 mom sausage ve lotus’a toplamda 98 tl ödedik.
tekrar gelip bu kadar sıra bekleyip, bu stresi yaşar mıyız bilmiyorum açıkçası. take away daha mantıklı.