gerçekten neden insanlar çığlık çığlığa, kuyruklarına basılmışcasına "çok lezzetli, öldüm, bittim, bayıldım..." diyor anlamadım. acaba içerideki mahşeri kalabalıkta karınlarını doyurabildikleri için bir minnet borcu mu bu ifadeler? ya hu tamam kötü değil ama öyle damak çatlatan, iç gıcıklatan, aş erdirecek bir lezzet de değil. burnum fazla hassas olduğundan mı bilmiyorum ama ağır bir koku alıyorum bu dönerde. tamam adamlar buralara kadar kara kaşları, kara gözlerine gelmemiş ama bence o bahsi geçen lezzet ortaya çıktıkları ilk yıllarda kalmış. zaten yerli işletmecilerimiz ilk günkü lezzetlerini korumayı başarabilirler sapır sapır döküleceklerine her yanlarından michelin yıldızı dökülüyor olurdu. bir de "hesabı kendi cebinden ödeyecekmiş gibi bakan" ya da "damadı beğenmemiş kız babası tavrı" ile servis yapan çalışanlara (hepsi değil) bir çözüm bulunmalı.