istanbul'a gerdanindan bir buse.. - süleymaniye'nin arka taraflarindan sahile dogru kivrila kivrila inerken dar bir sokagin hemen saginda kalir aga kapisi ve ahsap zeminiyle kucak açar misafilerine, ufaktan gicirdayarak bir "merhaba" demek adettendir. giriste kasanin oldugu yerde kavanoz kavanoz bekleyen bitkiler dikkatinizi çeker umarim. manzarasina diyecek yok ama her daim o kadar kalabalik ki teras kenarinda bir masa bulabilmek için adeta bekleyenlerle savasmaniz, neredeyse bosalan masaya uzaktan önce çantanizi sonra kendinizi atmaniz gerekiyor ki bu da içeriden disariya, kenarlara kaçarken en az 2-3 masa degistirmeniz anlamina geliyor. aç gitmeyin, aç kalirsiniz çünkü sunduklari ürünler çok lezzetsiz, servis gecikmeli, hatta bir defasinda yarisindan fazlasi dolu gazoz kutumu önümden alip götürmüslerdi ( hos, ben; bir sonraki gelisimde de kalanini içerim artik dedigimde yeni bir kutu ikram ettiler ama :) ), nargilesi basarisiz, öyle bir iki nefes çekip birakanlardansaniz deneyebilirsiniz ama uzun uzun içmek için uygun degil. siz iyisi mi süleymaniye'de ki kurufasülyecilerde karninizi doyurun, sonra gidin çayinizi için.