pazar sabahları erken uyanılır, kahvaltılık zeytin peynir yanına da biraz domates, salatalık alınırdı. hemen yanındaki simitçinin simitleri; borekcinin de boreklerinden biraz alınıp doğruca çınaraltı kahvesine gidilirdi... hava soğuk da olsa, sıcak da olsa farketmezdi.. bu piknik usulü kahvaltılığın yanına soylenen menemen ve bir de demli çay; çınaraltı kahvesi'nin vazgeçilmeziydi.. salaş ve servisi yavaştır... ama ne manzarasına paha biçebilirsin; ne de oradan vazgeçebilirsin.. insanların dakikalarca boş masa kovalayıp masa örtüsünü sermek için mücadele verdiği bir mekan burası. üniversiteli yıllarımın başından; 20 li yaşlarımın sonuna dek sık sık gittiğim; müdavimi olduğum mekanlardan...
hımm bır de mert var orda, cok guleryuzlu servis elemanları. asla kırmaz; deniz kenarında boş masa kovalardı.
ne zaman sıkılsam daralsam nefesimi aldığım yerdir; ben de yeri çok ozeldir.