yaşadıklarımı sırayla anlatayım, sonra da bağlarız... ilk temas: vale... yolun karşısına parkettim, yanıma geldi, burası iyi mi dedim karşıya alabiliriz dedi. karşıya aldım, abi anahtarı alayım dedi, yahu anahtarı niye alıyorsun bizim arabada çoluk çocuk işimiz çok, ‘ abi burası yol üstü’ vs.... gereksiz bir müessese. ardından geçtik içeri oturduk, oturuyoruz öyle... gittim menu istedim sonra geldi.
neyse, menü fena değil ama çok özel bişey yok, orta halli ‘cafe’. ortam: fena değil, ağaçların altı, ahşap dekor -ok. siparişler gelmeye başladı, belli bi elektrik yakaladık sanki ama ara sıcak gelmedi, hatırlattık, geldi... neticede fena değil. mekan yol üstü, araba sesi doğayı yeniyor. fiyat/performans fena değil ama tam ruhunu bulamamış gibi.
sabah ver yine kahvaltını ama akşamüzeri barbekü olur, happy hour olur bişeylerle belli et tarzını... bence :)